DW: 11 Eylül 2001 terör saldırılarının failleri arasında Suudi Arabistan vatandaşları vardı. ABD'deki Orlando ve San Bernardino saldırılarında ise failler Afgan ve Pakistan asıllıydı. Başkan Trump neden bu ülkeleri kararnamenin dışında bıraktı?
Arif Cemal: Başkan Trump'ın stratejisini değerlendirmek çok zor ve bunun için henüz çok erken. ABD basını Trump'ın bu ülkelerle iş yaptığı için bağışladığını yazsa da bu sadece belki Suudi Arabistan için geçerli olabilir. Pakistan ve Afganistan'da bir yatırımı yok. Ben Afganistan'ı orada bulunan ABD birlikleri ve çalışan diğer Amerikalılar için birçok sorun yaratabileceğinden ötürü savaşın parçaladığı ülkeyi listeye koymadığını düşünüyorum. Eğer Washington böyle bir hareket yapsaydı, Afgan hükümetinin işbirliğine son vereceği ortadaydı. Pakistan'ın durumu ise farklı. Bence Trump bu Müslüman ülke için kapsamlı bir politikanın hazırlığı içerisinde bulunuyor. Ancak çok açık olan bir şey var. ABD Suudi Arabistan ve Pakistan'la müttefik olduğu müddetçe İslamcılıkla karşı savaşını kazanamaz.
DW: Öyle görülüyor ki ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu ve güney Asya siyasetinin selefleri Barack Obama ve George W. Bush'tan çok da farkı yok. Bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?
Cemal: Bence bu değerlendirmeyi yapmak için de çok erken. Trump, Obama'nın İran politikasını kesinlikle gözden geçiriyor. Diğer yandan Irak için şu durumda zaten ABD'nin bir müttefiki demek çok zor. Ancak Başkan Trump'ın IŞİD'e karşı Rusya'nın yardımıyla IŞİD'e karşı politikasını düzenlemeye çalıştığına dair haberler var. Eğer bu gerçekleşirse oyun değişmiş olur. Ancak Trump'ın Moskova'ya çok da yakın olması zor, çünkü ABD'de buna karşı çok büyük bir muhalefet var. Ancak ben Rusya'nın yardımı olan radikal İslam'ın yenilgiye uğratılamayacağını düşünüyorum.
DW: Trump neden Pakistan ve Suudi Arabistan'a sert davranma konusunda tereddüt gösteriyor? ABD'nin Riyad ve İslamabad ile ilişkilerini bu derece özel kılan nedir?
Cemal: Bence Başkan Trump, Pakistan'a karşı önümüzdeki hafta ve aylarda sertleştirecek. Ancak aynı şeyi Suudi Arabistan için söylemek zor. Ancak tekrar ediyorum; Washington radikal İslamı ve cihatçı grupları Suudi Arabistan'a karşı da sert önlemler almadan yenilgiye uğratamaz.
DW: Sizce Pakistan ve Suudi Arabistan'ın Trump'ın listesi dışında kalmaları, onların radikal İslamcılara verdikleri iddia edilen destek konusunda cesaret verir mi?
Cemal: Ne Pakistan ne de Suudi Arabistan Trump'ı müttefik olarak görüyor. Aslında hiçbir Müslüman ülke ona karşı dost değil. Bu nedenle dünyanın her tarafında Müslümanlar Trump karşıtı gösterilere katılıyor. Kaldı ki bunlar kendi hükümetlerini ya da İslamcıları protesto etmek için bile sokağa çıkma zahmetinde bulunmazlar.
DW: Trump'ın İran karşıtı duruşu Ortadoğu ve Pakistan'daki Sünni-Şii mezhep gerginliğini nasıl etkiler?
Cemal: Eğer Washington ve Moskova IŞİD'e karşı savaşta ittifak yaparsa Trump İran konusundaki duruşunu yumuşatmak zorunda kalır. Bu da Ortadoğu ve güney Asya'da mezhepsel gerginlikleri azaltır. Ancak yedi Müslüman ülkeye konulan vize yasağı Müslüman dünyaya karşı geniş kapsamlı bir siyaset olarak değerlendirilmemeli. Şu ana kadar Trump destekçileri beyaz ırkçıları ve Hristiyan fundamalistleri birleştirmek adına hareket etti. Bundan daha fazlasını okumamalıyız.
Arif Cemal ABD'de yaşayan bir gazeteci ve yazar. Kitapları arasında Çokuluslu Cihada Çağrı, Gölge Savaşı ve Pencap'ta İslamcı Militanlığın Tarihi bulunuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Söyleşi: Shamil Shams