Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 11 Aralık'ta ilan edilen sokağa çıkma yasağının sekiz aydır devam ettiği altı mahalledeki bazı sokaklarda yasak Cumartesi günü kaldırıldı.
Sur Kaymakamlığı, hendek ve barikatların kapatılması, bombalı tuzakların kaldırılması amacıyla ilan edilen yasağın Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerine bağlı bazı sokaklarında kaldırıldığını duyurdu.
Ancak yine de uygulama, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Fatihpaşa'nın büyük bir bölümünde devam ediyor.
Bölge halkı kaymakamlık açıklamasının ardından sokaklara gitse de kimileri 'Bazı binalarda yasak kalkmış bazıları hala yasaklı, nasıl bir karar anlamadık' diye tepki gösteriyor.
Yıkımın fazla olduğu, binlerce ailenin göç etmek zorunda kaldığı yasaklı sokakları sekiz aydan sonra görmek için büyük bir kalabalık olacağını düşünüyordum fakat yasaklı mahallelere açılan Gazi Caddesi tam aksine her zamanki halinden bile daha sessiz ve sakindi.
Sokak aralarına gittikçe de durum değişmedi.
Birçoğu Sur sakini olan Nebi Camii önündeki ayyakabıcılar gündemi de bazı sokaklarda kaldırılan son yasaktı.
Çatışmalı dönemden devam ederek yasak boyunca ilçede yaşanan birçok şeyin canlı tanığı olan boyacılar, mağduriyetlerinin giderilmemesinden şikâyetçiler.
İsim vermek istemeyen bir boyacı, Fatihpaşa mahallesindeki evinin bir ay önce yıkıldığını yeni öğrenmiş.
"Bir buçuk ay önce evime gittim. Evi önce YDGH'li gençler kullanmış sonra da polisler. Birçok roket isabet etmişti, eşyaların çoğu zarar görmüştü. Geçenlerde öğrendim ki evimi de yıkmışlar ama zarar tazminatı olarak sadece 6 bin tl ödeme yapılacakmış. Evimdeki mobilyaların fiyatı bile bu paranın iki katı" diyor.
Arkadaşı da medyaya tepki göstererek Sur sakinlerinin mağduriyetinin haberleştirilmemesinden şikâyetçi.
"Valilik her eve 3-40 bin tl ödeme yapacaklarını söylemişti ama sıfırlar gitti geriye 3-4 bin kaldı. Gazeteciler de bu açıklamayı resmi makamlara hatırlatmıyor" diyor.
OHAL ile birlikte gösteri ve eylem yapma hakkının yasaklandığını hatırlatıyor ve insanların bir araya gelmekten korktuğunu söylüyor: "İnsanlar artık hakkını aramak için bir araya gelmekten korkuyor. Ne yapsınlar, hemen gözaltına alıyorlar."
Dört Ayaklı Minare sokağına yöneldiğimizde, oradan gelen gazeteciler sokakta yasağın kalkmadığını söylüyor.
Dabanoğlu Mahallesi Çiçekçi Sokağı'nın hemen girişinde de kum mevzileriyle çevrilmiş bir polis noktası var.
Birçok gazeteci sokağa girip haber yapmak istiyor ama polis izin vermiyor. Polis elindeki belgeyi göstererek izin olmadığını söylüyor.
"Dabanoğlu sokağın 43A ile 15 numaralı haneler dahil olmak üzere sokağın kuzey batısı, Çiçekçi sokağın 1, 3, 5 ve 7 numaraları hanelerde dahil olmak üzere, batı kısmının tamamında yasak kalktı. Sokağa girince sağ taraftan yasak kalktı ama solunda yasak halen devam ediyor. Yani sizi bıraksak sağı çekince yasak olan sol tarafı da çekmiş olacaksınız" diyerek yasağın gerekçesini izah etmeye çalışıyor.
Gazeteciler de valilikten gönderilen aynı belgeyi gösteriyor ama geçişe izin yok. Polisler daha sonra telsizden "Gazetecilerin geçmesine izin vermeyin" anonsunu dinletiyor.
Sokağın bazı binalarında yasak kalkmış ama bazı binaların kapıları halen mühürlü.
Sokağın sakinlerinden bazıları büyük bir umutla evlerine gelip binalarının yasak kapsamında olduğunu öğreniyor.
28 Kasım'da evini terk etmek zorunda kalan ve şimdi İskenderpaşa Mahallesinde kalan iki çocuk annesi Hatice Güder de onlardan biri.
"Tahir Elçi'nin öldürüldükten hemen sonra evimizden çıktık" diyen genç kadın polis noktasında binalarına girişin yasak olduğunu öğrenmiş.
Ramazan ayında evini görmek için izin aldığını söylüyor. Onun da evinde tahribat çokmuş ama televizyonun sağlam kaldığını anlatıyor.
Televizyonunun çalındığını da yeni öğrenmiş ve girişin yasak olduğu sokakta yaşanan bu hırsızlığa tepki gösteriyor, komşularını suçluyor.
Yaşlı bir adam da "Sur'da yasak kalkmış dediler, geldik ama gördük ki bazı sokakların bazı binalarında yasal kaldırılmışken bazıları hala yasaklı, anlamadık ki nasıl bir karar?" diyerek tepki gösteriyor.
Gazeteciler arama noktasında çekim yapmak isterken geride duran polislerden biri tepki gösteriyor, hatta makinelerdeki görüntüler izlenip noktanın belli olduğu kareler sildiriliyor.
Gazeteciler sokağa girmekte ısrar edince arkadan gelen polis sokakta haberlik bir şeyin olmadığını söyleyerek "Gidin Cizre'deki bombalı saldırıda şehit olan 11 arkadaşımızın haberini yapın" diyerek gazetecilere tepki gösteriyor.
Noktada bekleyen gazetecilerin çoğu, sabahtan beri onu aşkın yerde yasağın kaldırıldığı söylenen sokaklara girmeye çalıştıklarını ama aynı engellemelerle karşılaştıklarını anlatıyorlar.
Civarda yasağın olmadığı sokaklarda yüksek binaların da basın mensuplarının yasak olduğunu öğreniyoruz.
Polisler kendilerine verilen emri yerine getirdiklerini ve yazılı, mühürlü belge olmadan izin vermeyecekleri konusunda ısrar edince gazeteciler çekim yapamadan geri dönmek zorunda kalıyorlar.