06 Aralık 2024 00:37
T24 Haber Merkezi
TBMM Bebek Ölümleri ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu'nda Sağlık Bakanlığı yetkilileri, milletvekillerinin sorularını cevapladı. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Hüseyin Kürşat Kırbıyık, yenidoğan ölümleri ile ilgili 2016'da yapılan şikayet üzerine açılan soruşturmaya ilişkin; "Çok bilgi kirliliği var, müfettiş, bilirkişi raporuna göre hareket etmek zorunda. Yani bu konudaki bilgi kirliliğini kaldırmak için düzenlenen bilirkişi raporunda diyor ki: "Mevcut kayıtlara göre yenidoğan döneminde yapılan tedavilerin bebeklere zarar verildiğine dair bir bulguya rastlanılmadığı kanaatine varılan uzmanlık görüşümüzdür" açıklamasını yaptı.
TBMM Bebek Ölümleri ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü'nün katılım ve sunumlarıyla AKP Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı.
Komisyon üyesi olan ve olmayan milletvekilleri; bakanlık yetkililerine yenidoğan ölümleri, yoğun bakım hizmetleri, acil sağlık hizmetlerine ilişkin konuştu ve soru sordu.
Yenidoğan çetesi davası kapsamında başlatılan soruşturma sonrasında kapatılan hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım servisleri ve bu hastanelere yapılan denetimlere ilişkin konuşan CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, Bakanlık yetkililerine şu soruları sordu:
”Kapatılan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım seviyeleri neydi yani bu saymış olduğunuz 3'üncü, 4'üncü, 4A, 4B şeklinde hangi gruba giriyor? Bu seviyelere uyuyorsa kaçında sözleşme var, neonatoloji uzmanı var ya da yok? Bunlara günlük ödenen miktarlar ne kadar? Yani bugün 3'üncü seviye yoğun bakım için bir yenidoğan bebeğe ödenen yoğun bakım Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatı ne kadardır; 4A, 4B fiyatı ne kadardır, 1'inci ya da 2'nci seviye fiyatı ne kadardır? Denetimler yılda bir zaten rutin yapılıyormuş ama en yüksek ciroya sahip 10 hastane, belirlenen neonatoloji dernekleriyle birlikte yapılmış; bu hastaneler bu grubun içerisine girmemiş.
Bu hastanelere olağan dışı toplam kaç denetim yapılmıştır, hangi sürelerde yapılmıştır ve raporları varsa bunlar nelerdir? SUT fiyatına göre bugün sezaryene 4 bin 300 lira para ödenen bir yerde yenidoğan yoğun bakım sınıflamasına göre ödenen paraları düşünürseniz bu 6 milyon doların sadece ruhsat olduğu bir yerde bu insanları para kazanmaya, üçkâğıtçılığa hatta da canice adam öldürmeye de sevk edersiniz. Bunun sorumluları acaba kimlerdir?
Fatura üzerinden denetim diye bir kavram olur mu? En yüksek faturaya sahip 10 tane hastane zaten yatırımı en büyük olan hastanelerdir. En büyük, bugün kurumsallaşmış zincir hastanelerde bu olayların olma ihtimali çok daha azdır çünkü aldıkları farklar inanılmaz uç. ‘Sağlık Bakanlığına göre yüzde 200'den fazla fark alamayız’ diyoruz ama 4 bin 300 lira sezaryen yüzde 200, fark deseniz 8 bin 600 lira, bugün Türkiye'de 8 bin 500-8 bin 600 liraya sezaryen yapılan bir merkez var mı? Beyin cerrahisi için de bu geçerli, kalp için de.
Bugün Acıbadem ya da saydığınız özel hastanelerdeki sezaryen farkları 150-200 bin lira. Bu kadar parasallaşmış bir ortamda sadece bu fiziksel denetimlerle bunun gerçekten çözüleceğine inanıyor musunuz? Benim aklım almıyor. Burada sorun, niyetin kötülüğü değil ama sistemin yanlış temeller üzerinden kurulmasına bağlı; para üzerine dayalı bir sistemde siz kişilerin açık noktası bulduğunda hırsızlığına, işte bunu gibi canilerin cinayet işlemelerine engel olamazsınız, engel olamayız"
Karaoba'nın SUT sorusuna Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Ertuğrul Eğin, şu cevabı verdi:
"Mevcut SUT uygulamalarımızda yoğun bakım yatak sayılarının, yatak fiyatlarının seviyelere göre farkıyla ilgili bir soruydu. Yenidoğan yoğun bakım hizmetleriyle ilgili ülkemizde Sağlık Uygulama Tebliğinin basamaklara göre fiyatlarını paylaşmam gerekiyor. Yenidoğan birinci basamak yoğun bakım ücreti 1.232 lira 60 kuruş, yenidoğan ikinci basamak yoğun bakım hastaları için günlük 2 bin 619 lira 28 kuruş, yenidoğan üçüncü basamak yoğun bakım hastaları için de günlük 4 bin 933 lira 83 kuruş olarak bugün itibarıyla Sağlık Uygulama Tebliğimizde yenidoğan bakım hizmetlerimiz fiyatlandırılıyor. 536 özel hastanemizde toplam 52 bin 797 yataklı özel sağlık kuruluşlarıyla ilgili kapasitemiz var. Faaliyeti askıda olan hastane ruhsatı sayısı sorulmuştu. Şu anda hâlihazırda ülkemizde 63 tane faaliyeti askıda olan özel hastane ruhsatımız bulunuyor"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez de sağlık hizmetlerinde artan çeteleşmeye dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sevk zincirinde çok ciddi bir problem var. 112 sisteminde uygulamada yaşanan yanlışlıklar ve hatalar sebebiyle ortaya çıkan olumsuz sonuçlar var. Burada çok ciddi bir çeteleşme var. Sağlık Bakanlığı denetlemeyi yapıyor ama burada da çok kötü işleyen bir mekanizma var. Bu denetlemelerden hastanenin haberi var. Bunun mutlaka deşifre edilmesi lazım. Hemen hemen hiçbir ünitede 7/24 doktor bulunmuyor. Entübasyonların büyük bir kısmı hemşireler tarafından yapılmış ve bu entübasyonlardan dolayı ölen çocuklar var. Komisyonun ilerleyen dönemde fırsatı olursa stent çeteleriyle ilgili, ilaç yolsuzluklarıyla ilgili üzerine gidilmesi gereken konular olduğunu düşünüyorum.
2016 yılında yapılmış bir soruşturma var. Bugün tartıştığımız konuların neredeyse tamamı o raporda uzun uzun yazılmış, hastanelere dair. 2023 mart ayında CİMER’e bir şikayet yapıldığı ifade ediliyor. Zamanın İstanbul İl Sağlık Müdürü, bugünkü Sağlık Bakanı’nın bir memuru tarafından yine bir başka rapor hazırlanıyor. Bu raporun da üstü örtülmüş. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün yaptığı bir incelemede kaçak bir klinikte birtakım önemli dosyalara bulunmuş. Söz konusu Fırat Sarı isimli doktorun hazırladığı sahte raporlar orada bulunmuş. Bunun üzeri de örtülmüş. Komisyonumuz bu çalışmaları yürütürken neden bu raporların üzerinin örtüldüğünün araştırılması son derece kıymetli"
Çömez'in 2016 yılındaki soruşturmaya ilişkin sorusunu da Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Hüseyin Kürşat Kırbıyık şöyle cevaplandırdı:
"21 Ocak 2016 tarihinde, o dönemki adıyla başdenetçi yani müfettiş görevlendirilmesi yapılıyor. 6 Ekim 2016 tarihinde Profesör Doktor Kemal Memişoğlu İstanbul İl Sağlık Müdürü olarak atanıyor. Bu soruşturma devam ediyor, 9 Kasım 2016 tarihinde bilirkişi incelemesi sonucunda müfettiş, bilirkişiden rapor alıyor. Şimdi, biz müfettişler olarak yenidoğan gibi uzman bir konuda kendimiz dosyayı görerek karar veremeyiz, bu alanda uzman olan kişilere dosyayı veririz, ondan bir bilirkişi raporu alırız. 9 Kasım 2016'da bilirkişi, raporunu müfettişe sunuyor. Müfettiş, raporunu Teftiş Kurulu Başkanlığına sunmadan önce Profesör Doktor Kemal Memişoğlu İstanbul İl Sağlık Müdürüyken 15 Kasım 2016 tarihinde Teftiş Kurulu Başkanlığına bir yazı yazıyor. Bu yazının sonunda diyor ki yani bu konuyla ilgili yazıyor: 'Bu şekilde bir soruşturma yapılıyor. Konuyla ilgili yapılan inceleme neticesinde Müdürlüğümüze bilgi verilmesi hususunda...
Yani Kemal Bey bir aylık İl Müdürüyken daha rapor Teftiş Kurulu Başkanlığına sunulmamış, yalnız kendisine verilen brifing sonucunda 'Bu konuda rapor ne oldu, düzenlendi mi' diyerek Teftiş Kurulu Başkanlığına bir yazı yazıyor. Bu yazıdan iki gün sonra müfettiş, raporunu 17 Kasım 2016 tarihinde Teftiş Kurulu Başkanlığına teslim ediyor ve o dönem müsteşarlık makamından 28 Kasım 2016 tarihinde alınan olurla dosya işleme konuyor. Yani çok bilgi kirliliği var, müfettiş, bilirkişi raporuna göre hareket etmek zorunda. Düzenlenen bilirkişi raporunda mevcut kayıtlara göre yenidoğan döneminde yapılan tedavilerin bebeklere zarar verildiğine dair bir bulguya rastlanılmadığı kanaatine varılan uzmanlık görüşümüzdür. Yani bu konudaki bilgi kirliliğini kaldırmak için uzman görüşünde diyor ki: 'Mevcut kayıtlara göre yenidoğan döneminde yapılan tedavilerin bebeklere zarar verildiğine dair bir bulguya rastlanılmadığı kanaatine varılan uzmanlık görüşümüzdür"
CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman da Sağlık Bakanlığı yetkililerine Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 10'uncu maddesini hatırlatarak klinikler üçüncü bir şahsa devredilemeyeceğini ve işletme usulü bir klinik çalıştırılamayacağını söyledi. Yaman, "Bunun yolunu açmak için özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin vergilendirilmesinde 7394 sayılı Kanun'la yapılan bir değişiklik var; Vergi Usul Kanunu yani özel hastanelerde hekimlerin serbest meslek makbuzuyla çalışmalarının yolu açıldı. Bu, aslında indirekt şirketleşmek demek oldu. Yönetmelikte şirket usulü çalıştırılamaz ama bu serbest meslek makbuzuyla çalıştırmanın önünün açılması kontrolsüzlüğü de beraberinde getirdi ve şirketleşmenin de önünü açtı. Bu uygulama böyle devam edecek mi? Sizce de bu uygulama denetimsizliği de beraberinde getirdi mi" diye sordu. (ANKA)
© Tüm hakları saklıdır.