Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e hitaben, “2021 yılında işlenen iş cinayetinin sayısını veriyorum size; 2 bin 170. Ayda 180 can demek arkadaşlar. Günde 6 can demek arkadaşlar. Bu ülkede çalışma süresini kimse iplemiyor ama 7,5 saat ne demek biliyor musunuz? Bu ülkede mesai yapılan her saat bir işçi öldürülüyor demek” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. Komisyonda söz alan Sera Kadıgil, Bakan Vedat Bilgin’e hitaben şunları söyledi:
“İş cinayetlerinden bahsedeceğim. Geçen konuşmama da böyle başlamıştım, biliyor musunuz Sayın Bakan? Geçen genç bir arkadaşın, 30 yaşındaki Burak’ın iş cinayeti ile başlamışım. Bugün daha kötüsü ile başlayacağım. Çünkü dün, 14 yaşındaki bir kız çocuğu öldü bu ülkede. Görmüşsünüzdür, farkındasınızdır. İsmi Dicle Nur Selçuk. Hatay’da meyve paketliyormuş, kıyafeti takılmış çalışma yaptığı makineye ve hayatını kaybetmiş. İş kazasının saatini paylaşmak istiyorum sizinle. Saat 10’da olmuş bu olay, akşam 10’da olmuş. Akşam 10’da çalışan, fabrikada çalışan 14 yaşındaki bir kız çocuğu, iş cinayetinden ölmüş bu ülkede.
"Bu ülkede sınıf kırımı yaşanıyor"
Rakamlardan çok bahsettiler, bunu böyle söyleyince anlamsızlaşıyor. Sanki canlardan bahsetmiyoruz da böyle istatistiki bilgilerden bahsediyoruz sananlar olabiliyor. 30 bin 244 işçi, AKP döneminin bilançosu. Geçen sene Sayın Bakan, bir şey söylemiştiniz, çok canımı yakmıştı. Yakmaya da devam ediyor. Hocasınız da siz bu konuda. ‘İş cinayetlerinin yüzde 98’i önlenebilir cinayetler’, haklısınız. Bir sene geçti Sayın Bakan. 2021 yılında işlenen iş cinayetinin sayısını veriyorum size; 2 bin 170. Ayda 180 can demek arkadaşlar. Günde 6 can demek arkadaşlar. Bu ülkede çalışma süresini kimse iplemiyor ama 7,5 saat ne demek biliyor musunuz? Bu ülkede mesai yapılan her saat bir işçi öldürülüyor demek. Bu kadar basit aslında. Bunun hepiniz farkındasınız, sebeplerinin de farkındasınız ama önlemiyorsunuz. Bu tabloda önlemeniz mümkün değil.
Çünkü Türkiye çapında, sağdan soldan çıkarıyoruz, 600 tane iş müfettişiniz var. İş yeri sayısına bakıyorum; 2 milyon. Bugün karar verseniz, deseniz ki ‘bu kadın haklı, bir hale yola çözelim bunu, bütün iş yerlerine denetim götürelim’, 25 yılda bir sıra geliyor bir iş yerine. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir ülkede kim bu utanç ile yaşayabilir? Müfettişleriniz resen denetim yapamıyor. Bir iş yerine fare pisliği şikayetiyle gitmiş, oradaki makineden üç tane kol kopmuş, ona bakamıyor. ‘Ayrıca gel, buraya ayrıca teftiş yollayayım’ diyorsunuz. Bu ülkede sınıf kırımı yaşanıyor.” (ANKA)