Sınavda Öcalan'ı sorduğu için terör propagandasından 7 yıl hapsi istenen akademisyen beraat etti

Sınavda sorduğu soru nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlamalarıyla yargılanan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Barış Ünlü ilk duruşmada beraat etti. Ünlü, "Bu tamamen akademik özgürlüklerle ilgili bir davaydı” dedi.

Bianet’ten Beyza Kural’ın haberine göre,  Ünlü, Türkiye’de Siyasal Hayat ve Kurumlar dersinin final sınavında Kürt hareketinin / Kürt toplumunun yaşadığı dönüşümü sorarken öğrencilerinden Öcalan’a ait iki metni kıyaslamasını istedi. Bu soru nedeniyle “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlamalarıyla yargılanıyordu. Davanın ilk duruşması bugün Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme, Ünlü’nün istinat edilen suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verdi. Ünlü, tüm sürecin akademik özgürlüğe müdahale olduğunu söyledi. Barış Ünlü, bir yılını kaybettiği bu süreçte yeterince hasar verildiğini ancak beraat kararının sevindirici bulduğunu ifade etti. 

Ünlü, "Bu tamamen akademik özgürlüklerle ilgili bir davaydı. Sınav sorusu nedeniyle terör propagandası ve suçu ve suçluyu övdüğüm yönündeki iddianameyi mahkeme maalesef kabul etti” dedi.

"Beraat almam sevindirici ama bir yılımı kaybettim bu süreçte. Bir akademisyen olarak doğru dürüst çalışamadım, düşünemedim” diyen Barış Ünlü sözlerini şöyle sürdürdü:  “Sadece ben de değil bana bu süreçte yardım eden akademisyen arkadaşlarım da akademik çalışmalarıyla ilgilenecekleri süreyi davaya harcadırlar. Onların da ayları gitti. Bu anlamda da akademik özgürlüğe vurulan bir darbe. Beraat kararı sevindirici, hiç olmazsa böyle bitti diyelim. Ama sadece bitmesi önemli değil; başlangıcı, süreç, hepsi akademik özgürlüğe müdahaledir. Yeterince hasar verildi. Bir yerde geri dönüldü bu hasardan. Bir akademisyenin böyle yaşamaması gerekir. Bir akademisyenin ne negatif anlamda ne de pozitif anlamda bu tarzda ilgi görmemesi gerekir. Çok büyük sevgi ilgi gördüm ama o da insanı mahcup ediyor. Beni bu duruma sokanlar açısından, bir akademisyenin böyle bir duruma sokulması da son derece kötü bir şey."