Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop'un Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine ilişkin olarak yaptığı, “Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesi'nden çıktığı gibi Montrö'den de, diğer uluslararası sözleşmelerden de çıkabilir.” açıklamasına tepki gösterdi. "Nasıl bir söz bu? Meclis Başkanı, kendi ayağımıza kurşun sıkıyor!" yorumunu yaptı.
Turan yazısında, "Montrö Antlaşması'ndan çıkmak, İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki tam egemenlik hakkımızdan vazgeçmek, boğazların yönetim ve denetimini yabancı devletlere ikram etmek anlamına gelir. Sayın Şentop'un sözlerinin 'Kurtuluş Savaşı'nı keşke Yunan kazansaydı' diyen Fesli gerici Kadir Mısıroğlu'nun sözlerinden fazla bir farkı var mı? Sanıyorum ne dediğinin farkında değil! Cumhurbaşkanı 'diğer uluslararası sözleşmelerden de çekilebilir mi?' Böyle bir yetkisi var mı? Mesela Lozan… Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin tapusu sayılan Lozan Antlaşması'ndan da çekilebilir mi? Tapumuzu iptal edebilir mi? Böyle bir şey, Türkiye'nin kendi ayağına kurşun sıkması anlamına gelir. Büyük bir milletin kaderi, bir kişinin atacağı imzaya bağlı olamaz! Evet, Türkiye'de 'Tek Adam' sistemi var. Fakat tek adamın, tek imza ile uluslararası en hayati konularda karar alması mümkün mü?Türkiye Büyük Millet Meclisi ne güne duruyor?" düşüncesini dile getirdi.
Turan şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanı, her işi tek başına, dilediği gibi yapacaksa, TBMM'nin hiçbir yetkisi ve işlevi kalmamış demektir. O zaman böyle göstermelik bir meclise de ihtiyaç kalmaz!Aslında Mustafa Şentop bilgili, güngörmüş bir insandır. Fakat Cumhurbaşkanı'na “iltifat etmek” ve “onun hoşuna gidecek sözler söylemek” isterken sözlerinin dozunu, kantarın topuzunu kaçırmış gibi görünüyor! Gerçeklerle bağdaşmayan ve Meclis'in haklarını korumayan Mustafa Şentop'un yapacağı en doğru iş, başkanlığı bırakmak olmalıdır!
Meclis Başkanlığı'na, Yüce Meclis'in onurunu ve haklarını savunan gerçek devlet adamı gerekir. Eski yıllardaki başkanlar arasında bunun örneği çoktur. Onları mumla arıyoruz!"