Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerginliği Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi şöyle yorumluyor:
“Suudi Arabistan'ın kendi Şii azınlığına karşı kanlı bir güç gösterisi amacıyla Şeyh Nimr el Nimr'i idam etmesi, Sünnilerle Şiiler arasında tamir edilemez bir yıkımla sonuçlanabilir. Brüksel, Paris, Berlin ve Washington'da alarm zillerinin çalmasında şaşılacak bir şey yok. Geçen yıl, Ortadoğu'daki çöküşün Batı dünyasını da bir girdaba sürüklediğini herkese gösterdi. Sünni Vahhabi Krallığı ile Şii İslam Cumhuriyeti İran arasında tırmanan gerilim, iki inatçı din devletinin uzaklarda didişmesi olarak algılanamaz. Bu, Avrupa'yı da etkileyen ve zihniyet değişikliğine zorlayan bir dram.”
Almanya'nın bu durumda nasıl bir siyaset izlemesi gerektiği konusunda Nürnberger Nachrichten şunları yazıyor:
“Washington'un iktidar oyunları Irak ve Suriye'yi kaosa sürükledi ve IŞİD'i yarattı. Bu sırada Suudi Arabistan istekli bir partnerdi. Şimdi sihirbaz çağırdığı ruhlar üzerindeki kontrolünü yitirmiş görünüyor. Bunun sonuçlarını ise Almanya, hemen hemen hiç sığınmacı almayan ABD'ye nazaran çok daha güçlü bir biçimde hissediyor. Burada bir iyileşme sağlamak isteyen, Riyad ile Washington'a fısıldamakla yetinemez, dobra dobra konuşmak gerekir.”
Almanya ile Suudi Arabistan arasındaki silah ticareti de tekrar bir tartışma başlığı gündemde. Almanya'nın prestijli ekonomi gazetesi Handelsblatt'ın yorumu şöyle:
“Riyad gibi böyle söz dinlemez rejimlerle hiçbir sorun yokmuş gibi ticaret yapılabilir mi, Almanların ve birçok Batılı devletin yaptığı üzere tekrar tekrar politik ziyaretlerle bu rejimlerin itibarı yükseltilebilir mi? Dış ticari politik ilişkilerin, böyle sorunlu rejimlerle ne ölçüde geliştirilebileceği hususunda basit bir çözüm yok. Hiç kuşkusuz dünyada Alman devletinin istediklerini yapmaya yanaşmayan herkese yaptırım uygulamak yanlış olacaktır. Ama ticaretin otomatikman değişim getireceği iyimserliğiyle kârlı işler için insan hakları sorunlarını görmezden gelmek de aynı şekilde yanlıştır.”
Hof'ta yayımlanan Frankenpost Sünni-Şii gerilimini düşürmek için Batı'nın elinden çok fazla şey gelmeyeceği görüşünde:
“Bölgesel çatışmanın keskinleşmesiyle birlikte Batı'nın daha fazla etkili olmasını talep edenlerin sayısı giderek artıyor. Ve sadece Almanya'da değil. Avrupa ve ABD'den itidali sağlaması isteniyor. Bunu yapabilirler mi peki? Yapamazlar, hem de hiç. İran siyaseti üzerinde, Batı'nın on yıllardır herhangi bir etkisi yok, Suudi Arabistan üzerinde ise Batı'nın sözünün gücü ölçüsüz bir biçimde abartılıyor.”
Reutlinger General-Anzeiger gerilimin tırmanmasının arkasında Suudi Arabistan'ın başka planları olduğunu vurguluyor:
“Suudi Arabistan İran ile gerilimde ateşle oynuyor. IŞİD terör milisinin başına bundan daha iyi bir şey gelemez. IŞİD giderek köşeye sıkışırken Sünni Vahhabi Krallığı terör milisine karşı ittifakı Körfez'deki provokasyonlarıyla bölüyor.”