İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şehrin içme ve kullanma suyu ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Tahtalı Barajı Havzası’ndan vatandaşlara seslendi. Su seviyesinin yüzde 35’lere gerilediği Tahtalı’daki durumu değerlendiren Başkan Soyer, İzmir’in kısa vadede su sıkıntısı bulunmadığını ancak her koşulda suyun tasarruflu kullanılması gerektiğini söyledi.
Soyer, küresel iklim krizinin yanı sıra yanlış tarım politikaları ve bilinçsizce tüketilen su kaynaklarına Tahtalı Barajı Havzası’ndan verdiği mesajlarla dikkati çekti. Soyer, şunları kaydetti:
“İZSU Genel Müdürlüğü’nün 68 tane içme suyu arıtma tesisi var. Bu tesisler yıllık 584 milyon metreküp arıtma kapasitesine sahip. Kentin su ihtiyacı doğrultusunda verilen yıllık 312 milyon metreküplük su miktarının da üzerinde faaliyet gösteriyor. İzmirlilerin içi rahat olsun. İzmirlinin su ile ilgili hiçbir sıkıntısı olmayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU Genel Müdürlüğü vatandaşlarımızın kullanım ve içme suyunu, tarımsal üretimde kullanılacak suyu karşılayacak kaynaklara, güce sahip. Ama daha tasarruflu, daha titiz su kullanmaya özen göstermeliyiz. Bütün vatandaşlarımızı daha hassas davranmaya davet ediyoruz.
2022 yılında 245 kilometre yeni içme suyu şebeke ve iletim hattı imalatı yaparak şehre hizmet veren içme suyu ağımızı toplam 10 bin 123 kilometreye çıkarttık. Kent genelinde toplam 318 kilometre içme suyu şebeke ve isale hattında yenileme çalışması yaptık. Böylece kayıp kaçak oranını yüzde 27'lere düşürdük. Tarım ve Orman Bakanlığı, kayıp kaçak oranının 2028'de yüzde 25 seviyesine indirilmesini istiyor. İzmir, Bakanlığın koyduğu 2028 hedefini 2023’te, yani 5 yıl önce yakaladı.”
Soyer, Tahtalı Barajı’nda su miktarının yüzde 35 seviyesinde olduğunu, bunun da 28 milyon metreküp suya tekabül ettiğini söyleyerek, Sadece buradan su kullanılsa, 270 gün su almamızı sağlıyor. Başka kaynaklarımız da var. Arkadaşlarımız o kaynaklar üzerinden de şehre su vermeye çalışıyor. Fakat şuna dikkat çekmek istiyorum. Küresel iklim krizi ve çok ciddi bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıyayız. O nedenle çok ciddi önlemler almak zorundayız. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZSU Genel Müdürlüğü olarak birçok çalışmayı hayata geçiriyoruz. Bir yandan sünger şehir gibi bir uygulamayı şehrimizle buluşturduk. Yağmur suyunu depolama imkanı yakalayalım ve büyük bir israfın böylece önüne geçelim istedik” dedi.
Tarımsal alanda yanlış uygulamaların su krizini tetiklediğini belirten Soyer, şöyle devam etti:
“Tükettiğimiz suyun yüzde 77'sini tarımsal üretim için kullanıyoruz. Çünkü yanlış bir üretim deseni ile karşı karşıyayız. O nedenle Bayındır'da açtığımız fabrikada günde 100 ton süt işliyoruz ve bu sütü koyun ile keçi sütü olarak almaya gayret ediyoruz. Çünkü tarımsal su kullanımındaki tasarrufu sağlayacak olan şey küçükbaş hayvancılığın özendirilmesi. Ege Bölgesi'nde, İzmir'de, Türkiye'nin birçok yerinde büyükbaş hayvancılık yapılıyor. O nedenle silajlık mısır üretiliyor. Silajlık mısır sadece büyükbaş hayvan yemi olarak kullanılıyor ve bir fidenin büyümesi için 84 litre su tüketiliyor. Olağanüstü vahşi bir sulama. Ege Bölgesi ve İzmir'de o nedenle küçükbaş hayvancılığı teşvik ediyoruz. Silajlık mısır üretimini bu şekilde aşağı çekmeyi planlıyoruz.”
Arıtılan su tarımsal sulamada kullanılacak
Soyer, Bayındır Hasköy Atıksu Arıtma Tesisi bünyesinde kurulan geri kazanım ünitesiyle çiftçilere 1 kuruşluk sembolik bedelle A sınıfı sulama suyu ulaştırdıklarını kaydederek, “Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi ve Tire Atıksu Arıtma Tesisi’nde de geri kazanım ünitelerinin kurulması için projelerimizi hazırladık. Sadece Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde kuracağımız geri kazanım ünitesi, günlük 200 bin metreküp, yıllık 74 milyon metreküp arıtılmış suyun tarımsal sulamada kullanılması demek. Bütün Menemen Ovası’nda bu suyu kullanmaya başlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki de en büyük ölçekli proje olacak. Bunun bütün Türkiye'ye örnek olmasını ve ilham vermesini diliyoruz” diye konuştu.