Sağlık

Süt ve süt ürünlerinden şarbon bulaşır mı?

Şarbon hastalığının süt ve süt ürünlerinden bulaştığını iddia eden bir Whatsapp mesajı sosyal medyada hızla yayıldı

20 Eylül 2018 02:16

Ankara Gölbaşı’ndaki özel bir tesiste tutulan hayvanların şarbondan öldüğü haberleri sonrası, sosyal medyada pek çok yanlış bilgi dolaşıma girdi. Kurban Bayramı’nın ardından ortaya çıkan şarbon vakaları nedeniyle WhatsApp gruplarında yaygın bir şekilde paylaşılan bir mesajda, şarbon salgınının bilinenden fazla olduğu, et, süt, peynir gibi ürünlerin tüketilmemesi gerektiği iddia edildi. Mesajın dayandırıldığı kaynaklar ise olayı yalanladı.

teyit.org’un haberine göre, WhatsApp’ta yayılan mesajda bu bilgilerin veterinerlik yapmış Mehmet Orhan Tolon tarafından aktarıldığı belirtildi. Ayrıca mesajın sonunda Tuncay Akoğlu imzası yer aldı. Mehmet Orhan Tolon, mesajı arkadaşlarını uyarmak için gönderdiğini ama mesajda belirtilen detaylara ilişkin bilgisi olmadığını belirtti. Dr. Tarık Turfan ise mesajla bir ilgisi bulunmadığını açıkladı. Türkiye’deki şarbon salgınının bilinen boyutların çok üstünde olduğuna dair bir delili bulunmadığını belirten Tolon, gerekli açıklamaların Tarım Bakanlığı’na sorulmasının daha sağlıklı olacağını ifade etti.

WhatsApp gruplarında yayılan mesajda imzası bulunan Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Tarık Turfan ise mesajın kendisi ile ilgisi olmadığını belirtti. Aynı mesajın kendisine de bir doktor arkadaşından WhatsApp yoluyla geldiğini ifade etti. Sağlık Müdürlüğü’nden yazı gelmediği sürece hiçbir söylenene, yazılana inanılmaması gerektiğini de ekledi.

“Yanlış bilgilerle insanların korkutulmaması gerekir”

WhatsApp mesajında belirtilen bilgilere ilişkin Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Talat Gözet de bu ifadelerin doğru olmadığını belirterek, “Türkiye’de üretilen süt ürünlerinin yarısı Süt Sanayi’ne gider ve ışıl işlemden geçmiş, yararlı proteinleri içeren sütlerin tüketilmemesini gerektiren hiç bir durum yok. Süt Sanayi’ne giden sütler her zaman kontrolden geçer ve bu tür hastalıkların olması mümkün değil. Süt tüketmeyin, et tüketmeyin demek Türkiye’yi ithalata mahkum etmek demektir. Bunlardan kaçınmak, yanlış bilgilerle insanların korkutulmaması gerekli” dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol da sosyal medyadaki yanlış bilgileri eleştirerek, “Süt ve süt ürünlerinden şarbon bulaşmaz ama bugünlerde ortada bu bilgiler dolaşıyor. Hayvanın sütünde şarbon yoktur” diyerek süt ürünlerinin tüketilmemesi gerektiğini belirten paylaşımların doğru olmadığını açıkladı.

Ankara Tabip Odası’ndan Dr. Ali Karakoç da süte direkt şarbonun geçemeyeceğini ifade ederek, “Şarbonlu olabilecek hayvanın sütüne hastalık direk geçemiyor. Şarbon hastası olan hayvanlar da süt veremez hale geliyor ve sütten kesiliyor. Ancak şarbon sporlarının bulaşmış olabileceği şeylerden temasla geçerse geçebilir ama onun dışında sütte şarbon bulunması çok güç. Pastörize sütler tüketilebilir. Hiçbir sakınca yoktur” dedi.

Sütten bulaşma ihtimali çok düşük

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün hazırlamış olduğu rapora ve 2012 yılında süt kaynaklı hastalıklarla ilgili yayınlanan makaleye göre hasta sığırlardan alınan sütün tüketimiyle insanlara bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtiliyor. Aynı yazılarda kontamine sütün genellikle değişmiş bir görünüme sahip olacağı ve hayvandan çok az miktarlarda salgılanacağı ifade ediliyor.

Kontamine sütteki gözle görülür değişiklik hasta sığırlardan elde edilen sütün bir bütün olarak kullanılamamasına neden olur ve bu yüzden süt tüketimi ile hastalığın insanlara bulaşma ihtimali kısmen daha düşüktür. Asıl risk, süt ve diğer gıda ürünlerinin hasta hayvanların atıkları sonucu oluşan kontaminasyonundan kaynaklanır. Organizmanın bitkisel formu düşük sıcaklık-uzun süre pastörizasyon metodu kullanılarak yok edilebilir ancak sporlar bu işleme dayanıklıdır. Sporların parçalanabilmesi için sütün 10 ile 40 dakika arası kaynatılması, buna ek 15 psi basınç altında 10 dakika otoklanması gerekmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü ve Gıda ve Tarım Örgütü, 1957 yılında yayınladığı ilk raporda dahi bu konuya değinerek bir sürü içerisinde hastalık ortaya çıktığında sütün çevresel kontaminasyonunu önlemek için azami önlem alınmasının yeterli olacağını belirtiyor.

Ayrıca Kanada Gıda Denetim Ajansı’nın şarbon hakkında hazırladığı bilgilendirici yazıda da süt ve süt ürünlerinin şarbon bulaştırma riskinin son derece düşük olduğu ifade ediliyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı bilgilendirici yazıda şarbon salgını başladığında yapılacakların sıralandığı bölümde, salgın sırasında sürüden alınan sütlerin imha edilmesinin gerekmediği belirtiliyor. Sütlerin pastörize edilerek uygun koşullarda tüketilmesi sonucunda herhangi bir risk barındırmadığı da açıklanıyor. Avusturalya’nın Tarım ve Balıkçılık Departmanı tarafından hazırlanan şarbon hakkındaki bilgilendirici açıklamalarda ise işlenmemiş, pastörize edilmemiş ham sütün insanlar tarafından tüketilmemesi gerektiği ve başka hayvanları beslemek için kullanılmaması gerektiği de belirtiliyor.

Uzmanların süte şarbon bulaşması konusundaki açıklamaları ve yapılan çalışmalarla birlikte peynir, tereyağı gibi süt ürünlerinin tüketilmesi durumunda da ciddi riskler barındırmadığını söylemek mümkün.

İddiada yer alan şarbonun uzun yıllar boyunca hayvanın dışında toprakta yaşayabildiği ifadesi ise doğru.