Pınar Ersoy & Mark Lowen
Suriye'de 2011 yılında başlayan ve büyüyen savaştan kaçan 3 buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye geçmesi sonucunda Suriyeli çocuklar için Türk okullarında eğitim başladı. Öğretmen Çınar konuya ilişkin olarak "Suriyeli çocuklar kapı biraz çarparak kapansa ağlıyor" diyor. "Bir keresinde üzerimizden geçen bir uçaktan duman çıktığını görünce hep birden 'Hava saldırısı mı var, yoksa terör saldırısı mı' diye sordular."
Savaşın parçaladığı ve harabettiği ülkelerinden kaçan milyonlarca Suriyeli Türkiye'de yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, gelenlerin toplumla bütünleşmesi sürecinin en ön saflarında okullar var.
Serin bir Gaziantep sabahında 8 yaşındaki erkek çocukları arasında futbol turnuvası çocuk çığlıkları arasında sürüyor.
Erkek öğrenciler hırsla maça asılırken kız çocukları da golleri tezahürat, gülüşme ve alkışlarla izliyor.
Okul Suriye sınırına 70 kilometre mesafede ve 1,650 öğrencisinin neredeyse yarısı Suriyeli. Ama futbol turnuvasını izlerken bunu anlamak mümkün değil. Hepsi Türkçe konuşuyor.
"Bu okulu çok seviyorum. Okuyorum, öğreniyor ve birçok Türk arkadaşım var. Çok iyiler" diyor 10 yaşındaki Eye Kenco mükemmele yakın Türkçesiyle. Suriyeli bu kız çocuğu Türkiye'de kalmayı istiyor. "Suriye'de arkadaşım yok. Burası evim gibi" diyor.
Suriye'de 2011 yılında başlayan ve büyüyen savaştan kaçan 3 buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye geçti.
Maliyeti 300 milyon euro
Yakın zamana kadar çoğu çocuklarını Arapça ders verilen derme çatma Suriye okullarına gönderiyordu.
Fakat Türkiye hükümeti artık Suriyeli çocukların Türk okullarında toplumla bütünleşmesine öncelik veriyor.
Şehit Karayılan İlkokulu da işte Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi adı verilen bu yeni proje kapsamındaki binlerce okuldan biri.
300 milyon euroya malolan bu projenin maliyeti Avrupa Birliği tarafından karşılanıyor.
Suriyeli çocuklar Türkçe öğreniyor ve böylece Türk yaşıtlarıyla karışık sınıflarda eğitim görebiliyorlar.
Muhammed Ali Çınar bu projede görev alan 5 bin 500 uzman öğretmenden biri.
Öğrencilerin onu çok sevdiği belli. Bahçede gelip gelip kucaklıyorlar.
Sınıfın duvarlarını çocukların çizdiği Türkiye ve Suriye bayrakları süslüyor.
'Beni görmezden geldiler'
Çınar, yine de çocukların uyum sağlamasının o kadar kolay olmadığını anlatıyor.
"Sınıfa ilk girdiğimde, sanki orda değilmişim gibi yaptılar. Beni tamamen görmezden geldiler."
Bunun üzerine farklı taktikler denemeye başlamış.
BBC ekibi olarak ziyaret ettiğimiz gün, Çınar'ın sınıfında "O Ses Türkiye" tarzı bir şarkı söyleme yarışması yapılıyordu mesela. Bütün program Türkçe olarak tabi.
"İstedikleri şarkıyı seçmelerini söyledim. Hepsi Türkçe şarkılar seçmiş" diyor şaşkınlıkla.
Buna karşılık o da geleneksel bir Arap giysisiyle Arapça bir şarkı söyleyince, öğrencilerin çoşkulu alkışlarıyla karşılanıyor.
Projenin ana amaçlarından biri Suriyeli çocuklara psikolojik olarak da destek sağlamak. Bu amaçla 500 civarında psikolog da görev yapıyor.
'Kapı hızlı çarpsa ağlıyorlar'
Öğretmen Çınar "Suriyeli çocuklar kapı biraz çarparak kapansa ağlıyor" diyor. "Bir keresinde üzerimizden geçen bir uçaktan duman çıktığını görünce hep birden 'Hava saldırısı mı var, yoksa terör saldırısı mı' diye sordular."
"Öğrencilerimden biri kendi kendini kesiyor, sınıf arkadaşlarıyla kavga ediyor ve sigara içiyordu. Türklerden nefret ediyordu" diye anımsıyor Çınar. Onun uyum sağlaması için aylar geçmesi gerekmiş. Çınar "Şimdi kardeş gibiyiz. Beşar Esad'dan sonra en çok beni sevdiğini söylüyor" diyor gülerek.
Suriyeli mülteciler Türkiye'ye ilk gelmeye başladığında Cumhurbaşkanı Erdoğan onları "misafir" diye tanımlamıştı. O sırada geçici bir süre Türkiye'de kalacakları düşünülüyordu.
O zamandan bu yana Türkiye topraklarında yaklaşık 300 bin Suriyeli çocuk doğdu ve artık çoğunun Türkiye'de kalıcı olma ihtimalinin yüksek olduğu düşünülüyor.
Kalıcı olduklarının resmen itirafı mı?
Acaba Suriyeli çocukların entegrasyonu için başlatılan bu proje de bunun resmi olarak kabulü anlamına mı geliyor? Bu soruyu Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinden Cengiz Mete'ye sorduk.
Mete "Eğer Suriyeliler savaş bitene kadar burada kalacaklarsa, içinde yaşadıkları toplumla uyum içinde olmaları gerekiyor. Bu projeleri, kalacaklarını düşündüğümüz için değil geri döndüklerinde kendilerine yardımcı olması için yürütüyoruz" diyor.
Proje 2016 yılı Kasım'ında başlatılmış. Şu ana kadar proje kapsamında Türk okullarında eğitim sürecine giren Suriyeli çocuk sayısı ise 344 bin 156. Bir başka deyişle Türkiye'deki Suriyeli çocukların üçte biri. Amaç tümünü sisteme dahil etmek.
Milli Eğitim Bakanlığı projenin ayakları üzerinde durabilmesi ve bütün Suriyeli çocukları kapsayabilmesinin üç ila dört yıl daha alabileceğini düşünüyor. Şu anda bu konudaki AB tarafından 2018 Ekim ayı sonrasında da fon sağlanması için görüşmeler yürütüyorlar.
Suriyelilerin topluma uyumunun sağlanmasının bir ihtiyaç olduğu açık. Uluslararası Kriz Grubu'nun hazırladığı bir rapora göre Türkiye'de Türkler ve Suriyeliler arasında yaşanan şiddet olaylarının sayısında 2017 yılında üç misli artış olmuş. Bu olaylarda yaşamını kaybedenlerin sayısı 35.
Türkiye'deki Suriyeliler bir arada yaşama eğiliminde. Gaziantep'in bazı mahallelerinde sadece Arapça konuşulduğunu duyuyorsunuz.
Ev ziyaretleri ile ailelere ulaşma
Dolayısıyla okul projesi aslında aynı zamanda bu ailelerin Türkiye toplumuna entegrasyonuyla da yakından ilgili.
Öğretmen Çınar, "Altı yıl boyunca aynı apartmanda yaşayan ve birbiriyle hiç konuşmamış Türk ve Suriyeli aileler tanıyorum" diyor ve ekliyor: "Entegre olmadıkları takdirde Suriyeliler gettolaşacak."
Çınar öğrencilerin evlerini de ziyaret ediyor ve her seferinde yanına çocuğun Türk bir sınıf arkadaşını da alarak gitmeye çalışıyor.
Böylece okulda yeni arkadaşlıklar gelişiyor. 10 yaşındaki Arif İnce ve Suriyeli ikiz sınıf arkadaşları Ömer ve Ali Daba gibi.
Evlerinde ikiz Suriyeli arkadaşlarıyla oyuncak dart oynayan Arif, "Türk arkadaşlarım da var Suriyeli de. Aramızda fark yok" diyor.
Annesi Ceylan İnce, Suriyeli ikizlerin anne babasıyla çayını yudumlarken işaret diliyle ve Türkçe birkaç cümleyle anlaşmaya çalışıyorlar.
Ceylan İnce Suriyeli çocukların Türk okullarına alınması konusu gündeme geldiğinde Türk ailelerin dile getirdiği endişeleri anlatıyor.
'Suriyeli çocuklar bizimkileri dövüyor'
"Şüphe ve önyargı vardı. 'Biz aynı durumda olsak Suriyeliler bize yardım etmez' diyenler vardı. Sınıflardaki öğrenci sayısının çok yükseleceğinden korkuluyordu. 'Öğretmenler Suriyeli çocuklarla uğraşacaklar bizimkileri ihmal edecekler' deniyordu" diyor.
Fakat bu düşüncelerin zamanla değiştiğini ekliyor.
Yine de Suriyeli çocukların Türk okullarına alınmasından hoşnut olmayanlar var.
Suriyeli ve Türk çocukları okula götüren bir servis otobüsü şöförü "Suriyeli çocukların çoğu aynı sınıftaki Türk çocuklardan yaşça büyük. Bizimkileri dövüyorlar. Otobüste her gün görüyorum. Halbuki okula alındıkları için minnet duymaları lazım" diyor.
Böyle düşünenlerin sayısı az değil. Türkiye'de Suriyelilerin misafirperverliği suistimal ettiğini düşünen hatta bir kısım politikacı da dahil olmak üzere Suriyeli erkeklerin savaşmak için ülkelerine dönmesi gerektiğini söyleyenler de çok.