Gündem

Soma madenin patronu Can Gürkan: Facia sabotaj olabilir

TBMM Araştırma Komisyonu Soma'daki maden faciasının ardından tutuklanan yöneticilerden Can Gürkan, Akın Çelik ve Ramazan Doğru ile görüştü

28 Eylül 2014 19:17

301 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciasını araştırmak üzere oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu’nun üyeleri, soruşturma kapsamında tutuklanan Soma Maden İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik’in de aralarında bulunduğu 8 kişiyle ilk kez konuştu. Gürkan, Doğru ve Çelik Soma faciasının sabotaj olabileceğini ileri sürdü.

Komisyon üyesi  milletvekilleri sahte imza iddiasından, çalışma şartlarına ve olayın nedenlerine kadar facianın ardından ortaya atılan iddialar hakkında ayrıntılı cevaplar aldı. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, yönetici durumunda olmayan teknik nezaretçilerin, tüm suçun kendi üzerlerine kalmasından çekindiklerini gözlemlediğini belirtti.

Taylan Yıldırım’ın DHA’da yer alan haberine göre, geçen 13 Mayıs’ta Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait ocakta medyana gelen yangında 301 madenci hayatını kaybetti. Türkiye’yi yasa boğan olay sonrasında, TBMM’de grubu bulunan partilerin teklifiyle, Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. İlk olarak geçen 9 Haziran’da ilçeye gelip inceleme yapan komisyon üyeleri, geçen hafta tekrar geldikleri Soma’da üç günlük ikinci çalışmalarını tamamladı. AKP Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun başkanlığındaki komisyon üyeleri, son olarak, Aliağa Şakran’daki cezaevi kampusunda tutuklu bulunan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisi Ertan Ersoy ile vardiya amirleri İsmail Adalı, Hilmi Kazık, Yasin Kurnaz ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay’ı dinledi. 

 

İki farklı cezaevinde kalınıyor

 

Facia sonrasında tutuklanan 8 kişi, bu görüşmeyle, cezaevine girdikten sonra ilk kez kazayla ilgili açıklama yaptı. Cezaevinde milletvekilleri ilk olarak, birlikte kalan Ramazan Doğru, Akın Çelik ve Ertan Ersoy’la görüştü. Ardından da, kampüs içerisindeki başka bir cezaevinde kalan Can Gürkan ve birlikte kaldığı 4 çalışanıyla görüşme yapıldı. 

Tutuklular, görüşme zorunlulukları olmamasına rağmen, milletvekilleriyle görüşmeyi kabul ettikleri ve tüm sorularını da cevaplandırdıkları öğrenildi. 

 

Görüşmelerin ayrıntıları ortaya çıktı

 

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin patron ve çalışanlarını kapsayan 8 kişiyle yapılan görüşmelerin ayrıntıları da ortaya çıktı. Kaza nedeniyle üzüntü duyduklarını sık sık vurgulayan tutuklu zanlıların, 4 ay boyunca kamuoyuna yansıyan, yansımayan hemen tüm olasılıkları, tek tek kendi aralarında değerlendirdiklerini, ama saatler süren görüşmelerinden, kazanın nedeniyle ilgili bir sonuca varamadıklarını söyledikleri öğrenildi. 

Komisyon üyelerine, olayın sabotaj hatta önemli bir tektonik hareketten bile olabileceğini ileri süren Can Gürkan, Ramazan Doğru ve Akın Çelik’in, Türkiye’nin en büyük maden firmalarından birisi olarak her türlü tedbirlerin alındığını, ama buna rağmen yaşanan bu kazanın oluş nedeninin tam olarak belirlenmesiyle, madenciliğin seyrinin değişeceğini, sık sık dile getirdikleri ifade edildi. 

Bunun yanı sıra tutuklular, kamuoyuna da yansıyan ikinci bilirkişi raporuna tepki gösterdi ve yeni bir araştırma için önümüzdeki günlerde yada mahkeme sürecinde başvuruda bulunacaklarını açıkladı. 

Görüşmede özellikle de Akın Çelik ile teknik sorumluların, kurtarma çalışmalarını anlattıkları sırada oldukça duygulandıkları da öğrenildi. 

 

Sahte imza sorularına ne yanıt verdiler?

 

Komisyon üyelerinden CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, günlerce tartışılan yönetim kurulu kararındaki ’sahte imza’ iddialarını da gündeme getirdi. Bu yöndeki soruya Ramazan Doğru’nun, "Kurtarma çalışmalarıyla ilgilendiğim bir sırada benim hakkımda böyle bir iddianın yöneticilerim tarafından ortaya atılması ve bunun belgesinin de savcılığa sunulması beni şok etti. Ben de bunun doğru olmadığını söyledim, zaten son yapılan araştırmalar da benim haklı olduğumu ortaya çıkardı. Yine benim hakkımda sahte belgeyi mahkemeye sunan şirket avukatlarının da sırf bu yüzden beni savunmalarını istemedim ve kendime başka bir avukat buldum" dediği öğrenildi. Doğru’nun, şirketin patronlarıyla sorun yaşadığını, ancak zaman zaman avukatları aracılığıyla da görüştüklerini söylediği de öğrenildi. 

Can Gürkan’ın ise, aynı soruya, "Sahte imza olan bir belgeyi neden savcılığa verelim? Biz yönetim kurulunda bu kararı aldık ve imzalaması için de Ramazan Doğru’ya gönderdik. Ama onun belgeyi imzalamadığından haberimiz yok. Bunun yanında kimin ne sebeple imzaladığı yada belgeyi ona götürmeyen kuryenin kendisinin mi imzaladığı gibi ihtimaller ise sonra ortaya çıkacaktır" dediği belirtildi.

 

Miting sorusu milletvekilleri arasında gerginlik yarattı 

 

Bunun yanı sıra maden şirketinin çalışan işçilerin AKP mitinglerine götürülüp götürülmediğine yönelik sorular gelmesi üzerine, AKP ile muhalefet milletvekilleri arasında tartışma çıktı.

Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın, miting sorularına, Ramazan Doğru’nun eşinin Ak Parti’den siyasete girmesinin kendi kararı olduğu için ses çıkarmadıklarını, ayrıca Soma’daki bu tür faaliyetler için genel müdür olarak inisiyatifin Ramazan Doğru’da olduğunu ve ona karışmadıklarını söylediği öğrenildi. 

Ramazan Doğru’nun ise mitinge işçilerin götürülmesi iddialarına net bir cevap vermediği ancak yalanlamadığı da öğrenildi.

 

Teknik sorumlular denetimli serbestlikten yararlanmalı

 

Tutuklu madencilerle yapılan görüşme hakkında değerlendirmelerde bulunan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, mühendis, vardiya amiri ve teknik nezaretçi görevinde bulunan zanlıların zor günler yaşadıklarını dile getirerek şunları söyledi:

"Onlar diplomalı işçi gibiler, hepsi yeni evli ve küçük çocukları var. Onlar da bu davanın uzun yıllar süreceği, ardından parası olanların ve güçlü olanların bir şekilde kurtulacağı ama kendilerinin günah keçisi olarak seçilip cezalandırılacakları inancı var. Bu da onları psikolojik olarak yıkmış. Ben, bu kişilerin en azından Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlandırılarak serbest bırakılmalarını isterim. Çünkü kaza sırasında birisi Bursa’daymış, diğeri evinde ve vardiyaya gitmeye hazırlanıyormuş. Ama kazadan hemen sonra gidip arkadaşlarının cesetlerini çıkarmışlar." 

Bilirkişi raporunu da tamamen reddedemeyeceklerini söyleyen Özel, "Bilirkişi raporunun tamamen reddedilip yeni bir araştırma yapılması gerektiğine katılmıyoruz. Biz komisyon olarak da bilirkişi heyetiyle görüşmeliyiz. Yanımızda konunun uzmanları da olmalı" dedi. Komisyon başkanının dediği gibi ’yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmalı’ deme gibi bir hakları olmadığını kaydeden Özel, bu konuda da şunları söyledi:

"Çünkü onu yapacak olan makam mahkemedir. Komisyon başkanının bu açıklaması, kamuoyunda farklı bir algı yaratıyor. Ayrıca daha önce komisyonun yurtdışına gitmeleri tartışıldı. Komisyon üyeleri olarak bizler, manavın açık kalp ameliyatına girmesi gibi bir durum yaşıyoruz. Madende bize kim ne anlatırsa yada ne gösterirse onu görüyoruz. Ben bilim adamlarının yurt dışına gidip bizim adımıza araştırma yapması, yine yurt dışından da bilim adamlarının gelip bu kazayı araştırmaları gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu kaza nasıl oldu işi mahkemenin işi. Biz komisyon olarak kriminalize olmuş biri olayı araştırır gibi yapıyoruz. Oysa biz, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli hangi önlemler alınır, hangi düzenlemeler yapılır bunları tespit edip, raporumuzda yer vermeliyiz."

İlgili Haberler