Süddeutsche Zeitung Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki yakınlaşma sinyallerini şu sözlerle yorumluyor:
"Avrupa açısından yakınlaşma çelişkili. Diyalog arzusu var, Türkiye stratejik açıdan gözden çıkarılamayacak kadar önemli. Ancak Brüksel ve Berlin demokratik normları umursamayan bir partnerle muhatap olmak zorunda. (Bu partner) her ne kadar Avrupa Birliği üyelik sürecini yeniden canlandırmak istediğini söylese de bunun için herhangi bir şey yapmıyor. Evet Avrupa Birliği ile ilişkilerde bir yumuşama gözüküyor. Muhtemelen böylece gazeteci Deniz Yücel'in serbest kalma şansı da artıyor. Ancak Türkiye'deki cezaevlerinde bulunan diğer birçokları için şimdilik değişen pek bir şey yok.”
Handelsblatt ABD Başkanı Donald Trump'ın bir yıllık görev süresiyle ilgili şöyle bir değerlendirmeye yer veriyor:
"Başkan, hiç kuşkusuz ilk görev yılında Batı'nın ideallerine ve inandırıcılığına büyük zararlar verdi. Trump'ın yükselişi Batı demokrasisinin ne kadar da kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Trump'ın izlediği siyaset her ne kadar endişe verici olsa da direniş güçlerini de uyandırıyor. Trump onyıllardır boş vermişliğe ve kendi kendini haklı çıkarmaya eğilimli olan Batı'nın kendi üzerine düşünmesini de teşvik etmiş oldu. Trump neyin tehlikede olduğunu bize gösterdi. Özgürlüğün bedelini bir kez daha anlıyor ve ona değer vermeyi öğreniyoruz. Onyıllardır bu bize çok değersiz görünüyordu. Trump bunu tekrar yukarılara taşıdı. Her ne kadar niyeti bu olmasa da bu da bir kazanç sayılır.”
Almanya'da Hrıstiyan Demokratlarla Sosyal Demokratlar arasında koalisyon görüşmeleri sürüyor. Sosyal Demokrat Parti tabanında Büyük Koalisyon'a tepki gösteren hatırı sayılır bir kesim bulunuyor. Oldenburg'da yayımlanan Nordwest-Zeitung'un yorumu şöyle:
"Büyük Koalisyon'a karşı çıkanlar sosyal adaleti önemseyen, zenginlerden daha fazla vergi alan, menfaatleri paylaştıran sol bir SPD'ye özlem duyuyor. Karmaşık vergi sorunsalının gösterdiği şu ki zenginlere kıskançlık vergisi koymak dışında ortada çok az fikir var. Ve gerekli olduğu söylenen vergi indirimlerinden yararlanacak olanlar sadece gelir vergisi ödeyenler olacak, yoksa SPD'nin hakları için mücadele etmek istediği, asgari ücretle geçinenler olmayacak. Büyük Koalisyon'un sağlanamaması halinde alternatif, erken seçim; yani SPD'nin daha da güç kaybetmesi. Ancak şurası kesin ki parti yönetim kurulu bir bütün olarak SPD'nin yeniden şekillenmesi için yolu açmak zorunda.”
Rheinfalz gazetesi Büyük Koalisyon'un kurulamaması halinde bundan Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Başbakan Angela Merkel'in de etkileneceğine dikkat çekiyor:
"Eğer SPD, Büyük Koalisyon'un yeni sürümünden kaçınırsa cumhuriyet de erken seçime ve iki kitle partisinde bir kuşak değişikliğine gitmeye mecbur kalacak. Angela Merkel arka arkaya iki koalisyon projesinin başarısızlığa uğramış olmasının ipoteği altına girecek. Her ne kadar bunun sorumluluğu Merkel'de olmasa da mesele o kadar incelikli bir biçimde değerlendirilmeyecektir. Başarısızlıktan şefler sorumlu tutulacaktır.”
DW/EC,DÇÜ
©Deutsche Welle Türkçe