29 Ocak 2025 22:24
Güncelleme: 29 Ocak 2025 22:36
Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu üyeleri ile Klinik Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Turan'ı dinledi.
Komisyon, AKP Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı.
Şan, bebek ölümlerinin özellikle yenidoğan dönemi sağlık sisteminin en kritik ve hassas alanlarından biri olduğunu belirterek, "Nitekim bu dönemde sunulan sağlık hizmetlerinin en yüksek standartlarda ve titizlikle verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, söz konusu komisyonun yenidoğan yoğun bakım hizmetlerini izleme, değerlendirme ve denetleme süreçlerine yönelik yürütmekte oldukları çalışmaları ile denetim ve değerlendirmeler sonucunda sunacakları çözüm önerileri oldukça önemlidir." ifadelerini kullandı.
İshak Şan, bunun yanı sıra Türkiye'de yoğun bakım biliminin ve yoğun bakım hizmetlerinin geliştirilmesinde katkıda bulunmayı, bu alanda hizmet verenlerin eğitim ve mesleki beceri standartlarının yükseltilmesini sağlamayı amaç edinen Klinik Yoğun Bakım Derneğinin paylaşacağı bilgilerin, bu alandaki eksikliklerin belirlenmesinde ve önerilerin geliştirilmesinde faydalı olacağına dikkati çekti.
Yoğun bakım süreçlerinin verimli bir şekilde yönetilmesinin, gerek yenidoğan gerekse çocuk, engelli ve yaşlılar için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Şan, komisyon olarak yenidoğan yoğun bakımı, yoğun bakım hizmetleri ve ilgili mevzuatın her yönüyle iyileştirilmesine dair öneriler geliştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu üyesi Prof. Dr. Baş, sunumunda, Komisyonun yenidoğan yoğun bakım ünitelerini içeren merkezlerin izlemi, denetlenmesi ve sonuçların değerlendirilmesi amacıyla kurulduğunu; rutin denetimler ve nicelikten farklı olarak formları oluştururken hasta bakım kalitesi ile niteliği hedeflediğini anlattı.
Hazırladıkları formların uygulanabilir hale gelmesi ve sahada da yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini dile getiren Baş, "Tabii, denetlenen merkezlerin de tescil seviyesine uygun yoğun bakım hizmeti vermesi konusunda Bakanlığa öneride bulunmayı hedefliyoruz. Bir de il sağlık müdürlükleri tarafından tescili yapılsın veya yapılmasın faaliyette olan yoğun bakım ünitelerinde yoğun bakım kuvözlerine endikasyon dışı hasta yatışı yapılıp yapılmadığının tespiti de hedefimizdi. Hastaların zarar görebileceğini öngördüğümüz ya da saptadığımız üniteleri de müeyyide açısından Sağlık Bakanlığıyla da paylaşmayı planlıyoruz." şeklinde konuştu.
Denetim ve değerlendirme sonucunda genel aksaklıkları bildireceklerini aktaran Baş, şöyle devam etti:
"Burada neonatal mortalite ve morbiditenin önlenmesi ve azaltılmasına yönelik yol haritalarının oluşturulması planlandı. Biz, özellikle bugün morbiditeyi de ikinci kısım olarak sizlerle paylaşacağız çünkü artık ülkemizde bebekler, malum olayı saymazsak, yoğun bakım ünitelerinde survivali arttığı için bu yaşayan çocukların morbiditeleri gündemimizde ve büyük bir çığ geliyor, sel geliyor, hatta tsunami de diyebiliriz. Yani, biraz da morbiditeye savaş açalım istiyoruz."
Prof. Dr. Baş, denetim yöntemlerindeki parametreler hakkında şu bilgileri verdi:
"Örneğin, yatan 'hasta/doğum sayısı oranı' yani bu en üst üniversitelerde bile doğan hastanın yüzde 5'ine kadar hastanın yatması tolere edilebilir. Yüzde 5 ile 10 da tolere edilebilir ama her 10 doğan bebeğin bir tanesi artık o klinikte ya da o hastanede yatışı varsa bu bizim radarımıza takılan hastanelerden biri olacak. Yani ilk önce yüzde 10'ların üzerinden başlayacağız yatış oranına. Hastaların yatış gününün ortalaması, merkezin seçilmesi, parametreler. Ölüm oranları... 1500 gram altı hastalardaki oranını ayrı, üstündeki iri bebeklerde ayrı olarak değerlendireceğiz. Yani 2 bin gramın üzerindeki bebeklerin daha fazla ölüm oranı olan merkezler bizim için dikkat çekici. Aylık ve yıllık sevk edilen ve sevk alınan hasta sayıları, sahadan ve merkezden gelen ihbarlar, il sağlık müdürlüklerinin talepleri ve SGK faturaları da merkezlerin seçilmesinde kullanacağımız yöntemlerden olacak."
Baş, 5 gün sonra bir ilde bilim komisyonu üyelerince bir denetim gerçekleştirileceğini de bildirdi. Denetlemelerde 2 form olacağını belirten Baş, birinin hasta, diğerinin ise hastane ve donanım değerlendirmeyle alakalı olacağını kaydetti.
18 yıldır sahada denetimlerde olduklarını anlatan Baş, "Burada, özellikle özel hastanelerde büyük bir kısmında 'progress notu' yok, tanı ve tedavi planı yok, başlanan dozlar yok. Biz bunlara yönelik de çalışmalarımızı yapıyoruz. Yatışı ve izlemi süresince tanı değişikliği yapılmış mı? Yapılmışsa bunu fizik muayene, laboratuvar, radyolojik bulgularla desteklemiş mi? Burada şöyle bir örnek verebilirim, hastayı 'solunum yetmezliği' diye yatırıyor ama takibinde 'sepsis' artı 'multi organ yetmezliği' yazıyor." sözlerini sarf etti.
Baş, hemşirelerin notları ile hekim notlarının tutarlılığını takip edeceklerini vurgulayarak, "Hekim order ve notları kayıt altında, hemşire izlem ve notları da kayıt altında. Bunlar tutarlı mı? Örneğin, hekim oraya yazmış 'Sülfattan kullandım, mekanik ventilatör tedavisinde.' SGK'ye böyle bir bildirimde bulunuyor ama öbür tarafta hemşire çarşaf dosyalarında oksijen alan bir hastayı görebiliyorsunuz. Yani ventilatörle ilgisi yok. Yani bu tutarlı mı, değil mi? Bunu da o denetimlerde denetleyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Şanlıurfa'da denetimlerde bulunduklarını kaydeden Baş, 6 hastaneden 4'ünde büyük aksaklıklar gördüklerini dile getirdi.
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala'nın, denetimlerde kullanılacak formun sonuç ve kanaat bölümünde işaretlenecek alanın olmadığını dile getirmesi üzerine Prof. Dr. Baş, "Aslında biz bunları puanlıyoruz. Olmazsa olmaz puan olan yerler var. Mesela seviye 3, yenidoğan yoğun bakım... Gece gidiyoruz, içinde çocuk doktoru yok. Yani artık bizim ondan sonra başka soru sormamıza bile gerek yok. Çünkü içeride doktor yok. Ya da şimdiki form 2'de göstereceğim, hemşire olarak görünenlerden hemşirelik belgelerini isteyeceğiz ama karşımıza hemşire yardımcısı ya da acil tıp teknisyeni çıkarsa yine o olmazsa olmaz kısımlarımız olacak." dedi.
Denetimlerle ilgili süreç hakkında bilgi veren Baş, ilk 3 ay, belirlenen illerin Bilim Komisyonu tarafından değerlendirileceği bir pilot çalışma yapılacağını anlattı.
Prof. Dr. Baş, "İkinci 3 ay ekiplerin oluşturulması, ki oluşturduk, son hali verilmiş formların sahada yaygınlaştırılması ve sağlık müdürlükleri tarafından kullanılabilirliği. Son 6 ay bu formların ya da bu denetimlerin ülkemizde rutin olması. Ama biz ilk üç ayda belki diyeceğiz ki 'Şurada bir eksik yapmışız, şurada bir düzeltme yapmamız gerekir, burası fazla olmuş, burası ağır olmuş'. Bir revizyon kısmımız da olacak." diye konuştu.
Türkiye'de bebeklerin ilk 6 ay anne sütü kullanım oranının yüzde 14 seviyelerinde olduğuna dikkati çeken Baş, "Biz aslında mamalar markete girdiği gün yenildik. Çünkü eskiden bunlar eczanedeydi. Eczaneden çıktığı gün, anne sütü savaşını kaybettik. Zaten kedi maması da aynı markette satılıyor, diğeri de aynı markette satılıyor. Bir de bu mamalar da vitaminler gibi 'takviye gıda' olarak öngörüldüğü için Sağlık Bakanlığının uhdesi altında değil, Tarım ve Orman Bakanlığının denetimi altında." sözlerini sarf etti.
Prof. Dr. Baş, 1500 gramın altında doğan bebeklerin erişkin dönemlerde dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, öğrenme bozukluğu, otizm spektrum, zihinsel yetersizlik, sosyal davranış bozuklukları, serebral palsi gibi durumlar açısından risk altında oldukları bilgisini de verdi.
Klinik Yoğun Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Turan, Türkiye'de 100 bin kişi başına düşen yoğun bakım yatak sayısının 40 olduğunu ve Türkiye'nin bu rakamla oldukça önemli durumda bulunduğunu belirtti.
Bunun avantajları ve dezavantajlarının tartışılması gerektiğine işaret eden Turan, "ABD'de bile 34,7 gibi bir oran var. Kovid-19 pandemisi döneminde yoğun bakım yeri arayan İtalya ve İspanya'nın düştüğü durumları hepimiz gördük. Bu noktada yüksek yoğun bakım yatak sayısına sahip olmak bir avantajdı ancak mevcut durumda hastane yatak sayısı ile yoğun bakım yatak sayısı oranları arasındaki farklılıklar, yoğun bakımın drenajı aşamasında bize sıkıntı yaratmakta." ifadelerini kullandı.
Turan, hastane yatak sayısının yoğun bakım yatak sayısına oranlamasında yüzde 10'u geçmemesinin önerildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde bu oranlar oldukça yüksek. Bunlar özellikle belli şehirlerde farklı. İstanbul burada ayrıca bir özellik taşıyor çünkü İstanbul bazlı sağlık hizmetlerinde özel hastanelerin yeri oldukça önemli gibi görünmekte. Bu orana baktığımızda, Sağlık Bakanlığı ve üniversitede oranlar fena değil, yüzde 14, yüzde 15'leri görüyorsunuz ama özel hastanelerde yüzde 32'leri görüyorsunuz. Kovid-19 pandemisi döneminde bu oranın yüzde 30'a kadar artırılmasına müsade edilmişti. Bugünden sonra yoğun bakım yatak kapasitesine sahip özel hastanelerin yeniden değerlendirilmesi ve ruhsatlandırılması süreci ihtiyaç olarak görülüyor."
Yoğun bakımların etkin kullanım sorunu olduğunu kaydeden Turan, dernek olarak yoğun bakımların daha standardize edilmesi gerektiğini düşündüklerini belirtti.
Yoğun bakım yan dal talebinin artırılması için bu alanda çalışmayı özendirici kararların alınması gerektiğine dikkati çeken Turan, "Bu kadar çok eğitim verebilen bir yan dal eğitim programı olan ülkemizde, yeterince yan dal talebinin olmaması büyük bir soruna neden oluyor. Yoğun bakım yan dal uzman kadrolarının artırılması gerekiyor. Tercih, gün geçtikçe azalıyor." dedi.
Turan, yoğun bakım eğitimi almış hemşire yetiştirmenin kolay olmadığını belirterek, "İş yükleri çok fazla, ekonomik sorunları var. O nedenle de bir farklılıkları olması gerektiğine inanıyorum." görüşlerini dile getirdi. (AA)
Anadolu insanının Osmanlı İmparatorluğu zamanında tanıştığı bale nedir?
|
Günün öne çıkan haberleri...TIKLAYIN - Esad'ın devrildiği 9 Aralık'tan bu yana kaç Suriyeli ülkesine döndü; Bakan Yerlikaya açıkladı TIKLAYIN - Jennifer Aniston ve Barack Obama aşk mı yaşıyor? TIKLAYIN - The Guardian analizi: Erdoğan, Trump ile yeni bir dostluk kurabilir mi? TIKLAYIN - Fatih Portakal, Barış Pehlivan'a yönelik sözlerine gelen tepkilere yanıt verdi |
© Tüm hakları saklıdır.