Suriye’de geçici hükümetin devlet kurumlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaları hız kazanırken ülkenin kuzeydoğusundaki Kürtler ve güneyindeki Dürziler’le ilgili sorunlar sürüyor. Geçici Yönetim Başkanı Ahmet El Şara’nın (Muhammed El Colani) Şam’da PYD/DSG heyeti görüşmesi sonrası kulislere olumlu mesajlar yansırken kuzeyde Suriye Milli Ordusu ile PYD/DSG silahlı grupları arasında çatışmalar giderek şiddetleniyor. Bölgeye yönelik olası harekat ihtimaline karşı ABD’nin bölgeye asker, silah ve malzeme sevkiyatı arttı. ABD ordusu, Kobani’de (Ayn el Arap) büyük bir askeri üs kurmak için bölgeye malzeme taşıyor. Suriye'nin güneyini kontrol eden Dürziler ise HTŞ güçlerinin bölgeye girişini engellerken yeni bir anayasa ve sonrasında seçimler yapılana kadar silah bırakmayacaklarını açıkladı. Geçici yönetimin hazırladığı yeni milli eğitim müfredatı ise etnik ve dini gruplar arasında tepki çekti.
Geçici yönetimin Şam’da ülkedeki dini ve etnik gruplarla diyalog arayışı kapsamında görüşmeleri sürerken ülkenin kuzeyinde SMO ile PYD/DSG grupları arasında çatışmalar giderek şiddetleniyor. Çatışmalar daha çok Kobani ile Münbiç kentleri çevresi ile Tişrin barajı çevresinde yoğunlaşıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kobani’ye olası harekatı ve SMO’nun bölgede saldırılarını arttırması üzerine ABD’nin bölgedeki askeri varlığını giderek arttırması dikkat çekiyor. Bölgeye son bir ay içinde yüzlerce tırla silah ve malzeme sevk edildi. Başta Rakka ve Haseki olmak üzere bölgenin birçok merkezine zırhlı araç ve tank sevkiyatı yapıldı.
Kobani’de üs inşasına başlandı
ABD öncülüğündeki Küresel Koalisyon, son olarak Kobani kent merkezi ve çevresine asker ve silah sevkiyatı yaptı. Kobani kent merkezindeki birçok noktaya ise tank konuşlandırıldı. Bu kapsamda Kobani’de ABD tarafından büyük bir askeri üs inşasına başlandığı bildirildi. Üssün inşası için Kobani'ye onlarca tırla beton bloklar taşındı. Konvoyda prefabrik odalar, güvenlik kameraları, hendek kazma ekipmanları, beton bloklar ve yakıt tankları gibi lojistik malzemelerin bulunduğu gözlendi.
Kobani kent merkezindeki bir otel ise Koalisyon'un karargâhhına çevrildi. ABD güçleri, TSK’nın 2019 yılında Resulayn ve Tel Abyad'a yönelik askeri harekatı öncesi Kobani'den çekilmişti. ABD ordusu, 5 yıl sonra Kobani’ye tekrar dönmüş oldu.
Şara-DSG görüşmesinde neler konuşuldu
Yönetimi ele geçirdikten sonra birçok etnik ve siyasi gruplarla görüşme gerçekleştiren Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ebu Muhammed Colani (Ahmed el Şara) Şam’da PYD/DSG heyetiyle de önceki gün bir araya geldi. ABD ve Fransa’nın gözetiminde bir askeri havaalanında gerçekleştirilen görüşmede üç konunun ele alındığı öğrenildi. Bunların PYD/DSG’nin denetimindeki bölgedeki petrol kuyuları ve üretim tesisi, PYD/DSG’nin gelecekteki pozisyonu ile bölgeye özerklik ya da federasyon statüsü tanınmasına yönelik konu başlıkları olduğu bildirildi. Görüşmelerin önümüzdeki günlerde de sürmesi konusunda mutabakata varıldı.
Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Washington Temsilciliği Başkanı Bessam İshak, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, DSG’nin Şam’daki toplantılarında “sadece askeri konuların ele alındığını ve koordinasyon mekanizması ile ortak meselelerin görüşüldüğünü” söyledi. İshak, silahlı grupların Aralık ayında Halep’e girmesinden bu yana DSG komutanlarının, kamplarda ve Tel Rıfat bölgesinde yaşayan Kürtleri güvence altına almak ve Halep’teki Kürt mahalleleri Şeyh Maksud ile Eşrefiye’nin sakinlerini korumak için HTŞ ile doğrudan ve sürekli temas halinde olduğunu belirtti.
İlk toplantı
DSG ile Şera arasındaki görüşmeler Beşar Esad rejiminin 8 Aralık'ta devrilmesinden bu yana yapılan ilk görüşmeler olma özelliğini taşıyor. İshak, Şera'nın Suriyeli silahlı gruplarla yaptığı toplantılar ve DSG’nin toplantılara katılmaması ile ilgili olarak şunları söyledi:
“DSG lideri, Şera'nın muhalif grupların liderleriyle yaptığı toplantıya kendi askeri durumu nedeniyle katılmadı. Ancak kendisiyle yaptığı son görüşme resmiyet kazandı ve duyuruldu; bu da iki taraf arasındaki sorunların diyalog yoluyla çözüldüğüne dair olumlu bir gösterge.”
“Yeni bayrak göndere çekilecek”
Görüşmenin herhangi bir sorun yaşanmadan dostane bir şekilde gerçekleştiğini de vurgulayan İshak, DSG kontrolündeki tüm bölgelerde Suriye bayrağının göndere çekileceğini ifade etti.
Esad rejiminin düşmesinden bu yana Deyrezor’da Fırat Nehri’nin batısındaki bölgenin “güvenliğinin sağlandığını ve ardından yeni yönetime teslim edildiğini” de vurgulayan İshak, “Koordinasyonun sağlandığı ilk andan itibaren, özgür Suriye bayrağını sadece yeni yönetimin bölgelerinde değil, Fırat'ın doğusu da dahil olmak üzere tüm Suriye topraklarında göreceğiz. Bunun Türkiye’nin kontrolü altındaki diğer bölgeleri de kapsamasını umuyoruz” diye konuştu.
Yeni Şam ordu güçlerini bölgeye sokmadılar
Suveyda dahil Suriye’nin güneyindeki toprakları kontrol eden Dürzi gruplar, yeni Şam yönetiminin ordu güçlerini bölgeye sokmazken yeni anayasa ve seçimler yapılana kadar silah bırakmayacaklarını açıkladı. Dürziler, bölgede federasyon talep ederken Süveyda ilindeki Dürzi Operasyonları Komutanı Beha El-Cemal, merkezi geçici yönetimin silahlı güçlerini bölgeye sokmayacaklarını yeniledi. Cemal, “Ne kadar kalabalık olursa olsun, hiçbir grubun Süveyda’ya girmesine izin vermeyeceğiz. Eğer herhangi bir saldırıya uğrarsak ya da bize herhangi bir şey dayatılırsa, karşılık vereceğiz” diye konuştu.
Suriyeli Dürzi lider Hicri: Devlet kurulmadan silahlarımızı teslim etmeyiz
Dürzi toplumunun manevi lideri Şeyh Hikmet El Hicri ise silahlarını geçici Suriye yönetimine teslim etmeyeceklerini açıkladı. Suriye’de silahların teslim edilmesi konusunun konuşulmasının çok erken olduğunu ifade eden Hicri, konuya ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Devlet kurulmadan ve anayasamız yazılmadan silahların teslim edilmesi kesinlikle kabul edilemez. Bu, haklarımızın güvence altına alınması için şarttır. Silahların teslimi konusunu konuşmak için henüz çok erken. Devlet, sivil bir Hükümet olmalı. Herkesin sürece dahil edilmemesi durumunda mevcut durumla ilgili endişelerimiz var. Biz, insanların özgürlüklerine saygı duyan bir devlet inşa etmek için herkesle birlikte çalışmaya kararlıyız. Geçici değil, kalıcı bir istikrar devleti kurma sürecindeyiz. Gelecekte bizi geriye götürebilecek herhangi bir açığı önlemek için Suriye devletinin oluşturulmasında uluslararası gözleme ihtiyacımız var."
Yeni eğitim müfredatı tepki çekti
Yeni Suriye yönetiminde Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ilkokul 1. sınıftan ortaokul 3. sınıfa kadar tüm eğitim kademeleri için uygulanacak yeni müfredat değişikliği birçok etnik ve azınlığın tepkisine neden oldu. Ülkenin güneyindeki Dürziler ile Kuzeydoğu bölgesinde yaşayan başta Kürtler olmak üzere birçok etnik kesim, yeni müfredatın kaldırılması için halkı meydanlara davet etti. Dürzilerin öncülük ettiği Süveyda kentinde “Devrimci Güçler” adıyla yayınlanan bildiride, tüm Suriyeliler, Cuma günü meydanlara davet edildi. Açıklamada, “Eğitim Bakanı ve eğitim müfredatına müdahale eden tüm ekiplerin görevden alınmasını talep ediyoruz. Zalim, devrilmiş rejimle bağlantılı her şeyin kaldırılmasına karşı değiliz, ancak tarihi çarpıtmayı, müfredatı dini hale getirmeyi ve İslam dışındaki dinleri “sapkın” olarak tanımlayarak mezhebi çatışmaları körüklemeyi kesinlikle reddediyoruz. Bu, toplumun ve devletin inşasını tehdit etmektedir. Görevden alındıktan sonra, bu kişiler hakkında hukuki davalar açılmasını talep ediyoruz, çünkü geçici hükümet olarak yetkilerini aşmışlardır. Müfredatta yapılan bazı değişiklikler, Suriye’de bir DAIŞ hilafeti kurma çabasını açıkça göstermektedir. Bu değişiklikler, Allah’ın kelamını tahrif etmeyi ve diğer semavi dinleri tekfir etmeyi içeriyor.”
“Hilafetin ön hazırlığı”
Yeni Suriye hükümetinin yeni müfredatla, “hilafet rejiminin ön hazırlığını uygulamaya çalıştığı” ileri sürülürken müfredatta yapılan çarpıcı değişiklikler şöyle sıralandı:
-
- Cemal Paşa'nın astığı Aydınlar müfredattan çıkarıldı.
-
- Zenobia ve diğer Suriyeli kadın öncüler çıkarıldı.
-
- Hammurabi Kanunları kaldırıldı.
-
- Suriye medeniyetindeki tanrı ve tanrıçalar çıkarıldı.
-
- “Doğru yol iyiliğin yoludur” ifadesi “İslam’ın yolu” olarak değiştirildi.
-
- “Gazaba uğrayanlar, sapıtanlar” ifadesi “Yahudiler ve Hristiyanlar” olarak değiştirildi.
-
- Faaliyetlerde sadece “Selamün aleyküm” ifadesine izin verildi.
-
- Mitolojik metinlerdeki “Güneşe Yakarma” ifadesi kaldırıldı.
-
- “İnsan vatanını savunurken canını feda eder” ifadesi, “Allah yolunda canını feda eder” olarak değiştirildi.
-
- “İnsanlık kardeşliği” ifadesi “İman kardeşliği” olarak değiştirildi.
-
- “Kim bu büyük günahlardan birini yapar ve helal sayarsa, ahirette cezası…” ifadesi “Kim bunu yaparsa, küfre düşer ve cezası cehennemdir” olarak değiştirildi.
-
- “Şeriat ve kanun” ifadesinde “kanun” kaldırılarak sadece “şeriat” bırakıldı.
-
- “Doğanın cömertliği” ifadesi “Allah’ın cömertliği” olarak değiştirildi.
-
- Hayatın kökeni ve yeryüzündeki evrimiyle ilgili ders kaldırıldı.
-
- Beynin evrimi ile ilgili paragraf tamamen kaldırıldı.
-
- “Vatan toprağını savunan cesur kişi” ifadesi “Allah yolunda savunan kişi” olarak değiştirildi.
-
- "Telefon konuşmalarında “selam” ile başlamanın zorunlu hale getirilmesi.
-
- “Şehit, vatanı savunurken öldürülen kişi” ifadesi “Allah’ın sözünü yüceltmek için öldürülen kişi” olarak değiştirildi.
-