Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin küçük kentlerinden Solingen'de 29 Mayıs günü alışılmadık bir hareketlilik vardı. Sokak başlarında polis araçları, çeşitli dükkânlarda Almanya ve Türkiye bayrakları görülüyordu. Solingenlilerin ve kente dışarıdan gelenlerin amacı ortaktı: 25 yıl önce aşırı sağcıların ateşe verdiği evde 5 ferdini kaybetmiş olan Genç ailesi ile dayanışma içinde olmak, kurbanları anmak ve hem Almanya'ya hem de dünyaya farklı kültürlerin bir arada yaşamasının mümkün olduğu mesajını vermek.
Saatler resmi anma töreninin başlayacağı 16.00'ya yaklaşırken törenin yapılacağı alan da kalabalıklaştı. Anma törenine gelenlerden biri de kendisini "Solingenli” olarak tanımlayan Zafer Ekiz'di. Bir cam fabrikasında işçi olan 54 yaşındaki Ekiz 1978 yılında Türkiye'den Almanya'ya göç etmiş. 1985 yılından bu yana da Solingen'de yaşıyor. Eşi ve oğlu ile birlikte anma törenine gelen Ekiz, Solingen saldırısının meydana geldiği günü ve sonrasında kente hâkim olan havayı net bir şekilde anımsıyor: "Bu üzücü olayı duyduğumuzda inanamamıştık. Çünkü biz Solingenliyiz, Solingen'i çok seviyoruz. Solingenli dostlarımızla, Alman toplumuyla diyaloğumuz çok iyi aslında. O gün de iyiydi. Bizi şok etti. Ama maalesef olay gerçek çıktı. Çok üzücü bir olaydı.”
Yabancı düşmanlığı korkusu
Ekiz ailesi gibi birçok Solingenli Türk o dönemde yangının ırkçı bir saldırı sonucu çıktığına ilk başta ihtimal vermemiş olsa da yürütülen soruşturma korkulanın başa geldiğini ortaya koydu. Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Armin Laschet'in deyimiyle, 29 Mayıs 1993'te eyalet "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en kötü gününü” yaşadı. Genç ailesinin evi aşırı sağcılar tarafından kundaklandı. Çıkan yangında ailenin beş ferdi hayatını kaybetti, o dönemde bebek olan Güldane Genç'in hayatı yangında hayatını kaybeden annesinin onu camdan aşağı atması sonucu kurtarılabildi. Yapılan soruşturma sonucunda faillerin ırkçı çevrelere mensup olduğu saptandı. Saldırı sırasında henüz reşit olmayan dört fail cinayetten yargılandı. Faillerin cezasını çektiği ve bugün serbest olduğu biliniyor.
Solingen'de yaşananlar Almanya'da 90'lı yılların başında art arda meydana gelen ırkçı saldırılar zincirinin son halkasıydı. İki çocuk sahibi olan Zafer Ekiz, saldırının kendilerini korkuttuğunu anlatıyor: "Almanya'dan sağ salim nasıl yurt dışına çıkarım diye düşünmüştüm, ki çok sevdiğim bir ülke burası. Anavatanımdan sonra değer verdiğim, yaşayabileceğim tek ülke. Evet, ışıklarımızı 2-3 gün korkarak açtık, bir hafta 10 gün sokakta gezerken tedirgin olduk ama komşularımız, sokaktaki insanlar bize destek verdi.” Ekiz, yetkililerin de aldığı önlemlerle korkularının azaldığını, sosyal hayatlarına geri döndüklerini ifade ediyor.
25 yıl sonra Solingen
Kundaklanan evin bulunduğu alan bugün boş, evin bulunduğu yerde ağaçlar yükseliyor. Saldırının 25'inci yılı vesilesiyle alan önüne çiçekler bırakılmış. Yaşları 12-14 arasında değişen bir grup Türk kökenli genç kız da evi ziyaret edenlerden. Hepsi Almanya doğumlu. Genç ailesinin genç fertlerinden birinin sınıf arkadaşları olduğunu ve bugün okula gelmediğini anlatan genç kızlardan biri, "Acı veriyor. Çünkü bir aileden beş kişinin bir yangında öldüğünü düşünmek çok kötü” diyor. Yangında iki kızını, iki torununu ve bir yeğenini kaybeden Büyükanne Mevlüde Genç birçoğu için örnek teşkil ediyor.
Mevlüde Genç'in barış ve diyalog mesajları, metanetli duruşu sadece gençlerin değil siyasilerin de takdirini kazanıyor. Başbakan Merkel kendisine teşekkür ederken, Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach da "Saldırının hemen ardından barış mesajları veren Mevlüde Genç'in sahip olduğu güç inanılmaz etkileyici” şeklinde konuştu. Çünkü Mevlüde Genç 25'inci yılda da barış çağrısını yineledi: "Ateşler içinde çığıran evlatlarımın annesiyim ama her zaman için iki devletin parçasıyım. Biz burada yaşıyorsak çocuklarımızın kalplerine nefret sokmayacağız."
"Tekrar yaşanmaması için buradayız"
Solingen'den saldırının kurbanlarının anıldığı 25'inci yılda dünyaya barış, dostluk ve kültürlerarası diyalog mesajları gönderildi. Saldırının ardından Solingen'de kalan ve çocuklarını da bu kentte büyüten Zafer Ekiz, "Umarım bu acı olay ne Solingen'de ne Almanya'da ne de dünyanın herhangi bir başka yerinde yaşanmasın diye buradayız. Yaşanmaması için buradayız” diyor.
Bütün bu konuşmalar yapılırken ise Almanya'da son seçimlerde parlamentoya girmeyi başaran sağ-popülist Almanya İçin Alternatif (AfD), uzun yıllar boyunca aydınlatılamayan ve davası halen süren NSU cinayetleri ve güçlenen mülteci, göç karşıtı hareketler ise iyi dileklerin ardındaki gerçekler olarak akılların bir köşesinde kaygı vesilesi olmayı sürdürüyor.
Tören, aniden bastıran yağmur sonucu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuşmasını yapamadan yarıda kesildi. Yağmurdan kaçışan insanların yegane dileği insanların birbirlerinden kaçmak zorunda kalmadığı bir dünyada yaşamak.
Başak Özay/Solingen
© Deutsche Welle Türkçe