Geçmişte de örnekleri oldu, ama son örneği Twitter'da #TheDress etiketiyle yapılan elbise tartışmasıydı.
Kardashian’lar ya da başka ünlüler… tarih boyunca saplantılı bir şekilde bir şeylerin hayranı olduk. Şimdi de internet bu kolektif hevesi görülmedik boyutlara taşıyor.
Birkaç saat, gün ya da hafta içinde daha önce hiç duymadığınız bir şey gündem oluyor, tapılıyor, eleştiriliyor, övülüyor, büyüteç altına alınıyor, vs. vs. Twitter postaları o konuyla doluyor, birçok sitede o konu hakkında yazılar yazılıyor.
Internet saplantıya yol açıyor ve bu mantık alışveriş ve giyim tarzımızı da etkiliyor diyor Asos’un tasarım müdürü Vanessa Spence. “Blogcuların, vlogcuların (video blogları) ve Instagram’ın yaygınlaşması modanın her alanını daha da hızlı kıldı.” İnternet üzerinden satış yapan Asos haftada 3-4 bin yeni ürün piyasaya sürüyor.
Yılda iki moda sezonu olan eski sistem yerini sürekli yeni ürün akışına bıraktı. Müşteriler sürekli yeni ve gözde olanı almak istiyor. Bir ürünü elden ele yayıp viral kılmak için bir tek Instagram fotoğrafı yetebiliyor.
BBC Türkçe'de yayımlanan habere göre, araştırmalar ortalama bir insanın güne cep telefonu ile başlayıp gününü yine onunla bitirdiğini ve yatıncaya kadar 140 kez telefonuna baktığını gösteriyor. Dev mağaza zincirleri ise bu yönelimden sonuna kadar faydalanmaya çalışıyor.
Sosyal medyanın etkisi
Moda dünyasında etkili isimlerin sosyal medyada ulaştığı insan sayısı oldukça fazla. Manken Kendall Jenner’in Instagram’da 22 milyona yakın takipçisi var; giydiği herhangi bir marka elbise bir milyon beğeni tıkı alıyor. Bu ise Amerikan moda dergisi Vogue’un abone sayısına eşdeğer.
Televizyonlardaki moda şovları tek yönlüydü ve izleyiciyi edilgen kılıyordu. Bugün ise moda tüketimi sosyal bir etkinlik olarak görülüyor. Videolar beğenilerek, paylaşılarak ya da yorum yazılarak etkileşime giriliyor.
Eskiden modacılar açısından başarının yolu büyük bir mağazada ürünlerinin satışa sunulmasını sağlamaktan geçiyorken bugün etkili bir ismin tanınmamış bir ürünü giyerek sosyal medyada yayması yetiyor.
Sektör uzmanları, sosyal medya yoluyla moda tüketiminin satın alma eğilimlerini etkilediği kanısında. Bu nedenle ürünlerin pazarlanmasında Instagram’da paylaşmaya uygun olup olmama özelliğine dikkat ediliyor. Dikkat çeken desenler, blok halindeki renkler, zıt renkli baskıların bu özelliği taşıdığı, buna karşılık kaşmir bir kazağın yumuşaklığını bu yolla anlatmanın zor olduğu ifade ediliyor.
Modada başarının yolu, yaygınlık kazanan eğilimlerin kısa sürede gözden düşmesini gözeten ve sürekli yeniyi arayan tüketicinin taleplerine hitap eden bir işletme modeli kullanmaktan geçiyor.
‘Güçlü akımlar yavaş ilerler’
Uzmanlar son beş yıl içinde imalat alanındaki gelişmeler, e-ticaretin yaygınlık kazanması ve sosyal medyanın etkisi gibi nedenlerle, işletmelerin rekabet gücünü korumak için bir ürünü üç hafta içinde tasarımını yapıp mağazadaki yerini alacak şekilde üretmesi gerektiğini belirtiyor.
Her an erişim ve bilgi demokrasisi çağında yaşıyor olmamız, müşterinin yeni olanı hemen elde etme arzusunun yerine getirilmesini gerektiriyor.
Stylus adlı moda dergisinin editörü Sandra Halliday ise dijital moda esintisine fazla kapılmamak gerektiğini, bunun gelip geçici olabileceğini söylüyor.
Halliday’e göre, geçici hevesle gerçek moda akımını birbirinden ayırmak gerekiyor. “Görünürde bir eğilim hızla yayılıyor olabilir; ama güçlü akımlar yavaş ilerler aslında,” diyor. Halliday’in güçlü akımlar kategorisinde dar kot pantolonları, dolgu topuklar ve yarım botlar bulunuyor.