The New York Times gazetesinde yer alan analiz için görüşlerini aktara Carnegie Europe stratejsiti ve Avrupa Birliği'nin eski Türkiye büyükelçisi Marc Pierini, Türkiye’de kötüleşen ekonomik durum ve Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıl sonra ilk defa kaybetme olasılığı olduğu görüşünü paylaştı.
The New York Times gazetesinde yer alan Liz Alderman imzalı, “Türkiye’nin sarsılan ekonomisi Erdoğan için ek bir zorluk” başlıklı analizde, Türkiye’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin yanı sıra mevcut ekonomik tablo değerlendirildi.
Analizde şu ifadeler yer aldı:
“Türk yetkililer, yüzyılın en ölümcül depreminden artan ölü sayısının acısıyla boğuşurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan paralel bir krizle karşı karşıya: felaketin zaten acilen onarılması gereken bir ekonomiye darbesi.”
Analizde, milyonlarca insanı evsiz bırakan depremler felaketinden önce Türkiye’de ekim ayında yıllık 85’e ulaşan enflasyon krizi yaşandığı belirtildi. Deprem sonrası toparlanma faturasının ise 85 milyar dolara yaklaştığı belirtildi.
Analizde, analistlerin deprem sonrası yardım çalışmalarının eksikliği konusunda eleştirilen Erdoğan’ın ekonomik ve siyasi sarsıntıyı yönetmek için otoriter yönünü iki katına çıkardığı görüşü aktarıldı.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nde Türkiye Araştırma Programı Direktörü Soner Çağaptay, “Erdoğan’ın ana odağı seçimler. Erdoğan daha önce hiç büyüme sağlamadan kazanamadı ve deprem sonrası yeniden inşa süreci başladığında bir yeniden dengeleme etkisi arayacak” dedi.
Capital Economics’in Londra’daki kıdemli gelişen piyasalar ekonomisti Liam Peach, “Ekonomik aktivite depremden sonra hızla toparlanabilir. Bu çeyrekteki herhangi bir etki telafi edilecek” dedi.
Türk Lirası’nın dolar karşısında yaşadığı değer kaybının da hatırlatıldığı analizde “Türkiye’nin şu anki durumu Erdoğan’ın iktidardaki ilk 15 yılıyla keskin bir biçimde farklı” denildi. Analiz, şöyle devam etti:
“Liberal ekonomik politikalar ve borçla beslenen, yüksek ofis kuleleri ve yeni bir İstanbul havalimanı üreten bir inşaat çılgınlığı izledi.”
“Ancak, yargı ve medyanın kontrolünü ele geçirerek, üç merkez bankası başkanını görevden alarak ve damadını maliye bakanı olarak atayarak ülke üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdıkça kazanımlar boşa çıktı.” denilen analizde Türkiye’nin ekonomiyi desteklemek için Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne daha çok yöneldiği belirtildi.
Carnegie Europe stratejsiti ve Avrupa Birliği'nin eski Türkiye büyükelçisi Marc Pierini, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşta Türkiye’nin “ekonomik avantaj için” iki tarafa da oynadığını belirttiği analizde şu ifadeleri de kullandı:
“Erdoğan iktidarda kalmak için akla gelebilecek tüm yolları kullanacak. Yeniden inşa çabalarından bağımsız olarak ve nereden para akışı sağlanabilirse ekonomik görünüm yaklaşan seçimlerin sonucuyla bağlantılı, çünkü 20 yıl sonra ilk kez mağlup olma ihtimali var.”