Askeri kaynaklar, Türkiye’nin sınırları dışındaki tek toprağı olan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’nde drumun stabil olduğunu, ancak bölgeyi çevreleyen IŞİD’in bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Türbede 25 bordo bereliyle 25 subay ve astsubayın bulunduğu öğrenilirken, Genelkurmay’ın yaptığı hazırlığa göre olası bir operasyonda TSK IŞİD’e yönelik 3 dakika içinde müdahalede bulunabilecek. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın mezarının bulunduğu türbe, Türkiye ile Suriye arasında diplomatik krize de yol açmasıyla biliniyor.
Türkiye’nin sınırları dışındaki tek toprağı olan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’nin IŞİD tehdidi altına girmesi, gözleri türbeye ve burada göreve yapan 50 Türk askerine çevirdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, yayımladığı mesajda türbede bulunan askerlere destek mesajı verirken, askeri kaynaklar türbede durumun stabil olduğunu ancak bölgenin IŞİD kontrolünde olduğunu söyledi.
Askeri kaynaklar, bugüne kadar Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik IŞİD tarafından herhangi bir taciz gerçekleştirilmediğimi ancak bölgedeki tehdidin sürdüğünü ifade etti. Türbede bulunan 50 askerden 25’i bordo bereli, 25’i subay ve astsubaylardan oluşuyor. IŞİD'in Süleyman Şah Türbesi'ne olası bir saldırısına karşı topçu birlikleri de sürekli hazır bekletiliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olası bir IŞİD saldırısı durumunda, Süleyman Şah Türbesi’yle ilgili eylem planını da büyük oranda tamamladı. Buna göre, T-155 Fırtına obüslerden, uçar birlik harekatının devreye girmesine kadar birçok plan yapılmış durumda…
Olası bir çatışma veya saldırı anında Skorsky ve Kobra tipi helikopterlerle 20 dakikada bölgeye uçar birlikler indirilebilecek. Türkiye sınırından Suriye’ye girecek tankların bölgeye ulaşması yarım saat sürecek. Olası bir operasyonda, Süleyman Şah Türbesi çevresindeki IŞİD mevzilerini vuracak savaş uçakları ise hedeflerinin bulunduğu bölgeye 3 dakikada gidebilecek.
Süleyman Şah Türbesi neden önemli?
Süleyman Şah Türbesi ile Süleyman Şah Saygı Karakolu, Suriye'nin Halep kentinin Karakozak Köyü sınırları içerisinde bulunuyor. Türbe ve karakolun bulunduğu alan, Türkiye'nin sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası (eksklav) olarak biliniyor.
Türbe'de, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi'nin dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah'ın ve iki askerinin naaşları bulunuyor. Ancak türbede yatan Süleyman Şah'ın Osman Gazi'nin büyükbabası olan Süleyman Şah değil, I. Kılıçarslan'ın babası Kutalmışoğlu Süleyman olabileceği konusunda farklı görüşler de bulunuyor.
21 Ekim 1921 tarihinde Türkiye ile Fransa hükûmetleri arasında imzalanan Ankara Antlaşması'nın 9. maddesi ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması'nın 3. maddesi gereğince Caber Kalesi ve türbe müştemilâtı ile berâber Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edildi ve Türkiye'ye burada muhâfız bulundurma ve bayrağını çekme hakkı tanındı.
Türkiye ile Suriye türbe nedeniyle restleşti
Suriye hükûmeti, Fırat Nehri üzerinde 1968 tarihinde başlattığı Tabka Barajının 1973 yılında tamamlanacağını ve barajın su toplamaya başlamasıyla Caber Kalesi ve Süleyman Şah'ın türbesinin tamamen sular altında kalacağını ileri sürerek Türk Hükûmetinden türbenin yerini değiştirmesini ya da türbenin Türkiye'ye naklini talep eden bir nota gönderdi. Türkiye de buna karşılık Suriye'ye bir nota verdi ve Keban Barajı'nın kapaklarını kapatarak Fırat Nehri üzerinden Suriye'ye su akışını engelledi. Bu restleşmenin ardından Türkiye bölgeye Devlet Su İşleri'nde (DSİ) görevli uzmanlar ve mimarlar gönderdi ve türbenin nereye taşınabileceğinin tespit edilmesini istedi. Ankara ve Şam hükûmetleri arasında uzun süren müzakerelerin ardından bir anlaşma imzalandı.
Anlaşmaya göre;
Türbe, müştemilatı ile birlikte Halep–Hasseki yolu üzerinde bulunan Karakozak köyü yakınındaki yeni yerine nakledilecek,
Barajın kenarında, türbenin bugünkü konumuna en yakın yerde mermerden bir kitabe dikilecek,
Türbenin bugünkü yerini tespit etmek maksadıyla, göl üstüne bir şamandıra konacaktır.
1973 yılında türbe ve karakol, Halep'e 123, Şanlıurfa'ya 92 km uzaklıktaki Fırat'ın doğu kıyısındaki Karakozak köyündeki 10.096 m²'lik yeni yerine taşınmıştır. Bilinenin aksine, günümüzde türbe, Caber Kalesi'nde değil Halep'in Karakozak köyü yakınındaki yerinde bulunuyor.
Taşınması yine gündeme geldi
1995 yılında, Suriye Hükûmeti bu kez de Fırat Nehri’nin daha üst kotlarında inşasına başladığı Teşrin Barajı sebebiyle Karakozak bölgesinde ki Süleyman Şah Türbesi’nin bölge dışında başka bir alana ya da Türkiye’ye taşınması hususunu yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine, Türkiye ile Suriye arasında yapılan görüşmeler sonucunda, türbenin mevcut yerinin baraj gölünün olumsuz tesirlerinden korunması için tahkim edilmesine karar verildi. 2001 yılında Fırat Nehri üzerindeki Teşrin Barajının tamamlanması nedeniyle türbenin taşınması bir kez daha gündeme geldi. Suriye tarafı bu kez türbenin şimdiki yerinden de kaldırılarak gösterecekleri ve Türk tarafının da kabul edeceği bir yere taşınmasını istedi. Ancak Türk hükümetinin girişimleriyle proje türbenin mevcut yerinin korunması yönünde değiştirildi.
23 Ocak 2003 tarihinde Ankara'da “Süleymanşah Türbesi Tahkimat Projesinin Uygulanmasına İlişkin Ana Tutanak” imzalandı. Bu çerçevede 10 dönüm'lük türbe arazisi sınırları tahkim edilmiş, türbe binasının içi ve dışı onarılmış, karakol binası yeniden inşa edilmiş ve Süleyman Şah Türbesi yeniden ziyarete açılmıştır.