Sözcü gazetesi yazarı Necati Doğru, eski güreşçi ve Cumhurbaşkanı danışmanı Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyeliği'ne atanmısını köşesinde yorumladı. Doğru, "Bankacılarla konuşurken yeni öğrendim. Devlet bankalarının 'yönetim kurullarına' iktidardaki parti liderinin emri ve isteği ile bir yakın, hısım, akraba, yandaş atandığında 'Arpalık kontenjanından yeni lastik mühür geldi' diyorlarmış." iddiasında bulundu.
Doğru, "Arpalığı' anladım! 'Lastik Mühür' ne? Tak! Tak! Tak! İmza. Sormuyor. Soruşturmuyor. Geleni imzalıyor. Gideni imzalıyor. Hepinizin bildiği bir örnek vereyim: Belli büyüklükte değil, görülmemiş büyüklükte krediler açılmış. Kredi açılan iş adamı da devlet bankasından aldığı 700 milyon- 800 milyon dolarla gidip çok okuru olan gazeteleri ve izleyicisi çok TV'leri satın almış. Gazeteler ile TV'ler ünlü yazarlarıyla birlikte iktidarı, partiyi, partinin liderini övmeyi ibadet haline getirmişler." ifadesini kullandı.
Doğru, "Bu nasıl bir kredi açma?İyi araştırıldı mı?Garantiler alındı mı?Raporlar sağlam mı?Bu iş adamı aldığı krediyi zamanında geri ödeyebilir mi, ödeyebildi mi? Hiçbirinin önemi yok. Kredi verilmesi talimatı yukarıdan, partiden, iktidarın liderinden geldi.En önemlisi! Yukarıdan. Emir geldi yukarıdan. Açılsın kredi bankadan. Genel müdür imzaladı. Genel müdür de zaten partinin adamıydı, oraya partinin onayı ve desteği ile genel müdür oldu. Krediler Genel Müdür Yardımcısı da imzaladı. O da partinin liderinden destekli. Banka devletin. Yani 82 milyonun. Yüksek yerden gelen emirle açılan kredinin iş adamına verilebilmesi için 'arpalıklara' atanmış olanların da imzası gerekiyor." düşüncesini dile getirdi.
Doğru, "Tak.Tak.Tak. Lastik mühür gibi! Basıyor imzayı. Akıyor kredi. Oluyor gazete yandaş! Olimpiyat madalyası sahibi iktidar partisi AKP'den milletvekili de yapılmış bir milli güreşçimiz bir devlet bankası yönetim kuruluna atanınca; 3 devlet bankasının yönetim kurulundaki isimler gündem oldu: Tak! Tak! Tak! Lastik Mühür çalışsın. Aksın krediler. Bu tip 'usulsüz kredi haberlerinin' kökünü ve kökeni de yakından izleyen gazeteci olarak bir uyarı yapayım. Gün gelir, devran döner, sap döner, keser döner. Bir savcı çıkar, 'devlet bankasından kredilerin usulsüz verilişini araştırmaya' başlayabilir. Tak. Tak. Tak. Adalet çalışır." görüşünü savundu.
Yazının devamı için tıklayın
