Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz” sözü yaşama geçirildi ve Resmi Gazete’de şeri bir karar yayımlandı. Karar ile faizsiz finans kuruluşları denetçileri için belirlenen etik kurallar, fıkhi (İslam hukuk kuralı) hükümlere bağlandı. Hukukçu Turgut Kazan konu hakkında, "Türkiye Cumhuriyet’i laik bir Cumhuriyettir. Kuralların hukuka laik Cumhuriyet’e uygun olması gerekir. Şimdi bir kez daha anlaşılıyor ki her şeyi adım adım birilerinin anladığı İslamiyet’e uydurmaya çalışmalarının bir adımıdır" ifadelerini kullandı.
14 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de, Kamu Gözetim, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun 12 Aralık 2019 günü aldığı “Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Kurallar” kararı yayımlandı.
Cumhuriyet'ten Işık Kansu ve Seyhan Avşar'ın haberine göre Kuranıkerim’den ayetler, Hz. Muhammet’in hadis-i şeriflerinden, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çalışmalarından alıntılar yapılan kararın giriş bölümünde, “muhasebenin, İslam dininin farz-ı kifaye (yapanın sevabını aldığı, tümden yapılmadığı durumda toplumun tümünün sorumlu olduğu yükümlülük) olarak gerekli kıldığı mesleklerden” sayıldığı kaydedilerek, şöyle denildi:
“Adil olma kavramı (adalet), Kuranıkerim’de birçok ayette geçmektedir. ‘Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlarına yardım etmeyi emreder’ ve ‘Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor...’
Kararda, fıkhi ilke ve kuralların, bu etik kurallara, amaçları bakımından diğer tüm nedenler üzerinde, sürekli ve değişmez dini kaynaklı potansiyel bir yaptırım gücü sağladığı belirtilerek, denetçiler için etik ilkelerin dini dayanakları sıralandı. Bu dayanaklar arasında “insanın yeryüzündeki halifeliği ilkesi, ihlas (ibadette içtenlik), takva (Allah’tan korkma), Allah’a hesap verilecek” olması yer aldı.
Mesleki yeterlik ve özen ilkesine dayalı etik davranış kuralları da tanımlanırken, “Denetçi, mesleki görev veya hizmetlerini özenle ve düzgün biçimde yerine getirirken Allah-u Teâlâ’ya, topluma, mesleğine, müşterisine ve kendisine karşı sorumlu olduğu” denildi. Bir başka kurala göre de; denetçilere, Allah-u Teâlâ’nın kendisini sürekli izlediğinin ve kıyamet gününde hesap vereceğinin bilincinde olması zorunluluğu getirildi.
Hukukçu Turgut Kazan, içinde yaşadığımız dönemde anayasasız bir Türkiye yaratıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Siyasi iktidar ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ne isterse yapabileceğini düşünüyor. Şeklende olsa halen bir anayasamız var. Cumhurbaşkanı da bu anayasaya göre seçildiğine ve yemin ettiğine göre böyle bir şey kural dışıdır. Türkiye Cumhuriyet’i laik bir Cumhuriyettir. Kuralların hukuka laik Cumhuriyet’e uygun olması gerekir. Şimdi bir kez daha anlaşılıyor ki her şeyi adım adım birilerinin anladığı İslamiyet’e uydurmaya çalışmalarının bir adımıdır. Şüphesiz ki kural dışıdır.”