Suriye’de yaşanan iç savaşa çözüm bulmaya yönelik toplanan Cenevre-2 konferasın başladı. Konferansta konuşan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, "Erdoğan hükümeti, kendi topraklarında teröristleri eğitim verdi" dedi. Ahmet Davutoğlu, ise Muallim'e cevaben "eli kanlı" diye suçladığı Esad rejiminin iktidarını sürdüremeyeceğini söyledi
BM ev sahipliğinde gerçekleştirilen İkinci Cenevre Konferansı'nda Esad rejimiyle Suriyeli muhalifler ilk kez aynı masada oturuyor. Yaklaşık 40 ülkeden dışişleri bakanları da İsviçre'nin Montrö kasabasında yapılan müzakerelere katılıyor.
İsviçre'nin Montrö kentinde başlayan konferans 2 gün sonra Cenevre'de devam edecek. İlk günde konferansa katılan tüm temsilcilerin birer konuşma yapması bekleniyor.
İkinci Cenevre Konferansı, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un konuşmasıyla başladı.
‘Esad'in kurulacak geçici hükümette yer alamaz’
BM Genel Sekreteri Ban'dan sonra söz alan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, "Beşşar Esad'in kurulacak geçici hükümette yer alması hiçbir şekilde söz konusu olamaz"
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Suriye'deki son korkunç raporların sistematik işkenceleri ve binlerce tutuklunun infaz edildiğini gösterdiğini de belirtti.
Suriye: Esad kırmızı çizgimiz
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise, "Beşşar Esad ve rejimi bizim kırmızı çizgimizdir. Kimse devlet başkanımıza dokunamaz" açıklamasında bulundu.
Muallim ayrıca, Türkiye'yi suçlayarak, "Suriye'de devrim değil, terör ve yabancı savaşçılar var. Suriye bağımsız bir ülkedir, Erdoğan başkanlığındaki Türk hükümeti, teröristlere kendi topraklarında eğitim verdi. Uluslararası toplum terörizmi desteklemeye ve teröristlere silah göndermeye son vermeli" dedi. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise, konferansta terörizmle mücadele konusunda bir başarı sağlanmasının zor olduğunu söyledi.
Davutoğlu: Eli kanlı rejim iktidarını sürdüremez
Konferansa 13. sırada söz alan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de ve bölge ülkelerindeki 2 milyon sığınmacının durumuna dikkat çekerek, "Evet, topraklarımızda 8 bin Suriyeli terörist (!) çocuk doğdu" dedi.
Suriye hükümetinin kendisini savunma tarzını "utanmazlık" diye nitelendiren Davutoğlu, "Tarih onları çok kötü yargılayacak" diye konuştu. Davutoğlu ayrıca, 11 bin kişinin işkenceyle öldürüldüğü öne sürülerek ortaya çıkarılan fotoğraflara gönderme yaparak, Suriye rejimini insanlığa karşı suç işlemekle itham etti.
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman Suriye halkının yanında olacağını söylerken, "eli kanlı" diye suçladığı Esad rejiminin iktidarını sürdüremeyeceğini söyledi.
Davutoğlu'nun konuşmasının ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, yüz binlerce Suriyeli sığınmacıya kapılarını açtığı için Türkiye'nin "cömertliğine" teşekkür etti.
Ban, konferansın açılışındaki konuşmasında ise, ilk kez yüz yüze gelen Suriye yönetimine ve muhaliflere, sorunların üstesinden iyi niyetle müzakere ederek üstesinden gelmeye çalışmaya çağırdı.
‘İç diyalog kolay olmayacak’
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, Suriye'nin iç diyalog sürecinin kolay ve hızlı olmayacağını söyledi.
"Suriye'nin iç diyalog süreci kolay olmayacak, hızlı olmayacak" ifadesini kullanan Lavrov, "Rusya, tüm taraflarla krizin çözümü adına ortak çalışmaya hazır. Sözde birçok güç Cenevre-2'yi destekledi ama işe gelince konferansın başarısını istemiyorlar" diye konuştu.
‘Savaş suçlarından Beşşar Esad sorumlu’
Suriye Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Ahmed Carba ise, Suriye'deki sistematik işkenceyi Naziler döneminde yaşananlara benzetti. Carba, "Ülkedeki savaş suçlarından Beşşar Esad sorumludur" dedi.
Esad’lı çözümü kabul edemeyiz
Suriye muhalefeti lideri Ahmed Carba, Esad'ın iktidarda kalmasını sağlayacak herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini söyledi.
Türkiye’yi Ahmet Davudoğlu temsil ediyor
Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun temsil ettiği konferansta tartışmaların, özellikle Beşşar Esad'ın geleceği üzerinde yoğunlaşması bekleniyor.
Suriye Ulusal Koalisyonu, Esad rejiminin sona ermesinden başka seçeneği kabul etmeyeceklerini söyledi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, İran'ı konferansa davet etmiş ancak Suriyeli muhalifler başta olmak üzere Suudi Arabistan ve ABD'nin karşı çıkması nedeniyle, söz konusu davet geri çekilmişti.