Sevda Kurtoğlu
Şiddetsiz Toplum Derneği (ŞTD) Başkanı Rıza Sümer, bireysel silahsızlanma çerçevesinde “ruhsatsız silahların” toplanması için İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Ayrıca ruhsatlı silahlar da yeniden gözden geçirilmelidir” dedi.
İstanbul Esenyurt’ta 28 Temmuz’da bir tekel bayisinde yaşanan silahlı saldırının kamuoyunda yarattığı infial sonrasında “bireysel silahlanma” konusu yeniden gündeme geldi. ŞDT Başkanı Sümer, Esenyurt’taki olay ve bireysel silahsızlanma konusunda T24’e konuştu.
“İçişleri Bakanlığı, iyi niyet çağrısı yapmalı”
Bireysel silahsızlanma konusunda İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunan Sümer, şunları söyledi:
“İçişleri Bakanlığı, iyi niyetli bir çağrı yapmalıdır. ‘Ruhsatsız silahları bize teslim edin’ demeli. Ama silahı olup da şu ana kadar ruhsat almayan insanlara nedeni ne olursa olsun ruhsat verilmemeli. Ayrıca ruhsatlı silahlar da yeniden gözden geçirilmelidir. Çünkü ruhsatların alınmasında yalan beyanlar, aldatmalar, sahte belgeler olabilir. Ya da birilerinin devreye girmesiyle verilmiş olabilir.”
“Toplum olarak dayanışma sürecine girmeliyiz”
Toplumda bir dayanışma süreci başlaması gerektiğine dikkati çeken Sümer, “Herkes birbirini uyarmalı, aileler, okuldaki öğrenciler, üniversitedeki öğrenciler, askerler herkes uyarılmalıdır. Ailede ruhsatsız silah kullanan varsa mutlaka güvenlik güçlerine bildirilmelidir. Ruhsatsız silah taşıyan insanları ikna etmeleri lazım” dedi.
“Silah kaçakçılığının önlenmesi zorunludur”
Sümer, şöyle devam etti:
“Silahsızlanma için ilk olarak silaha ulaşımın durdurulması gerekir. Yasadışı silah üretiminin ve kaçakçılığının da önlenmesi zorunludur. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde yasadışı hafif ateşli silahların ve kesici silahların kaçak olarak üretildiğini düşünüyorum.
Silah taşıyan insanların, silahı kullanmadan tespit edilmesi gerekir. Bu konuda teknolojiden faydalanmamız lazım.
“Erken yaşta kampanyalarla anlatmalıyız”
Türkiye’de silah kullanımı ve şiddet, diğer ülkelerden daha fazla. Bu nedenle Türkiye’de bir seferberliğin başlamasını gerekir. Ruhsatsız silah taşımanın, kadına, çocuğa, doğaya zarar vermenin okullardan başlayarak çok erken yaşta güzel kampanyalarla anlatmalıyız. Dünyanın yeryüzündeki cennet olması için silahlı bir insan topluluğu bulunmamalı. Kimsede silah olmamalı, silaha ne gerek var. İnsanlara küçük yaşta şiddetsiz iletişim kurmayı öğretmeliyiz.”
İçişleri Bakanlığı’na kurultay önerisi
Bireysel silahsızlanmanın sağlanması çerçevesinde İçişleri Bakanlığı’nca özel bir kurultay önerisinde de bulunduğunu söyleyen Sümer, “Bireysel silahsızlanmayla ilgili olacak bu kurultay sayesinde birçok yerden insanların fikirlerine çözümlerine ulaşacağız. Polis ve diğer güvenlik güçleriyle yetinmeyip herkesin görüşlerini almaları lazım” dedi.
Sümer ayrıca, İçişleri Bakanlığı’na sundukları kurultay talepleri hakkında yazılı açıklama yaptığını da söyledi.
Açıklama şöyle:
“Şiddetsiz Toplum Derneği ve birkaç gönüllü kuruluş (STK) yıllardan beri bireysel silahlanmanın ivedi olarak durdurulması, bireysel silahsızlanmanın sağlanması, devletlerin de ağır silahlar üretmemesi, silah ve zararlı madde kaçakçılığının önlenmesi konularında çabalar gösteriyor, adeta çığlık atıyorlar.
Sürdürülen bu çabaların ve çığlıkların, topluma ve ilgili kamu kuruluşlarına etkili bir şekilde ulaştırılabilmesi için, asla ayırım ve niteleme yapmadan basınımızın iletişim desteğine, ilk sırada gerek bulunmaktadır.
İçişleri Bakanlığı’na, çok ivedi olarak, TBMM, Milli Eğitim, Adalet, Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlıkları ile birlikte, bizlerin, kadın - erkek isimlendirmesi ve ayırımı yapılmaksızın meslek ve gönüllü kuruluşların (STK) ve siyasal partilerin katılacağı iki veya üç günlük kurultay düzenlemesini, kurultayların illere de yaygınlaştırılmasını öneriyoruz.
İvedi olarak, ruhsatsız silahlar toplanmalı, ruhsatlı silahlar gözden geçirilmeli, ruhsatlı silahlar yetki ve görev alanları dışında taşınmamalı, en küçük şiddet olayında veya girişiminde af, serbest bırakma, suçlarda ceza indirimi olmamalı, suçların mutlaka hukukta bir karşılığı bulunmalı, cezalar ağırlaştırılmalı, alt ve üst ceza sınırı arasındaki açıklık daraltılmalıdır.
Silahlı şiddet örgütleri silahlarını bırakmalı, can ve kandan beslenen üreticilerin, satıcıların ve kaçakçıların durdurulmasına katkı verilmelidir. Haklar, silahsız ve şiddetsiz aranmalı, korunmalı ve savunulmalıdır.
İnsan, hayvan ve çevresi ile sevgi, saygı, şefkat, hoşgörü, dostluk ve barış içinde yaşanan, silahsız ve şiddetsiz Türkiye, Dünya ve uzay, kısaca yerin üstündeki cennet diliyorum.”
Ne olmuştu?
Esenyurt'ta 28 Temmuz'da tekel bayisine giden gruptakilerden biri burada bir süre tartıştığı Yunus Emre Erzen (24) ile yanında bulunan Batuhan Bayındır (20) ve Yusuf Erzen'e (21) ateş etmişti.
Şüpheliler olayın ardından kaçarken, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan yaralılardan Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır hayatını kaybetmişti.
Olayın ardından yapılan çalışmada dört şüpheli yakalanarak Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirilmişti.
Şüphelilerin kaçmasına yardım ettiği iddia edilen H.A. da soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı.
TIKLAYIN - Esenyurt'taki tekel bayisi kavgasında cinayet zanlısının ilk ifadesi ortaya çıktı
TIKLAYIN | Google'da "ruhsatsız silah taşımanın cezası" trend oldu
|