*Uğur Mumcu, “Çocuklar İçin”
Yeni Ortam Gazetesi, 23 Nisan 1974
Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Sizin bayramınız çocuklar. Geleceğe umutla bakın. Eğlenin, gülün, koşun bugün. Sevimli çığlıklarınızla koşmaca oynayın. İp atlayın. Bundan sonra hep birlikte güzel günler göreceğiz, umutlu günler, tasasız acısız günler göreceğiz.
Doğar doğmaz bakımsızlıktan ölmeyecek kardeşleriniz. Sokaklarda paramparça paçavralar içinde dilenmeyecek, beş-on kuruş için avuç açmayacaksınız çocuklar. Üzerinizde bir yırtık gömlekle dondurucu buzlar üzerinde dolaşmayacaksınız. Güzel ayakkabılarınız, cici elbiseleriniz, sıcacık evleriniz olacak çocuklar.
Hasta olduğunuz zaman size bakacak doktorlar bulunacak çocuklar. Babanızın doktora, ilaca verecek parası olacak. Doktorsuzluktan, ilaçsızlıktan ölmeyeceksiniz çocuklar. Babanızın annenizin gözyaşlarıyla yıkanıp kızamıktan, boğmacadan ölmeyeceksiniz çocuklar. Hep birlikte güzel günler göreceğiz. Umutlu günler, tasasız günler göreceğiz.
Dokuz-on yaşlarında, fabrikalarda atölyelerde, yüzünüz eliniz yağ pas içinde çalışmayacak, ağır yükler taşımayacaksınız çocuklar. Siz de yaşıtlarınız gibi okulları bitirecek, mühendis avukat doktor olacaksınız. Küçük yaşta çalınmayacak emekleriniz. Alın terleriniz karşılığında paralar girmeyecek zenginlerin ceplerine. Birlikte güzel günler göreceğiz.
Çocuk bahçelerinin önünde simit satmayacaksınız. Aynı yaşlardaki çocuklar kaydırak oynarken, atlıkarıncalara binerken içinizi çekerek izlemeyeceksiniz onları. Sizin de oynayacak bahçeniz olacak. Babanızla annenizle bulvardaki vitrinlerde oyuncaklara bakıp neden bu pahalı oyuncakları size almadıkları için onlara kızmayacaksınız. Hepinizin güzel oyuncakları olacak. Güzel günler göreceğiz. Umutlu günler, tasasız günler göreceğiz hep birlikte.
Büyük kentlerin sokaklarında başıboş dolaşmayacaksınız. Kirli tuzaklara, acımasız ellere düşmeyeceksiniz. Yaşadığınız o gecekondu mahallelerinde oturanlarla hep birlikte güzel günlerimiz olacak. Uzak çeşmelerden su taşımayacaksınız minicik ellerinizle. Işıklı sokaklarınız, temiz ve şirin evleriniz olacak. Evlerinizde sular akacak gürül gürül.
Tertemiz önlükleriniz olacak, tertemiz ayakkabılarınız. Ayakkabınız yırtık diye arkadaşlarınızdan utanmayacaksınız. Herkes gibi ders kitaplarınız olacak. Harçlıklarınız olacak. Teneffüslerde renkli gazozlar içeceksiniz. Yoksullukla, acıyla geçmeyecek günleriniz.
Babanızı, annenizi, amcanızı, dayınızı cezaevlerinin parmaklıkları arasında soluk yüzleriyle görmeyeceksiniz. Yakınlarınız sizler için gözyaşı akıtmayacak. Siz doğmadan babanızı tutuklamayacaklar. Babanıza cezaevi hücrelerinde “Geçmiş olsun babacığım” demeyeceksiniz. “Ne zaman eve geleceksin?” demeyeceksiniz. Bütün babalarla, bütün annelerle, bütün amcalar dayılarla güzel günler, mutlu günler, tasasız günler göreceğiz.
Düşüncelerinizden dolayı hapsolmayacaksınız. Ülkemizde kimlerin ‘egemen’ olduğunu düşündüğünüz için suçlanmayacaksınız. Beş yıl, on yıl, yirmi yıl cezaevlerinde kalmanıza karar verilmeyecek. Bileklerinize kelepçe takılmayacak. Hücreler kilitlenmeyecek üstünüzden. İşkence evlerinde acıdan çığlıklar atmayacaksınız. İşkencesiz, hapissiz, güzel günler göreceğiz çocuklar, umutlu ve tasasız günler göreceğiz.
Sokaklarda, ellerimizde bahar çiçekleriyle mutluluk türküleri söyleyeceğiz. Geçirdiğimiz kara günleri bir kez daha yaşamayacağız. Yoksullukları geride bırakacağız. Acıları, hapisleri unutacağız hep. Yarınları düşüneceğiz. Umutlu yarınları…
Güzel günler göreceğiz çocuklar. Işıklı günler göreceğiz. Mutlu günler, tasasız günler göreceğiz.
Babalarınızın, amcalarınızın, dayılarınızın katlandıkları acılar, size özgür bir ülke bırakabilmek içindi. Güzel günler yaşayacaksınız çocuklar…