Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, "İrticaya bulaşmamış olma' şartı kaldırıldı, harp okulları ve astsubay okullarının kapıları tarikatlara açıldı, apoletli tören üniformasının üstüne takke takıp cübbe giyen amiral fotoğrafları filan ortaya çıktı, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz diye soruluyor. Bence şahane oldu." düşüncesini dile getirdi.
Özdil yazısında, "Kimse kusura bakmasın, bu millet, takkeli Amerikan casuslarının, kravatlı talibanların kumpaslarıyla, mermi bile sıkmadan, kendi ordusunun kendi vatanında esir alınmasına göz yumdu. E, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bunu reva gören millete, tarikat silahlı kuvvetleri yakışır diye düşünüyorum." görüşünü savundu.
Özdil şu ifadeleri kullandı:
"Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 'terörist' sıfatıyla müebbete çarptırılmasına, varlığıyla onur duyduğumuz İbrahim Fırtına'ya, her sohbetimizde kendilerine olan saygımın ve hayranlığımın arttığı Çetin Doğan'a Hurşit Tolon'a müebbet verilmesine ses çıkarmayan millete, müstahak diye düşünüyorum.
Eğer ki bir millet, kendi donanmasını kendi eliyle batırıyorsa, Can Erenoğlu, Mehmet Otuzbiroğlu, Feyyaz Öğütçü, Kadir Sağdıç, Deniz Cora, Semih Çetin, Ali Deniz Kutluk gibi saygın ve yetkin amirallerimizin hapse atılmasına itiraz etmiyorsa, Kardak'a bayrağımızı diken Ali Türkşen'in tutuklanmasını armut gibi seyrediyorsa, deniz kuvvetleri komutanı olmak yerine, makamından vazgeçerek, pırıl pırıl kariyerini yakarak, hapse tıkılan arkadaşlarının yanında durmayı tercih eden günümüzün Çaka Bey'i Atilla Kezek'e kulak vermiyorsa, deniz harp okulu komutanı Türker Ertürk'ün “cemaatçi imamlar donanmayı kemiriyor” diye haykırarak istifa etmesini umursamıyorsa, layığını bulmuştur diye düşünüyorum."