"Herhangi bir yatırımın 'yapılabilir' olup olmadığına 'maliyet-hâsılat' hesabı yapılarak karar verilir" diyen Cansen ayrıca şunları kaydetti:
"Boğaziçi'nden bedava geçiş olduğu sürece, bu kanal kendini ödeyemez. Tabii özellikle bayındırlık yatırımlarda dışsal ekonomik götürüler ve getiriler de hesaba katılır. Ancak biliyoruz ki AKP, projelere iktisadi mi diye bakmıyor. Onlar “Ne kadar inşaat, ne kadar rant yaratır” diye bakıyor. Çünkü AKP için ekonomik büyümenin çekici sektörü inşaat, servet biriktirmenin kaynağı da ranttır. Ne Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınması, merkez bankasının daha iyi işlemesiyle ilgilidir ne de İstanbul Finans Merkezi kurmanın finansmanla ilgisi vardır. Bunların hepsi “inşaat” projeleridir. İstanbul'un hava, kara ve deniz ulaşımı açılarından en ideal lokasyonunda kurulu Atatürk Havalimanı'nı hurdaya çıkarıp yeni bir havalimanı inşa etmenin ne kadar gayri iktisadi olduğunu AKP bilmiyor muydu sanıyorsunuz? Bal gibi biliyordu. Ama onlar, bu projeyi “havalimanı yatırımı” olarak görüp fizibilite hesabı yapmadılar. Olayı inşaat ve rant yaratma vesilesi olarak değerlendirdiler. Onun için “İnadım inat, amacım rant” diyerek, havalimanı görünümlü koca bir kara delik yarattılar.
Son söz: Her cinayetin bir gerekçesi vardır."
TIKLAYIN - Ekrem İmamoğlu: Kanal İstanbul tarihi bir ihanet projesidir; bölgede arazi satın alan en büyük üç şirket Araplara ait