Gündem

Sözcü yazarı Öztürk: Hatay ile birlikte sınır boyunca oluşan bu demografik yapı, gelecekte yerel idari özerkliğin kapısını aralayabilir

"Bölgenin istismarına yol açabilecek senaryolar, Türkiye kadar Suriye'nin de toprak bütünlüğünü yakından ilgilendiriyor"

10 Aralık 2021 08:27

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’ın “Suriye’nin Hatay rüyasına” ilişkin olarak görüşlerine yer verdiği bugünkü yazısında, “Hatay ile birlikte sınır boyunca oluşan bu demografik yapı, gelecekte yerel idari özerkliğin kapısını aralayabilir. Böyle bir gelişme olası bir Suriye federasyonunun parçası olunması arzusunu da doğurabilir” dedi.

Öztürk’ün aktardığına göre; 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, şu değerlendirmede bulundu:

“Bölge ayrılıkçı zemin oluşturma potansiyeli bakımından stratejik bir hedef olma riski taşıyor. Suriye Halk Meclisi'nin, Hatay'la birlikte sınırımızda oluşan demografik durumdan cesaret aldığı söylenebilir. Halen Türkiye'nin kontrol ettiği Suriye tarafında, önümüzdeki dönemde eğer Sünni idari özerk bir yapı oluşturulur ve Suriye bir federasyona dönüşürse, Suriyelilerin yoğun yaşadığı sınır coğrafyamız o bölgeyle birlikte eklemlenmiş özerk coğrafi bir yapıya evrilme riski taşıyacak.”

“Böyle bir gelişme, olası bir tercih ya da oluşum, ‘Türkiye'nin sözde eyalet tipi yerel idarelere ayrılması için model’ anlamına da gelebilir. Bu nedenle, sığınmacıların geriye dönüşleri küresel odaklarca da istenmiyor. Çünkü bölgedeki demografik yapıyı alt üst eden bu sığınmacıların varlığına, geleceğe dair istismar edilebilecek bir alan olarak bakıyorlar” diyen Öztürk, Suriye ile sınır olan illerden Gaziantep'te 450 bin, Hatay'da 435 bin, Şanlıurfa'da 423 bin, Kilis'te 104 bin Suriyeli yaşadığına dikkati çekti.

"Türkiye'nin güneyindeki sığınmacı sosyolojisi şüphesiz kökleşecek ve erozyonlaşacaktır"

“Suriye'de ki çatışmaların uzaması ve hatta uzatılmasının, gerçekleştirilmek istenilen bu yıkıcı senaryonun olgunlaştırılması meselesiyle yakından ilgili olduğunu değerlendiren Ünal Atabay, ‘Suriye'de ki çatışma ortamı uzadıkça ya da uzatıldıkça Türkiye'nin güneyinde ki sığınmacı sosyolojisi şüphesiz kökleşecek ve erozyonlaşacaktır. Bu durum küresel odaklar için toplum mühendisliğine açık hale gelebilecektir’ görüşünde” diyen Öztürk, devamında kendi şu görüşlerini aktardı:

"Bölgenin istismarına yol açabilecek senaryolar, Türkiye kadar Suriye'nin de toprak bütünlüğünü yakından ilgilendiriyor"

“Diğer bir deyişle, Hatay ile birlikte sınır boyunca oluşan bu demografik yapı, gelecekte yerel idari özerkliğin kapısını aralayabilir. Böyle bir gelişme olası bir Suriye federasyonunun parçası olunması arzusunu da doğurabilir.

İşte bu çerçevede, başta Hatay olmak üzere güney sınırımızda oluşan demografik durum ve buna bağlı sosyo- kültürel erozyonun yaratabileceği hassasiyetler, küresel güçlerin geleceğe dair senaryoların Esad'ın meclisi tarafından açıkça dile getirilmesi terennüm edilmesinden / ettirilmesinden başka bir şey değil. Bölgenin istismarına yol açabilecek senaryolar, Türkiye kadar Suriye'nin de toprak bütünlüğünü yakından ilgilendiriyor. Dış odakların olası istismarına fırsat vermemek adına bir an önce Esad yönetimiyle yakın iş birliği yapılması / görüşülmesi her geçen gün daha da önem kazanıyor.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.