California'daki Silikon Vadisi başarının ileri teknolojideki sembolü olarak görülüyor. Ama hikayesinin arkasında yatan başka gerçekler de var.
Silikon Vadisi ABD'nin altın çocuğudur. Başarının sembolü, yenilikçiler, yaratıcılar ve yerinde duramayanlar için bir çekim merkezidir.
Ama bu başarının arkasında yatan başka gerçekler de var. Silikon Vadisi başarısızlığa karşı oldukça esnek, hatta onu olumlu karşılıyor. San Francisco'nun güneyindeki bu eski meyve bahçelerinin bugünkü konumunu başarının yanı sıra felaketlere ve hayal kırıklıklarına borçlu olduğu söyleniyor.
Silikon Vadisi'nde başarılı görülmeniz için önce başarısızlığı yaşamış olmanız gerekiyor.
Öyle ki her yıl 'Failcon' adıyla yapılan konferansta başarısızlıklar gündeme alınıp bunlardan dersler çıkarılmaya çalışılıyor. Benzer konferanslar artık Tel Aviv, Bangalore, Barcelona gibi şehirlerde de düzenleniyor.
Dünyanın en ileri teknolojisini ifade eden Silikon Vadisi'nin ABD'nin doğu kıyısındaki New York ya da Boston gibi yönetime yakın olan şehirlerde değil de batı sahilinde, California'da yeşermesi tesadüf değil. Burası reddedilmiş âşıkların, iflas etmiş iş insanlarının, hayal kırıklığına uğramışların sığındığı bir yer olmuştur.
Silikon Vadisi ayrıca başarısızlığın ve karşıtlığın bir yaşam biçimi olduğu 1960'lardaki karşı-kültür hareketinin ürünüdür.
Bugün de risk sermayesine dayanan sektörler başarısızlık riskini göze alma üzerine kuruludur. Finansörler yatırımlarının en az yüzde 70'ini kaybetme riskini göze almıştır. Ama imkânsızı başarıp bütün kayıpları tazmin edecek o icadın peşindedirler.
Bu Vadi başarısızlıkları da çabuk unutup mezara gömer. Burada başarının ya da başarısızlığın geçmiş kayıtlarını da bulamazsınız. Yüzü sürekli geleceğe dönük olduğu için geçmişe bakılmaz. Ama bulmak isterseniz biraz kazınca kökleri çıkar karşınıza.
İlk rastlayacaklarınızdan biri 367 Addison Avenue adresindeki evin garajıdır. Burası 1938'de Stanford Üniversitesi mezunu iki gencin, Bill Hewlett ile Dave Packard'ın saatlerce çalışıp deneyler yaptığı yerdir. Teleskop motoru, bowling oynarken faül çizgisi geçildiğinde öten bir alet… Bunlar hep başarısız denemelerdir. Bir yıl sonra ise bu ikili başarıya imza atmıştır.
Silikon Vadisi'ni gözlemleyen antropolog Chuck Darrah, Vadi sakinlerinin ilginç alışkanlıklarına dikkat çekiyor. Bir cep telefonu bile olmayan Darrah, teknolojinin dünyayı geliştirme inancına şüpheli yaklaşıyor.
Silikon Vadisi ile ilgili en yaygın şehir efsanelerinden birinin, buradaki insanların risk aldığı inancı olduğunu söylüyor. Bunun hem doğru hem de yanlış olduğunu, riski olumlu karşılamanın yanı sıra "riskin sonuçlarından kaçınmak için en iyi mekanizmaları kurmuş olduklarını" belirtiyor.
"Bu girişimcilerin, kazandıkları parayı hak ettikleri, çünkü risk aldıkları söyleniyor. Ama burada binaların çatısından atlayan insanlar görmüyorsunuz. Genelde şansları yaver gidiyor. Kafelerde oturup kahvelerini içiyorlar, çünkü bu ilginç bir risk. İleri teknoloji sektöründe çalışanlar işlerini kaybetse bile iş bulmaları, hatta belki de daha iyi iş bulmaları daha kolay.
"Yani güvenceleri var. Risk size pek dokunmuyorsa risk alması her zaman daha kolaydır."
Darrah ayrıca başarının yolunun başarısızlığı pozitif karşılamaktan geçtiğine inanmıyor. Asıl sorun, başarısızlığın yeniliklere yol açanı ile daha fazla başarısızlığa yol açanı arasındaki fark nedir sorusunda düğümleniyor.
Araştırmacılar, cevabın başarısızlığın kendisinde değil, bizim onu nasıl algıladığımızda yattığına inanıyor. Başarıyla sonuçlanan başarısızlıklarda insanlar nerede ve nasıl hata yaptıklarını tam olarak hatırlar ve gelecekte aynı sorunla karşılaştıklarında bu kodları doğru ve etkili bir şekilde hatırlar.
Darrah'a göre Silikon Vadisi'nin asıl sembolü açık ofisleri ya da pin-pon masaları değil, hareket halindeki taşınma araçları.
Burada başarısız girişimin cenazesi hızla gömülüp yeniye yer açılıyor. Silikon Vadisi'nde her zaman bir sonraki adım hazır.