Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, "CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında 6-7 yıl önceki tvitlerinden dolayı hapis cezası verilmesi ve Mümtazer Türköne’nin dört yıldır tutuklu bulunmasına MHP lideri Bahçeli’nin dikkat çekmesi Türkiye’nin adaletsizlikler sorununu yeniden gündeme getirdi. Türköne, Osman Kavala ve Ahmet Altan'ın tutuklanmasını anlamak mümkün değil, bunları hepsi Yargıtay'dan dönecektir" görüşünü savundu.
Akyol, "Mümtaz Türköne’nin dosyasında yazılarından başka, Kaftancoğlu’nun dosyasında tvitlerinden başka bir şey yok. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 'fikir ve ifadeler değil, fakat düşüncelerin gerçekleştirilme yöntemlerinin' yani şiddet unsurunun suç olacağını belirtiyor. (16.CD, Karar no: 2019/521) Türköne ile aynı davada yargılanmış olan Şahin Alpay ve Mehmet Altan dosyalarında AYM 'Suçlamaya konu yazılarda hükümetin görevden zorla uzaklaştırılması gerektiği yönünde bir ifade yer almamaktadır…' diyordu. (B. No: 2016/1692) Türköne’nin yazılarında da aynen böyledir, üstelik 'çoğulcu, rızaya ve katılıma dayanan bir iktidar denklemi çıkacak' diyerek demokratik yöntemi savunuyordu. Emsalleri tahliye edilmişken Türköne’nin dört yıldır tutuklu bulundurulmasını anlamak mümkün değildir. Osman Kavala’nın tutukluğunu, Ahmet Altan’ın yeniden tutuklanmasını anlamak mümkün değildir. Böyle evrensel hukuku ihlal eden çok örnek var." düşüncesini dile getirdi.
Akyol, "Bunların hepsi ya Yargıtay’dan ya AİHM’den dönecektir. Görülüyor ki 'adalet sorunu' hepimizindir. Türköne’nin Ülkücü kökenli olması, Osman Kavala ve Ahmet Altan’ın liberal, Canan Kaftancıoğlu’nun solcu olması ne imtiyaz ne de mağduriyet sebebi olabilir. Adaletin gözü bu ideolojik ve siyasi kimliklere karşı bağlı olmalıdır. Adalet bütün ideolojilerden, bütün siyasetlerden üstün bir değerdir. Gerçekleşmesinin olmazsa olmaz şartı da bağımsız ve tarafsız yargıdır." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın