Dünya Basınında Bugün

Suruç Katliamı, Meclis gündeminde: İki sanığın hâlâ yakalanmamasının özel bir sebebi var mı?

21 Temmuz 2023 15:08

Yeşil Sol Parti Sevda Karaca Demir, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 33 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının 8. yıl dönümünde konuyu Meclis gündemine taşıdı. 

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Demir, "Suruç’ta 33 gencin IŞİD tarafından öldürülmesinin üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen katliamla ilgili bugüne kadar aydınlatılmamış pek çok karanlık nokta bulunmaktadır. Bütün yargılama süresince canlı bombanın bağlantıları ve Suruç’a nasıl geldiği dahi tespit edilememiş olup, dosyadaki üç sanıktan ikisi ise hâlâ firari durumdadır. Bu doğrultuda; dönemin karanlık ilişkilerinin açığa çıkartılması, aynı dönem işlenmiş diğer katliamların da sorumlularının yargılanması, başka katliamların yaşanmaması için sorularımızın cevaplanmasını talep ederiz" dedi. 

Demir'in verdiği soru önergesi şöyle:

  • İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi, Suruç katliamı ve 2015'te yaşanan diğer IŞİD katliamlarının en önemli sorumlularından olup, haklarında pek çok dava ve yakalama kararı bulunmasına rağmen bugüne kadar yakalanmamışlardır. Ancak dava dosyalarından anlaşıldığı kadarıyla uzun yıllar boyunca ve özellikle sizin Gaziantep Valisi olduğunuz 2015'te emniyet ve jandarma birimleri tarafından tüm faaliyetleri izlenen ve örgütün üst düzey yöneticisi oldukları tespit edilen, uzun yıllar teknik takip altında olan İlhami Balı ile Deniz Büyükçelebi’nin buna rağmen yakalanmamalarının özel bir sebebi var mıdır?
  •  
  • Suruç katliamı firari sanıkları ile ilgili Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2021/430 E. Sayılı dosyada yapılan yargılamada, dosyaya ilgili kurumlardan çeşitli tarihlerde firari sanıklar hakkında bir kısım bilgiler gelmiş olup, en son gelen bilgilere göre bu kişilerin Suriye’de, kamplarda ve cezaevlerinde oldukları anlaşılmaktadır.
  •  
  • Nitekim Suruç katliamı dava dosyasına sunulan Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 21/12/2022 tarihli yazısında, “Deniz Büyükçelebi’nin 2019 yılında Suriye rejim güçleri tarafından yakalanarak cezaevine konulduğu, İlhami Balı’nın ise 2022 yılı içerisinde Suriye Haseke bölgesinde PKK/PYD terör örgütü kontrolündeki cezaevinde bulunduğu yönünde bilgiler bulunduğu” belirtilmiştir.
  •  
  • Öte yandan yine Suruç katliamı dava dosyasına sunulan 24/05/2022 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü yazısında, "firari sanıklardan Deniz Büyükçelebi'nin 2019 yılında Suriye rejim güçlerine esir düştüğü, İlhami Balı'nın ise 2021 yılında İdlib'e bağlı Hamarat köyünde bulunduğu" şeklinde bilgilere yer verilmiştir.
  •  
  • Oysa Ankara katliamı ile ilgili halen devam eden Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/287 E. sayılı dosyaya Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tarafından 2021'de gönderilen yazıda ise "Deniz Büyükçelebi'nin Suriye'de olduğu fakat nerede olduğunun bilinmediği, İlhami Balı'nın ise ismi X olarak belirtilen sözde esir kampında bulunduğu" bilgilerine yer verilmiştir.
  •  
  • Eşleri Suriye’de MİT tarafından yapılan operasyonlarla yakalanıp Türkiye’ye getirilen İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin yakalanması için bugüne kadar bakanlığınız ya da diğer güvenlik güçleri tarafından yapılan herhangi bir girişim var mıdır?
  •  
  • Yerleri tespit edilmiş olan bu katliam faillerinin yakalanarak yargılanmak üzere Türkiye’ye iade edilmeleri için Suriye Devleti ya da BM, NATO, IŞİD karşıtı Koalisyon vb. uluslararası kuruluşlar nezdinde yapılan herhangi bir girişiminiz var mıdır? Bugüne kadar yapılmadıysa önümüzdeki süreçte ülke tarihinin en büyük kitle katliamlarının faili olan bu kişilerin Türkiye’ye iadesi yönünde bir çalışmanız olacak mıdır?
  •  
  • Suruç katliamı hakkında İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişlerince düzenlenen rapora göre Adıyaman ve Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü personeli katliama yakın günlerde ve katliam günü canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz hakkında emniyet sisteminden sorgulamalar ve işlemler yapmıştır. Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı rapordan anlaşıldığı üzere Adıyaman Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli olan polis memurlarının 07/07/2015, 09/07/2015 ve 13/07/2015 tarihlerinde, ayrıca Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü personelinin ise 20/07/2015 tarihinde saat 07.48 ve 10.41 saatlerinde Suruç katliamının canlı bombası olan Şeyh Abdurrahman Alagöz’le ilgili işlem yaptığı görülmektedir.
  •  
  • Buna göre istihbarat görevlilerinin katliam öncesi günlerde ve tam da katliam günü canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz hakkında Emniyet bilgi sistemlerinde veri girişi yapmalarının özel bir sebebi var mıdır? Bu polis memurları hakkında idari ve adli yönden yapılan işlem yapılmış mıdır?
  •  
  • Suruç katliamının üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına ve mahkeme tarafından talep edilmesine rağmen olay gününe ilişkin kamera kayıtlarının tamamı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından halen mahkemeye gönderilmemiş ve bilirkişiler tarafından incelenmemiştir. Söz konusu kamera kayıtlarının 7 yıldır mahkemeye gönderilmemesinin sebebi nedir?
  •  
  • Suruç katliamı dava dosyasına gelen yazışmalardan Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda, "İlhami Balı'nın 25/07/2016 tarihinde Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesi Acil Dahiliye Yoğun Bakım ünitesinde tedavi gördüğü" bildirilmiştir. Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesine yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda ise, "Hastane kayıtlarında İlhami Balı' ya dair bir tedavi kaydı bulunmadığı" bildirilmiştir. Dolayısıyla aynı bilgisayar sistemini ve veri bankasını kullanan iki kurum tarafından verilen bilgiler arasında ciddi çelişki bulunmakta olup, söz konusu olan İlhami Balı olduğunda devletin ilgili kurumlarından sürekli çelişkili bilgilerin verilmesinin sebebi nedir? İlhami Balı arandığı dönemde Cihanbeyli Devlet Hastanesi'nde tedavi görmüş müdür?"