CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "siyasi cinayetler konusunda kaygılarım var" açıklaması siyasette tartışma yarattı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardan gitmemek için her yolu deneyeceğini savunarak, "Siyasi cinayetler kaygım var" görüşünü dile getirmişti.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın da Sözcü gazetesinde yer alan röportajında "siyasi suikastler yapılacağı yönünde bizim da aldığımız duyumlar var" dedi.
Muhalefetten gelen bu açıklamalara, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
Altun: Temel amaç milli birlik ve beraberliğini zedelemek
Altun, "siyasi cinayet" iddialarını ortaya atanların, ülkede "korku iklimi oluşturmaya çalıştığını" savunarak, iddia sahiplerini ellerindeki belgeleri savcılığa iletmeye davet etti:
"Sorumsuz bir şekilde gündeme getirilmeye başlanan bu yalanlar üzerinden milletimizin devlete olan güveni hedef alınmaktadır. Bu iddiaların temel amacı, ülkemizin milli birlik ve beraberliğini zedelemek ve toplumsal huzurumuzu bozmaktır."
https://twitter.com/fahrettinaltun/status/1447536335489753092
Kılıçdaroğlu: Herhalde sevgi anlamına gelmiyor
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu parti genel merkezinde kabul eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, görüşme sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, "siyasi cinayetler" konusunda bir duyum alıp almadıkları yönündeki soru üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde yaptığı bazı açıklamaları örnek gösterdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Rize ziyareti sonrasında Erdoğan'ın yaptığı "Daha neler olacak, bunlar iyi günleriniz" ve geçtiğimiz günlerde partisinin il başkanları toplantısında, muhalefete yönelik, "ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz" sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi:
"'Daha neler olacak, bu daha iyi günleriniz.' Kime ait bu söz? Bu tehdit değil midir? Bir siyasi parti liderine saldırı olacak ve ülkeyi yöneten kişi kalkıp şu cümleyi kullanacak. Ne anlama geliyor bu Herhalde sevgi anlamına gelmiyor, herhalde kucaklama anlamına gelmiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söz konusu ifadesinin savcıları harekete geçirmek için bir çağrı olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın il başkanları toplantısındaki sözüne atıfta bulunarak şunları söyledi:
"Allah aşkına ülkeyi yönetmek onların tekelinde mi, siyasi partilerin kuruluş amacı nedir, ülkeyi yönetmek. Ülkeyi yönetmek amacından vazgeçin sizin lehinize olun diyor. Bu soruların cevabını verdi mi acaba sayın Erdoğan? Hadi pergoleciyi saymıyorum, o bir şeyler söylüyor. Bu iki cümlenin anlamı nedir? Devleti yöneten bir kişi açıkça siyasi partilere, ülkeyi yönetmekten vazgeçin, vazgeçmezseniz, başınıza bir sürü bela gelebilir, bunlar daha iyi günleriniz, bir bekleyin bakalım daha neler olacak diyor."
İktidar ne yaparsa yapsın, kendilerinin ülkenin huzurunu bozacak hiçbir tavır içinde olmayacaklarını ve halkı da sükunete davet ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bunları aşacağız, inşallah iktidar değişecek inşallah güzel şeyler olacak, inşallah bu memlekete huzur gelecek. Herkes huzur içinde düşüncesini özgürce ifade edebilecek" dedi.
Akşener: Çok fazla gündemde tutmamamız lazım
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise Fahrettin Altun'un açıklamalarına ilişkin soru üzerine "Atanmışlara cevap vermiyorum ben" karşılığını verdi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ı ziyareti sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener'e de Kılıçdaroğlu ve Aydın'ın "siyasi cinayetler"e ilişkin yaptıkları açıklamalar soruldu.
İki açıklamayı da yakından takip ettiğini belirten Akşener, "Bu tür duyumlar bilgiler elbette gelir. Kimisi daha sivil alanlardan gelir, kimisi de dikkat edin, diyen alanlardan gelir. Ama benim inandığım bir şey var, ecel ne bir nefes evvel ne bir nefes sonradır. Bunların bu kadar konuşulmaması gerektiğini de söyledi Koray bey. Çok fazla gündemde tutmamamız lazım diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
