Öğretmenlik eğitimi gören 43 öğrenci, Eylül ayında Guerrero Eyaleti'nde bir protestoya katılmaları sonrası kaybolmuştu. O günden beri ülkedeki sosyal medya kullanıcıları arasında #Yamecanse (#Bıktım) etiketi giderek daha sık kullanılır oldu.
Bu ifade aslında Başsavcı Jesus Murillo Karam'a aitti. Karam, öğrencilerin kaybolmasının ardından düzenlediği basın açıklamasında "bıktım" demişti.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, o basın açıklamasının ardından sosyal medyada bir etiket doğmuş oldu. Dakikalar içinde binlerce Meksikalı, "Bıktım" etiketiyle artık kayıp öğrencilere ne olduğuna dair bir açıklama beklediklerini söyleyen yorumları paylaştı.
BBC'den Meksikalı gazeteci Lourdes Heredia ise "[Murillo], her Meksika vatandaşının 'Bıktım, bu durumdan bezdim, artık yeter' diyişi gibi konuşmuş. Ama kendisi neden bıkmış? Yolsuzluk, uyuşturucu kartelleri ve şiddetten mi?" sorusunu soruyor.
Heredia, "Sorun şu ki, ne zaman çözümlerden konuşulsa, çok fazla insan 'bıktığını' söylüyor. Ama ne yapmak gerek? Bunun cevabı oldukça zor" şeklinde konuşuyor.
Gazeteciye göre siyasete girmek isteyenler bir defa sisteme dahil olduklarında, taban hareketlerinin bu kişilere saygı göstermediğini kaydediyor ve "dolayısıyla bu bir kısırdöngü" diyor.
İnternet sitesinin doğuşu
Aslında bir grup siyasi muhalif, bu sözlerin ardından uzun zamandır bekledikleri "fırtına"nın koptuğunu fark etmişti.
Kullanıcı adı " @LoQueSigue_" olan muhalif Twitter kullanıcısı, BBC'ye ani değişimi şöyle anlatıyor:
"Twitter'da etiket 60 dakika içinde parladı. Biz de doğrudan mesajlarla haberleştik, Mexsico City'deki Melek heykelinin önünde sokak protestosu çağrısı yaptık."
Güvenliğinden endişelendiği için gerçek kimliğini açıklamayan Twitter kullanıcısı, etiketin yükselişinin ardından kendi grubuyla attıkları tüm mesajlarda "Bıktım" etiketini kullanmaya başlıyor.
Hatta bu etiketin bir de internet sitesini açıyorlar. Ve "Bıktım" etiketini Twitter'ın ilk sıralarında tutmaya çalışıyorlar.
'Medya ajansı gibi çalıştık'
Geçen ay bu etiketin yaklaşık 4 milyon kez kullanıldığı belirtiliyor. Ancak önceki hafta etiket ilk onun gerisine düşmesini bazı Meksikalılar "komplo teorileri" ile açıklıyor.
Öte yandan #yamecanse2 (#bıktım2) etiketi, 900 binden fazla kullanılarak, en sık kullanılan etiketler arasına girmeyi başardı.
Muhalif blogger @LoQueSigue_ bir etiketi üst sıralarda tutmak için "medya ajansı gibi çalıştıklarını" söylüyor.
Bunun için bir editörler ekibinin bulunduğunu, ekiptekilerin televizyon, reklamcılık, film ve radyo gibi alanlarda çalışmış profesyoneller olduğunu söylüyor. Ekip, sosyal medya stratejisini planlıyor. Ardından oyuncular, yazarlar ve gazeteciler gibi toplumu "etikleyebilen" insanları videolarında oynatıyor ve bu videoları Twitter üzerinden paylaşıyorlar.
Örneğin son yaptıkları video İngilizce'ydi ve uluslararası kamuoyuna seslenmişlerdi. Video bir hafta içinde yaklaşık 1 milyon tık aldı. Kaybolan 43 öğrencinin aileleriyle sürekli iletişim halinde olduğunu söyleyen Twitter kullanıcısı, bu kampanyanın yalnızca kayıp öğrenciler skandalıyla ilgili olmadığını, aynı zamanda yolsuzluğun sona ermesi için bir çağrı da olduğunu savunuyor.
Ayrıca Başkan Pena Nieto'nun hükümetinin harekete geçmesini talep ediyorlar.
Hükümetle 'sanal savaş'
Videoda rol alan oyuncu Christel Klitbo sistemde köklü bir değişiklik istediklerini söylüyor:
"Daha iyi eğitim istiyoruz, evrensel sağlık hizmetlerinden faydalanmak istiyoruz. Herkese ulaşabilelim ki değişimin mümkün olduğunu görsünler."
Demos adlı İngiliz sosyal medya şirketinde çalışan Carl Miller, çoğu sanal etiket kısa ömürlü olurken, "Bıktım" etiketinin beklenmedik bir şekilde popülerliğini koruduğunu belirtiyor:
"Aslında bu grup, sanal aramanın ne kadar önemli ve etkili olduğunu fark ediyor, bunun fikirleri değiştirebileceğini, hükümet ve şirketleri değiştirebileceğini görüyor. Bu nedenle kendilerini bu sanal patlamanın ortasına koyuyor ve farklı tekniklerle, araçlarla, pazarlama ve reklam yapmaya devam ediyorlar."
Twitter kullanıcısı @LoQueSigue_, bunun neredeyse tam zamanlı bir iş olduğunu öne sürüyor:
"Etiketin ne zaman popüler olduğunu ne zaman düşüşe geçtiğini analiz ediyoruz. Ve hükümetle bir sanal savaş içindeyiz. Meksika hükümeti bazı robot hesaplar kullanarak farklı etiketleri yukarı çekiyor ya da bizi "rahatsız edici veya yasak içerik" olarak şikayet ediyor. Bu sanal konuşmaları takip etmek ve kimi gruba dahil edeceğimizi seçmek, hangi içeriği kullanacağımıza karar vermek ve bunu sürdürülebilir kılmak çok büyük bir enerji gerektiriyor."