En son "Bodrum Masalı" dizisinde kamera karşısına geçen Şevval Sam, şimdi de Ahmet Boyacıoğlu'nun yeni sinema filmi "Siyah beyaz"da rol almaya hazırlanıyor. Müzik piyasasına giren genç yeteneklerin zor bir döneme denk geldiklerini söyleyen Sam, günü yakalamanın tek kriter olmadığını belirterek "Zamansız şarkılar üretebilen hayatta kalır" dedi.
Milliyet'ten Senem Aydın'ın sorularını yanıtlayan Şevval Sam'ın açıklamaları şöyle:
- Bodrum’da hayat nasıl?
“Bodrum Masalı” dizisi bitince ayrıldık Bodrum’dan. Yoğunluk başlamadan kaçmış olduk. Ama sonbaharda tekrar Bodrum’a döneceğiz. Orada yaşamaya karar verdim.
- “Bodrum Masalı” sezon finali yaptı. Sırada neler var?
Dizi devam etse de yeni sezonda ben olmayacağım. Dolayısıyla yeni projeler için görüşmelere başladım. “Siyah Beyaz” filmimin yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu’nun yeni sinema filmi için Ankara’ya gidiyorum. Bir yandan da konserler devam ediyor zaten.
“Yoğunluktan üretmeye odaklanamıyorum”
- “Aşk Olsun” single’ı beklediğiniz ilgiyi gördü mü?
Bilmem. Benim için üretim amacı ve üretme süreci çok önemliydi. Yıldönümü ve aşk hediyesi olması sebebiyle manevi değeri de yüksek. Umarım herkeste aynı karşılığı bulur.
- Yaz aylarında yeni bir şarkıyı dinleyicilerle buluşturacak mısınız?
Vakit bulabilir miyim bilmiyorum. Yoğunluktan üretmeye odaklanamıyorum.
- Farklı türlerde şarkılar seslendirdiniz, albümler yaptınız. Bu anlamda sırada neler var? Bizi şaşırtacak bir çalışma yapar mısınız?
En farklısı sanırım okul öncesi bebekler için yaptığım “Nanninom” ninni albümüydü. En son çıkan albüm. Ben içimden gelen müziğin rehberliğinde hayatın içinde akıyorum. Benim için bu, her daim sürpriz demek.
- Oyunculuk ve müzik kariyerinizde her şey istediğiniz gibi gidiyor mu?
Ömrümün sonuna kadar müzmin bir öğrenci olacağım. Bu açıdan her şey istediğim gibi gidiyor; yani öğreniyorum...
- “Aşık olduğumda, o ilişkiye mutlaka emek veririm” demişsiniz. Şu an aşık mısınız?
Evet, üstelik gitgide büyüyen bir aşk...
“İnsan çocuğunu izlerken kendini de temize çekmeli”
- Oğlunuzla ilişkiniz nasıl?
Farklı karakterleriz aslında. Bir taraftan da o kadar çok benzerliklerimiz var ki... İnsan çocuğunu izlerken kendini de temize çekmeli çünkü kızdığımız birçok şeyi gençliğimizde yapmış oluyoruz.
- Tarık Emir Tekin, Oxford’un Drama Bölümü’ne seçildi. Bu başarı size ne hissettiriyor?
Ben insanın bu hayatta bir yaşam amacı, onu hayata bağlayacak bir tutkusu olması gerektiğini düşünüyorum. Emir’in bu hayattaki tutkusunu bulmuş olması benim için çok kıymetli. Bundan sonrası çalışmak ve emek vermek artık.
- Kariyerine dair planları neler? Sizin bu anlamda yönlendirmeniz oluyor mu?
Yeni jenerasyon bizden çok daha becerikli bu konularda, yönlendirilmeye ihtiyaç duymayabiliyorlar. Yine de hem annesi hem meslektaşı olarak tecrübelerimi paylaşıyorum, belki işine yarar diye... Ama onun vizyonu, benim onun yaşındaki vizyonumdan geniş.
“Zamansız şarkılar yapabilen hayatta kalır”
- Müzik piyasasındaki genç yetenekler için ne diyeceksiniz?
Zor bir döneme denk geldiklerini düşünüyorum. Dinleyici profili biraz değişmiş durumda. Sadece günü yakalamak tek kriter olmamalı. Zamansız şarkılar üretebilen hayatta kalır.
- Siz kimleri dinlersiniz?
Çok fazla müzik dinlemiyorum. Sessizlik ihtiyacında oluyorum son dönemlerde. Söylemek istediğim şarkıları yoğun dinliyorum, müzik dinler gibi değil. Ama yolculukta müzik dinlemek keyifli oluyor. Rembetiko, fado ve caz seviyorum. Bazen de gençliğimin rock klasiklerini dinlemek heyecanlandırıyor beni.
