Suriye'de IŞİD üyelerinin ailelerinin tutulduğu kamp boşaltılıyor
25 Kasım 2020 05:44
Suriye'nin kuzeydoğusunda, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrol ettiği bölgede yer alan ve IŞİD üyelerinin eşleri ve çocuklarının tutulduğu Al Hol kampının boşaltılması ne anlama geliyor? Tüm ülkeler kamptaki vatandaşlarını alıyor mu?
ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'den çekilmek istediğini açıkladığı 2018 sonundan bu yana SDG'nin siyasi kolu Suriye Demokratik Konseyi'nin (SDK) kuzeydoğu Suriye'de tek taraflı ilan ettiği özerk yönetim, ellerindeki IŞİD'lileri serbest bırakabileceklerini dile getiriyordu.
Nihayet 5 Ekim 2020'de, SDK eşbaşkanı İlham Ahmed, "Kamplardan Suriyelilerin tamamen çıkarılacağı bir kararı çok yakında yayımlayacağız." açıklaması yaptı.
Kamplardaki koşulların çok kötü olduğunu, çocukların ve kadınların hastalık ve açlık gibi sebeplerle hayatını kaybettiğini ve bunun maddi olarak kendilerini çok zorladığını söyleyen Ahmed, "Kampta kalmak isteyenler kalabilir, gidişler gönüllülük esasına dayalı, ancak kalanlardan artık bizim yönetimimiz sorumlu olmayacak" dedi.
10 Ekim'de de süreç başladı.
Kamptan çıkarılacak olanlar sadece Suriyeliler. SDK'nın yöneticilerinden Bedran Kürd, bazı Suriyelilerin kötü şartlara rağmen Şam yönetiminin kontrolündeki evlerine dönmekten korktukları için kampta kalmayı tercih ettiğini söyledi.
Bir yandan da kamptaki tek sorun sağlık altyapısı değil, suç oranları da çok yüksek. Bu sebeple SDK'nın adımını beklemeden, saldırılardan dolayı kamptan kaçanlar da oldu.
Suriyeliler konvoylar haline evlerine gönderildi
Al Hol kampında bu açıklamaların yapıldığı sırada, Birleşmiş Milletler verilerine göre 64 bin 373 kişi kalıyordu. Bunların arasında 17 bin 693 aile var.
Bu sayının yarısına yakını; 24 bin 223'ü Suriyelilerden oluşuyor. Kamptaki yaklaşık 40 bin kişi Suriye, Irak, Avrupa ülkeleri, ABD ve Orta Asya dahil dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ve IŞİD'lilerle evlenmiş olan kadınlar ve bir kısmı Suriye'de doğmuş olan çocukları.
Kamp üçe ayrılmış durumda: Suriyeliler, Iraklılar ve tellerle ayrılan diğer kısımda kalan yabancılar.
Kampın boşaltılacağı açıklamasından 10 gün sonra, ilk grup Suriyeliler evlerine gönderildi.
SDG'ye bağlı "asayiş" adı verilen birliklerin eşlik ettiği çoğu kadın ve çocuk 1.000'e yakın Suriyeli, bir haftalık sürede Rakka ve Deyrezzor'daki evlerine geri döndü.
Ceza alan 253 kişinin cezaları da yarıya indirildi.
Son olarak 16 Kasım'da da 500'den fazla kadın ve çocuk kamptan ayrıldı. Kamp yönetiminden Şeyhmuz Ahmed, gelecek haftalarda daha fazla kamp sakininin ayrılmasına izin vereceklerini söyledi:
"120 ailenin oluşturduğu 515 kişinin tümü Deyrezzor'un doğu bölgelerindeki evlerine geri gönderildi. Yeni gruplar da özerk yönetimin çeşitli bölgelerine gönderilmeye devam edecek. Yaklaşık 30 grubun daha ayrılması planlanıyor."
Ahmed, daha önce tek tek duyurulmamış olsa da "Bugüne kadar kamptan ayrılan Suriyelilerin sayısının 6 bine ulaştığını" söyledi.
Süreç, evlerine dönen Suriyelilerin aşiret liderlerinin ya da gittiği bölgedeki dini liderlerin koordinasyonuyla ilerliyor. Bu kişiler, gittikleri bölgelerde aşiret liderleri tarafından takip ediliyor.
SDK'dan yapılan açıklamada, "serbest bırakılanların hiçbir silahlı eyleme katılmadığının teyit edildiği" belirtildi. Kampta kalan yaklaşık 10 bin Suriyelinin IŞİD'lilerle hâlâ yakın bağları olduğunun tespit edildiği belirtilen açıklamaya göre, bu kişiler serbest bırakılmayacak. Ancak bunlar arasında ağır hasta olanlar ve 75 yaşından büyük olanlar için affın çerçevesi daha geniş tutuldu.
ABD, kampın boşaltılma kararı öncesi kendi vatandaşlarını aldı
Suriyelilerin kamptan çıkarılışı, SDG'nin kuruluşunda rol oynayan ve en büyük destekçisi olan ABD ile koordinasyon halinde yürütülen bir süreç.
Amerikan basınına konuşan ABD Dışişleri yetkilileri, Al Hol'daki durumun sürdürülebilir olmadığını, SDK'nın güvenlik taramasını hassas şekilde işlettiğini söyledi. O güne kadar da evlerine dönmek isteyen 5 bin Suriyelinin kamptan zaten ayrılmış olduğunu duyurdular.
İlham Ahmed'in açıklamasından birkaç gün önce de ABD, Al Hol kampında kalan vatandaşlarını ülkeye geri getirmişti.
1 Ekim'de yazılı bir açıklama yapan ABD Adalet Bakanlığı, Suriye ve Irak'tan, 10'u IŞİD'le bağlarından dolayı bu ülkelerde yargılanıp ceza almış 27 Amerikalıyı ülkeye geri getirdiğini açıkladı:
"Bu haftaki iadelerle birlikte SDG'nin kontrolündeki tüm IŞİD destekçisi Amerikalıları ABD'ye geri getirmiş olduk."
Açıklamada, Dışişleri Bakanlığı'nın Terörle Mücadele Koordinatörü Büyükelçi Nathan Sales'in tüm Avrupa ülkelerine IŞİD'e katılmış olan vatandaşlarını geri alma çağrısı yaptığı sözlerine de yer verildi:
"SDG ile çalışarak IŞİD'e katılmakla suçlanan Amerikan vatandaşlarının iadesini sağlamaya ve gereken durumlarda burada yargılamaya devam edeceğiz. Batı Avrupa başta olmak üzere diğer ülkelerini de kendi vatandaşlarının sorumluluğunu almaya çağırıyorum."
Bu açıklamadan, ABD'nin SDG'nin kamptaki Suriyelileri serbest bırakmasını ve diğer ülke vatandaşlarının iadesini desteklediği anlaşılıyor.
Ardından SDK, IŞİD'e katılan ancak daha sonra hayatını kaybeden Rusya vatandaşlarının çocuklarından 30'unu Rus yetkililere teslim ettiklerini açıkladı.
Kamplarda en fazla vatandaşı olan Avrupa ülkesi Fransa
Son birkaç yıldır Suriye'de ve Irak'ta yakalanan ve cezaevlerindeki vatandaşlarını almaktan yana tavır sergilemeyen bazı Avrupa ülkeleri de son dönemde bazı vatandaşlarını geri alarak yargılamaya başladı.
Belçika'daki Egmont Enstitüsü'nde "militanlar üzerine uzmanlaşan" iki araştırmacı, Touma Renard ve Rick Colsaet'in yaptığı araştırmaya göre, Suriye'de SDG kontrolündeki Al Hol ve Roj kamplarında, IŞİD'e katılan anneleriyle birlikte kalan 600'den fazla Avrupa Birliği vatandaşı çocuk var. Bunların 200'e yakını Fransız.
SDG'nin cezaevine gönderdiği yaklaşık 2,000 yabancı savaşçının 800'ü Avrupalı. Bu 800 IŞİD mensubunun dörtte biri Fransızlardan oluşuyor. Ardından Almanya, Hollanda, İsveçli, Belçika ve İngiltere vatandaşları geliyor.
Araştırmaya göre kamplarda 35 İngiliz çocuğun olduğu tahmin ediliyor.
Fransa, sadece anne ve babasını kaybetmiş olan çocukları geri alıyor. Sadece annesi olan çocukları ise annelerinin rızasını alarak tek başına ülkeye kabul ediyor. Ancak bu süreç, Şam'la diplomatik ilişkileri askıya alınmış olduğu için çok yavaş ilerliyor.
Ekim ayı itibarıyla kamplarda kalan Balkan ülkelerinden gelen kadın ve çocuklar ülkelerine iade edilmeye başladı.
Kamptan kaçarak Türkiye'ye kaçak giriş yapan ancak yakalanan bir Bosnalı, ülkesine iade edildi. IŞİD'e katılmak üzere Suriye'ye giderken 15 yaşında olduğu belirlenen bu kişi, Bosna'da yargılanıyor.
Geçen yıl aralık ayında da yaklaşık 30 kişilik Bosnalı bir grubu Bosna iade almıştı. Şu an 100 Bosnalı kadın ve çocuğun hâlâ Al Hol ve Roj kamplarında olduğu belirtiliyor.
Aynı dönemde dört Arnavut çocuk ve bir kadın da Al Hol kampından çıkarılarak ülkelerine geri gönderildi. Arnavutluk hükümeti, kampta çoğu anne-babasını kaybetmiş 40 Arnavut çocuk daha olduğunu ve onların da geri alınacağını açıkladı. Ancak kuzeydoğu Suriye'deki yönetimle yürütülen sürecin yaklaşık bir sene sürdüğünü belirtti.
Son olarak da İsveç basını, kasım ayı başında Al Hol kampında kalan dört kadın ve toplam dokuz çocuğunun ülkeye getirildiğini yazdı.
Kanada da bu kamplardan birinde yalnız kalan 5 yaşındaki bir vatandaşını, aylar süren tepkinin sonrasında yine ekim ayında ülkeye kabul etti. Başbakan Justin Trudeau, kamplardaki 46 Kanada vatandaşı arasından ilk kez bu kız çocuğunun geri getirilmesinden sonra "Başka bir vatandaşları için böyle bir operasyon planlanmadığını" açıkladı.
Avustralya'nın da 80 vatandaşı kamplarda kalıyor. Bunun 47'si çocuk ve çoğu 6 yaşından küçük. 20 kadın kamplarda kalırken 12 Avustralyalı IŞİD üyesi erkeğin de cezaevlerinde olduğu tahmin ediliyor.