Gündem

“Sur mağdurları sosyal olarak dışlanıyor"

DİKAD: Surlu oldukları için ayrımcılığa uğrama ve hatta kimi yerlerde “Suriyeliler” tabirinin “Surlular” olarak konumlandırılarak sosyal dışlanmaya maruz kaldıkları ifade edilmiştir

26 Ocak 2017 00:08

Diyarbakır İş Kadınları Derneği’nin (DİKAD) yürüttüğü ve Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın desteklediği “Diyarbakır Kadın Aile Sorunları ve Çözüm Önerileri Projesi” araştırmasından çarpıcı sonuçlar çıktı. Temmuz 2015’te başlayan, aylarca süren sokağa çıkma yasakları ve çatışmalarla anılan Sur’da sosyologların yaptığı araştırmaya göre Sur mağdurları gittikleri yerlerde uyum ve güven problemi yaşıyor. Evleri yıkılmasına rağmen hala Sur’a dönmeyi bekleyen mağdurların en çok şikayet ettiği konu ise gittikleri yerlerde yine savaş mağduru olan Suriyelilere benzetilmeleri.

Saha çalışması aylarca süren çalışmanın sonuçları DİKAD Başkanı Reyhan Aktar tarafından açıklandı. Aktar, “Çalışma, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Temmuz 2015’ten başlayarak kırsal alandan yoğun nüfusa sahip olan kent merkezlerine taşınan silahlı çatışmaların ve yarattığı tahribatın analizini, Sur nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan kadınların gözünden aktarma, anlama ve yaşanan sorunlara yine kadınların gözünden ve ihtiyaçlarına yönelik olarak cevap arama amacını taşımaktadır. Bu amaçla, olaylardan önce ve olaylar sırasında Sur’un çatışmaların en yoğun yaşandığı ve sokağa çıkma yasaklarının en uzun sürdüğü altı mahallesi olan Hasırlı, Dabanoğlu, Cevatpaşa, Fatihpaşa, Alipaşa ve Savaş’ta yaşayan 54’ü evli, 54’ü bekar toplam 108 kadın ile anket ve 25’i evli, 25’i bekar olmak üzere toplam 50 kadın ile de derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) nüfus verileri ve kadınların mahallelere göre dağılımı gözetilerek, 2016’ın Ekim ve Kasım aylarında yapılan saha araştırmasında kadınların çatışmalar öncesinde, esnasında ve sonrasında, içinden geçtiği süreçleri ve yaşadıkları problemleriekonomik, kültürel, sosyal ve sembolik sermaye türlerine göre analiz etmeye dönük olarak hazırlandı.

DİKAD Başkanı Aktar, “Çalışmanın öncelikli hedefi, Surlu kadınların yukarıda bahsi geçen dört farklı sermaye türünde çatışmalardan etkilenme düzeylerini tespit etmektir. Öte yandan, çatışmaların temelini oluşturan siyasi bağlam, görüşmeler sırasında kadınların politik durumlarına ve gelecek beklentilerine yönelik fikir edinme ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Çalışma bu bağlamda da bir içerik ihtiva etmektedir” diye konuştu.  

En yüksek aylık gelirleri 1000 TL

Rapordaki çarpıcı başlıklar şöyle:

*Sur her ne kadar ekonomik gelir düzeyi farklılaşan aileleri barındırsa da çoğunlukla yoksul kesimin ikamet ettiği bir ilçedir. Çalışma kapsamında anket yapılan 108 kadından 79’unun hanesine giren aylık gelir 1TL-1000 TL. arasındadır. Bu meblağ hanelerin aylık ortalama mutfak masrafına denktir.

*Görüşme yapılan kadınların % 59.8’inin Sur’a Diyarbakır’a bağlı bir köyden geldikleri ve gelme gerekçeleri olarak  % 50’sinin ekonomik gerekçeler nedeniyle geldiklerinden hareketle zaten gelir düzeyi oldukça düşük ailelerden oluştuğunu görmekteyiz. Ev mülkiyeti kendisine ait olan aile sayısı %44 oranındadır.

Sur’dan yine Sur’a göç ettiler

Çalışma kapsamında evlerini boşaltmama nedeni olarak kadınların en sık ifade ettiği gerekçenin başında ise,“olayların geçeceğini, bu kadar uzun sürmeyeceğini” düşünmeleri ilk sırada yer alırken ikinci sırada “yoksulluk” gelmektedir. Evlerini, eşyalarını yahut hayvanlarını, yani mevcut olan yegâne maddi ve manevi birikimlerini geride bırakmak istemeyişleri olduğunu vurgulamaktadırlar. Nitekim çıkmak zorunda kaldıklarında ekonomik yetersizlikler nedeniyle yerinden edilen ailelerin yine ekonomik ve kültürel olarak Sur’a benzeyen yerleri tercih ettiği görülmektedir. Oldukça çarpıcı bir biçimde Sur’dan çıkan ailelerin % 89’unun yine Sur’da sokağa çıkma yasağının olmadığı başka mahallelere taşınmayı tercih ettiği görülmektedir. Bu bağlamda % 23’ü Cevatpaşa, % 14.8 Dabanoğlu, % 13.8’i Melikahmet’e, % 10.2’si ise İskenderpaşa mahallelerine taşınmışlardır.

Kadınlar çeyizlerini kaybetti

*Çatışmalar sırasındaki maddi ve manevi kayıplar söz konusu olduğunda, bu çalışma için görüşülen kadınların büyük bölümünün defaten ifade ettiği maddi ve manevi kayıplar arasında evli ya da bekâr fark etmeksizin kadınların çeyizlerinin büyük öneme sahip olduğu görülmektedir.

*Çalışma esnasında evi tamamen zarar görenlerin oranlarının % 42.6, eşyaları tamamen zarar görenlerin oranlarının ise % 50.93 olduğu görülmektedir. Aynı şekilde görüşmecilerden % 94’ü herhangi bir tazminat almadıklarını ifade etmişlerdir. Tazminat almayı tercih etmeyişlerinin en öncelikli nedeninin tekrar Sur’a geri dönme isteği olduğu ve zararlar ile tazmin edilen meblağ arasındaki orantısızlık birincil neden olarak dile getirmektedir.

*Özetle, ekonomik sermeye türü gözlemlendiğinde Sur’da çatışmalar öncesi zaten durumu iyi olmayanların çatışmalar sonrasında ekonomik yoksunluklarının derinleştiği, bilhassa Sur’dan çıkmak zorunda olduğu için yaşadığı mahallenin Sur kadar ucuz olmamasından kaynaklı kira ve gıda giderlerinin yüksek oluşu ailede bu konuda bir mağduriyet geliştirmiştir.

Sosyal dışlanma yaşanıyor

*Çatışmalar sonrası yerleşilen yerlerde kiraların yüksek olması, ev sahiplerinin birçoğunda hâkim olan“memur olmayana ev vermem” anlayışı veya sur mağdurlarının devletten aldıkları kira yardımı tutarlarını göz önüne alarak kira tutarını belirledikleri ve Sur mağduru insanların, Diyarbakır içinde gittikleri yerlerde bekledikleri ilgiyi göremedikleri görülmüştür. Evlerini taşırken mağduriyetlerinden faydalanan kesimler tarafından taşıma ücretleri için fazla ücret verdikleri görülmüştür. Surlu oldukları için ayrımcılığa uğrama ve hatta kimi yerlerde “Suriyeliler” tabirinin “Surlular” olarak konumlandırılarak sosyal dışlanmaya maruz kaldıkları ifade edilmiştir. Gittikleri sitelerde veya binalarda birçok ailenin aynı evde kalmasından, hanedeki kişi sayısının fazla olmasından kaynaklı kendilerine anlayış gösterilmediği, bina veya site sakinleri tarafından çıkarılma kararı alındığı ve kimi zamanda çıkarıldıkları görülmüştür.

Surlular: Artık mutsuzuz

Çatışmalardan önce kendisini “çok fazla” mutlu hissedenlerin oranı % 33.3 iken, çatışmalardan sonra bu oran % 0 olarak gözlemlenmiştir. Aynı şekilde çatışmalardan önce kendisini “çok az” mutlu görenlerin oranı % 5.6 iken çatışmalardan sonra bu oran % 53 oranında artış göstermektedir.