Kimine göre, ince ve yüksek topuklu ayakkabıların, ya da orijinal adıyla stilettonun gündeme gelişi 1950’lerde zayıflığın moda dünyasında önem kazanmasıyla birlikte olmuştur.
Ünlü Fransız lüks aksesuar markası Roger Vivier’in yöneticisi Bruno Frisoni de böyle düşünüyor. İlk stiletto ile bağlantısı kurulan iki isimden biri, markaya adını veren Vivier. Diğeri ise Marilyn Monroe, Gloria Swanson ve Bette Davis gibi müşterilere sahip İtalyan ayakkabı tasarımcısı Salvatore Ferragamo.
BBC Türkçe'de yayımlanan habere göre, Frisoni, hangisinin ilk stilettoyu yaptığı tartışmasını sonuca bağlamanın zor olduğunu söylüyor. Marlene Dietrich, Elizabeth Taylor ve Catherine Denuve gibi isimleri giydiren Vivier, ayakkabı tasarımlarını bir mimar yaklaşımıyla yapıyordu. Vivier için siluet çok önemliydi. Ayakkabıda, ayağa tam oturan hafif bir kavis ve ince bir topuk seksi görünüm ve özel tasarımın yanı sıra ince bir zevki de ifade ediyordu.
Nasıl gelişti?
İkinci Dünya Savaşı sırasında uçak sistemleri için yeni materyaller ve yeni teknikler geliştirilmişti. Alüminyum kullanımı ve plastiğin metalle birleştirilmesi yoluyla dünyanın en ince topuğunu yapmak mümkün oldu. 5 mm çapında çelikten yapılan Stiletto topuğu “iğne” adıyla anılmaya başlandı. 8-8,5 cm uzunluğunda ve çok ince uçlu topuk, seksiliği çağrıştıran ideal stiletto topuğu olarak kabul gördü.
Adını kısa saplı ve ince uçlu bir tür İtalyan bıçağından alan stiletto topuğu 1950’lerde yükselişe geçtiyse de kökeni 19. yüzyıla kadar gidiyor. 1974’te Manolo Blahnik adlı modacının sivri topuklu, sivri uçlu tasarımları dönemin apartman topuklarının yerini alacaktı.
Parisli ayakkabı tasarımcısı Christian Louboutin’in kırmızı tabanlı tasarımları stilettonun erotik ve fetişist bağlantılarını güçlendirdi.
Geçmişte kadınlar stiletto topukları daha çok gece giyimi için kullanır, gündüz kısa topuk giyerdi. Fakat ünlülerin her tür etkinliğe apartman topuklu stilettolarla gitmesi kadınlar arasında da yüksek topukların gündelik giyimde kullanılmasına neden oldu.
İkili yaklaşım
Fakat sadece doktorlar değil bazı modacılar bile bu akımı sağlıksız buluyor. İğne topuklar bilek burkulması, ayak tarağında çatlama ve eklem iltihabına neden olabiliyor. 7,5 cm’den uzun topuklar, düz tabanlı ayakkabılara oranla ayağa yedi kat daha fazla basınç yapıyor.
Fakat bazı stiletto taraftarları, bu ayakkabılarla balerin duruşunu andıran yürüyüşün farklı kasların çalışmasını sağlayan bir spor olduğunu düşünüyor.
Amerika’da yüksek topukla yürüme dersleri veren sınıflar bile açılmış.
Bugün çok sayıda kadın, acı çekseler bile stiletto topuklardan vazgeçmiyor. Örneğin 12-13 cm’lik topuklarıyla ünlü Victoria Beckham, ayağında çıkan bünyona ve omuriliğindeki disk kaymasına rağmen “düz tabanlı ayakkabı giydiğinde konsantre olamadığını” söylüyor.
Keskin çizgileri, mükemmel orantıları ve silueti sayesinde stiletto, heykeli andıran estetik ayakkabılar olarak görülüyor. Yüksek topuklarla yürürken vücudun aldığı biçim, ayakta yarattığı kavis ve uzun bacak yanılsamasının kadına baştan çıkarıcı bir görünüm verdiği düşünülüyor.
Stiletto hayranları, bu ayakkabıları giydiklerinde kendilerini daha özgüvenli, seksi ve şık hissettiklerini söylüyor. Bunlardan biri de Marilyn Monro idi. “Kadına doğru ayakkabıları verin, dünyayı fetheder,” sözleri ona aitti.