Gündem
BBC Türkçe

Sokağa çıkma yasağının sekizinci ayında Şırnak

Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Şırnak'ta birçok mahalle neredeyse tamamen yıkılmış durumda. Evlerdeki eşyaların da hurda olarak satıldığı iddia ediliyor. Yine de evlerine dönmek isteyen Şırnaklılar "Şırnak'tan vazgeçmeyeceğiz" diyor.

14 Ekim 2016 11:24

Şırnak'ta 14 Mart'ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı, sekiz aydır devam ediyor. 3 Haziran'da askeri operasyonlar sona erdi. Ancak yine de Şırnaklılar eve dönme beklentilerinin çileye döndüğünü anlatıyor.

Yaklaşan kış mevsimiyle birlikte geri dönüş umudu giderek azalıyor. Şehir merkezinde birçok mahallede yıkımın çok fazla olduğu, altı mahallenin tamamına yakın bölümün yok olduğu ifade ediliyor.

Yaşanan yıkıma rağmen Şırnaklılar Ekim ayı ortasında sokağa çıkma yasağının kaldırılacağına inanıyor.

Komşu il ve ilçelere giden binlerce ailenin dışında Kumçatı beldesinde 500 aile çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Üç binden fazla insanın kaldığı çadırlarda kış hiç kolay geçmeyecek gibi görünüyor.

En büyük yıkımın yaşandığı mahalleler Gazipaşa, İsmetpaşa, Cumhuriyet, Dicle, Bahçelievler, Yenimahalle.

Yıkıma ve yasağa rağmen 15 bin kişinin zor da olsa evlerine döndüğü belirtiliyor.

Şehrin zarar görmeyen mahallelerinde kalanlar ve yeni dönenler, günlük yiyecek ve gıda ihtiyaçlarını açık kalan iki büyük marketten sağlıyor.

Belediye ise su, kanalizasyon, itfaiye hizmetlerini vermeye devam ediyor.

Nihat'ın ailesi de de Şırnak'a geri dönenlerden. Güvenlik kaygısından dolayı soyadını vermek istemeyen Nihat, Bahçelievler mahallesinde bulunan iki katlı evlerine 20 gün önce dönebildiklerini anlatıyor:

"Dokuz kardeşiz, çoğu evli. Annem, kardeşlerim ve aileleri ile birlikte 35 nüfus yedi aydır evimizden uzaktayız.

"Hiçbir eşyamızı alamadan çıkmak zorunda kaldık. Herbirimiz bir yere dağıldık. İki ay bir ilçede, üç ay diğerinde ev dolanıp durduk. Birçok sağlam ev için yıkım kararı çıkartılmış.

"Evimizin de bu kapsamda olduğunu öğrendik. Evde 40-50 kurşun deliği var ama yıkıma gerekçe olacak büyüklükte bir hasar değil.

"Evi yıkmasınlar diye geri döndük. Annem ve yeğenlerim şimdi evde, belki merhamete gelirler de yıkmaktan vazgeçerler diye orda kalmaya devam ediyorlar."

Birçok Şırnaklı, zarar görmeyen evlerin de yıkım kararı kapsamına alındığını, ayrıca yıkımı yapan firma işçilerinin evlerden sağlam kalan eşyları aldıklarını, ortada büyük bir gaspın yaşandığını iddia ettiler. Nihat, bu iddianın doğru olduğunu söylüyor.

BBC Türkçe Şırnaklıların iler sürdüğü iddiaları sormak üzere Şırnak Valisi Ali İhsan Su ile görüşme talebinde bulundu. Ancak olumlu, olumsuz herhangi bir yanıt alamadı.

Belediye hizmetlerini Kumçatı Beldesi'ne kurdukları geçici irtibat bürosu üzerinden sürdüren Şırnak Belediyesi Eş Başkanı Serhat Kadırhan, şehir merkezinde hasar gören evlerin yıkımının üstlenen firmaların hasarsız evleri de yıktıklarını iddia etti:

"İzin alıp şehre giden insanlar oldu, firma elemanları 'biz ihaleyi aldık, eviniz ve eşyalarınız da ihale kapsamında.

"Evden hiçbir şey alamazsınız' diyerek evlerine gitmek isteyen insanları polis zoruyla bölgeden uzaklaşırmışlar. Bu şikayetler vatandaşlar tarafından bize iletiliyor. İnsanların evlerinden eşyalarını çıkarmalarına izin vermiyorlar.

"Yıkım ekipleri çok rahat bir şekilde talan ve gasp yapıyor. Sağlam eşyaları da gaspediyorlar. Bu yüzden de yasağın kalkmasını istemiyorlar."

Şırnak Barosu avukatlarından Emirhan Uysal da "Büyük bir mülkiyet hakkı ihlâli var" diyor:

"İnsanların binbir emekle inşa ettiği evleri, aldıkları eşyaları gözlerinin önünde yıkılıp talan ediliyor. Emekleri ve hakları gözardı ediliyor. Hergün bu insanların gözünün önünde hurdaya dönmüş kamyonlar dolusu eşya başka şehirlere taşınıyor. Evin içindeki eşyaların alınmasına da izin verilmiyor, hepsini hurda diye satıyorlar. Yapılanlar işkence ve eziyettir."

Şırnak'tan çıkmak zorunda kalan binlerce aile yardımlarla geçiniyor.

Şırnak Belediyesi Eş Başkanı Serhat Kadırhan, belediyenin, göç etmek zorunda kalan ailelere çadır, gıda, beyaz eşya, çocuklara kırtasiye malzemesi yardımında bulunduğunu söyledi.

Şu ana kadar topladıkları 54 tır yardımı Şırnak'tan çevre il ve ilçelere göç eden ailelere ulaştırdıklarını anlatan Kadırhan, yaklaşan kış için daha fazla yardıma ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Şırnak, ekonomik gelişmişlik açısından ülke sırlamasının en gerilerinde yer alıyordu. Şehrin ekonomisini ise memur kesimi ayakta tutuyordu.

Şırnak eski Sanayi Ticaret Odası Başkanı Yusuf Som, Şırnak'ın son durumunu depreme benzetiyor.

"Geriye ne ne ticaret kaldı ne de sanayi" diyen Som sözlerine şöyle devam ediyor:

"Esnafın büyük kısmı şehrin merkezi olan Cumhuriyet Meydanı'nda bulunuyordu. Ama merkezle beraber altı mahallenin yok edildiği söyleniyor. Sayın Başbakan bölge için teşvik paketlerinden söz etti, ne zaman hayata geçer bilmiyorum ama Şırnak için bölgesel bazda özel bir teşvik paketi hazırlanmalı" diyor.

Şehir merkezinde kendisine ait iki akaryakıt istasyonu olan Som, ticaretle uğraşan her Şırnaklı gibi zararının büyük olduğunu anlatıyor.

Som sözlerine "Her şeyimizi depremde kaybettiğimizi farzediyorum. Tek tesellimiz canımızı kurtarabilmiş olmamız. Deprmeden sonra yaralar devletin desteğiyle yavaş yavaş sarılır. Eğer vatandaşların zararı tanzim edilir, devlet destek sağlarsa biz de bu depremde meydana gelen yaralarımızı yavaş yavaş sarmaya başlarız" diyerek devam ediyor.

Şırnak'ın ilçe statüsüne dönüştülmesi tartışmalarının ise geri dönüşleri etkileyeceğini kaydediyor.

Som, "Eğer il olarak bırkılırsa insanlar dönmek isteyecektir. Ama ilçeye dönüşürse göç eden nüfusun büyük bir kısmı geri dönmeyebilir" diyor.

Memur ve öğretmenlere Pazar gününe kadar Şırnak'ta olmaları için mesaj gönderildiği söylentileri, sokağa çıkma yasağının 15'inden sonra kaldırılması beklentisini artırmış.

Zararının çok büyük olduğunu söyleyen Yusuf Som "Her şeyimizi kaybetmiş olsak da Şırnak'tan vazgeçmeyeceğiz" diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir