Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, muhafazakarları belirleyen temel hassasiyetlerin başında dindarlığın geldiğini belirterek, "Dini hassasiyetin siyasete tahvili, son yıllarda ekonomiyi konuşurken “nass” ve “çözüm İslam ekonomisi” gibi söylemlerle kendini gösteriyor. Muhafazakâr hassasiyet deyince “Osmanlı” kavramını da ekleyebiliriz. Son on yılda yoğunlaşmak üzere Erdoğan’ın “şanlı ecdadımız” söylemi, TRT’deki hamasi dizileri biliyorsunuz.
Kadın ve aile konusunda cemaatlerin kampanyası üzerine Erdoğan “İstanbul Sözleşmesi”nden Türkiye’yi çekti çıkardı… Türkiye’nin öbür kesiminin hassasiyetleri ise laiklik, cumhuriyet, kadın hakları gibi kavramlarla ifade edilebilir. Elbette birleştirici değerlerimiz, hassasiyetlerimiz de var ama feci halde kutuplaştığımız da bir gerçek" diye yazdı.
Muhalefeti hainlikle suçlamanın yüz yıllık siyasi hastalık olduğunun altını çizen Akyol, "AK Parti kurulduğunda bir kesim Amerikan belgelerinden “Yeşil Kuşak” ve “Ilımlı İslam” kavramlarını alıntılayarak bu partiyi “dış güçler”e bağlamıştı…
Şimdi iktidar, muhalefeti “dış güçler”e bağlıyor. Bunlar siyasi güç kavgasının boş laflarıdır…" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...