Gündem

Sera Kadıgil’den Aile Bakanlığı’na Narin cinayeti sorusu: AKP’li Galip Ensarioğlu’na “bilip de söylemedikleri” sorulacak mı?

TİP Milletvekili Sera Kadıgil, Narin cinayetini Meclis gündemine taşıdı

09 Eylül 2024 13:31

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil; Narin Güran'ın katledilmesini Meclis gündemine taşıdı.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybedilen ve 19 gün sonra, cesedi, Eğertutmaz Deresi’nin yanında çuvala konulmuş ve üzeri taşlarla kapatılmış şekilde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın yaşadıklarına ilişkin iddiaları meclis gündemine taşıyan Kadıgil olayın takipçisi olacağız diyen Aile Bakanlığı’na "Bakanlığınız bugüne dek 'sürecin bizzat takipçisi' olma vaadi dışında ne yapmıştır, köyde çocuklar açısından neler yaşandığını araştırmak üzere Bakanlığınıza bağlı kaç müfettiş ve uzman görevlendirmiştir, ne yapmayı planlamaktadır? Bakanlığınızın görevi 'kutsal aile masalları' anlatmaktan ibaret midir?” diye sordu. Öte yandan Kadıgil, Adalet Bakanılığı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde ise; Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun “Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız” sözleriyle ilgili "Tanık olarak ifadesine başvurulacak mı?" dedi.

Bakanlığınızın görevi kutsal aile masalları anlatmaktan mı ibaret?

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil Narin Güran cinayetini meclis gündemine taşıdı. Kadıgil tüm bu süreçte Recep Tayyip Erdoğan’ın tveetini alıntılayan ve olayın takipçisi olacağız diyen Aile Bakanlığı’na "2023 yılı Adalet Bakanlığı verilerine göre savcılıklara gelen çocukların cinsel istismarı dosya sayısı 66 bin 138, Mahkemelerde görülen çocukların cinsel istismarı dava sayısı 14 bin 919 mahkum olan kişi sayısı ise sadece 7 bin 88 iken bu tablonun somut olarak yaşandığı yerlerden biri olma iddiasını köyde bulunan çocuklarla ilgili Bakanlığınız bugüne dek “sürecin bizzat takipçisi” olma vaadi dışında ne yapmıştır, köyde çocuklar açısından neler yaşandığını araştırmak üzere Bakanlığınıza bağlı kaç müfettiş ve uzman görevlendirmiştir, ne yapmayı planlamaktadır? Bakanlığınızın görevi “kutsal aile masalları” anlatmaktan ibaret midir?” sorularını yöneltti.

TİP Milletvekili ayrıca; Adalet Bakanlığı'na verdiği önergesinde TCK’da yer alan "Suçu Bildirmeme Suçu"nu hatırlatarak AKP Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu’nun fail konumundaki Güran ailesinin “dostları” olduğunun altını çizerek "bilip de söyleyemediği" şeyler için tanık olarak ifadesine başvurulup vurulmayacağını sordu.

"Kameralar önünde yumruklanan kadına ne oldu?"

İstanbul Milletvekili Kadıgil; olayların yaşandığı köyün Hizbullahçı terör örgütünün baskısı altında olduğu ve birçok benzer hak ihlallerinin meydana geldiğinin altını çizdiği önergesinde şu ifadelerde bulundu:

“Tüm bunlarla birlikte doğrudan Narin’in yakınlarının yaşama haklarının ihlal edildiğine yönelik iddialar da kamuoyunda yer almaktadır. Narin’in engelli ablasının da 7 yaşında merdivenden düşerek öldüğü, şüpheli olan bu ölüme ilişkin otopsi işleminin yapılmadığı ve dosyanın üzerinin örtüldüğü; Narin'in 17 yaşındaki kuzeninin kurban bayramında intihar ettiği; diğer kuzeninin de intihar etmeye çalışıp yatalak kaldığı diğer iddialar arasındadır. Tüm bu olayların köyde pek çok insan tarafından bilindiği, sorumlularla ilgili yetkililere herhangi bir şekilde bilgi verilmemesi için büyük baskı yapıldığı gönüllü veya zorunlu olarak suç işleyenlerin gizlendiği öne sürülmektedir. Narin’in cansız bedenine ulaşılan gün olan 08.09.2024 tarihinde, cenaze bekleme salonunun önünde bulunan Narin Güran'ın bir kadın yakının kalabalığa dönüp "Gidin yalan konuşun, tamam mı?" şeklinde seslendiğine dair sosyal medyada paylaşılan videonun devamında bağıran kadının susturulmaya çalışıldığı sonra ise bir erkeğin kadına yumruk ile saldırarak ortamdan uzaklaştırmaya çalıştığı yukarıdaki iddiayı güçlendirmektedir.” 

“Erdoğan’ı retveet etmekle işiniz bitti mi?" 

Kadıgil , Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bugüne dek ne yaptığını sorguladığı önergesinde şunları ifade etti:

“Bütün kamuoyu, hak savunucuları, sivil toplum örgütleri ve siyasiler tarafından takip edilen olaya ilişkin Bakanlığınızın bugüne dek herhangi bir açıklaması olmazken; şahsınız ise olaydan günler sonra, sadece 22 saat önce sonra sosyal medya hesabınızdan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin tweetini rtweet ederek "Diyarbakır Bağlar’da kaybolan evladımız Narin’in maalesef cansız bedenine ulaşıldı. Başımız sağ olsun. Narin yavrumuzun mekanı cennet olsun. Sorumluların en ağır cezayı alması için Bakanlık olarak sürecin bizzat takipçisi olacağız" ifadelerini kullanmayı yeterli görmüştür.”

Kadıgil şu sorulara yanıt istedi;

1. Narin’in kardeşleriyle ilgili bugüne dek Bakanlığınız ne tür bir koruma önlemi almıştır? Çocukların akıbeti nedir?

2. Narin’in ablasının ölümünün soruşturmaya dahil edilmesi yönünde bir talebiniz ya da çalışmanız olmuş mudur?

3. Söz konusu köyde kaç çocuk yaşamaktadır? Bu çocukların yaş ve cinsiyet dağılımı nedir? Çocukların kaçı eğitim içerisinde yer almaktadır? Eğitim içerisinde yer alan çocukların cinsiyet ve yaş dağılımı nedir?

4. Söz konusu köyde bugüne dek kaç çocuğun şüpheli bir şekilde kaybolduğu, kaç çocuğun intihar ettiğine ilişkin bir veri ve değerlendirme çalışması başlatılmış mıdır?

5. 8 yaşındaki Narin’in cenaze töreninde erkeklerin yoğunlukta olması ve tabutunun üstüne gelinlik duvağı serilmesi hususu Bakanlığınız tarafından dikkate alınarak köyde çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler ile ilgili bir soruşturma başlatılacak mıdır?

6. Narin’in yakının ve Milletvekili Ensarioğlu’nun sözlerinin araştırılması için herhangi bir hukuki girişimde bulunulacak mıdır?

7. Cenaze bekleme salonunun önünde susturulmaya çalışılan ve şiddete maruz bırakılan kadının akıbeti nedir? Yakınları tarafından hayata kast veya kötü muameleye maruz bırakılıp bırakılmadığı konusunda, kamuoyuna yansıyan görüntüleri dikkate alarak hakları ve hukuki imkanları konusunda bilgilendirme yapılacak mıdır?

8. 2023 yılı Adalet Bakanlığı verilerine göre savcılıklara gelen çocukların cinsel istismarı dosya sayısı 66 bin 138, Mahkemelerde görülen çocukların cinsel istismarı dava sayısı 14 bin 919 mahkum olan kişi sayısı ise sadece 7 bin 88 iken bu tablonun somut olarak yaşandığı yerlerden biri olma iddiasını köyde bulunan çocuklarla ilgili Bakanlığınız bugüne dek “sürecin bizzat takipçisi” olma vaadi dışında ne yapmıştır, köyde çocuklar açısından neler yaşandığını araştırmak üzere Bakanlığınıza bağlı kaç müfettiş ve uzman görevlendirmiştir, ne yapmayı planlamaktadır? Bakanlığınızın görevi” kutsal aile masalları” anlatmaktan ibaret midir?

 

"Ensarioğlu’nun bildiklerine yönelik ifadesine başvurulacak mı?"

Öte yandan Kadıgil, Adalet Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergesinde ise; Narin Güran'ın başına gelenlere ilişkin bağlı olduğunuz partinin Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu “Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız” ifadelerini kullandığını belirterek; TCK’da yer alan "suçu bildirmeme suçunu” hatırlattı. Kadıgil; “Partinizin Diyarbakır Milletvekili Ensarioğlu’nun dostu olan fail konumundaki aileye ilişkin “bilip de söylememesi gerekenlere” ilişkin tanık olarak ifadesinin alınması için herhangi bir girişimde bulunulmuş mudur?” sorusuna yanıt istedi.

Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta Kuran kursuna gittikten sonra kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi 19 gün sonra, daha önce aramalar yapılan Eğertutmaz Deresi’nde bir çuval içerisinde, üzeri taş ve ağaç dallarıyla kaplanmış bir şekilde bulundu.

Soruşturmada kapsamında Narin'in annesi Yüksel Güran, babası Arif Güran, iki ağabeyi, üç amcası ve 2 Eylül’de ‘kasten öldürmek'ten tutuklanan köy muhtarı amcası Salim Güran’ın eşini dahil 24 kişi gözaltına alındı.

AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ise Narin cinayetiyle ilgili SÖZCÜ TV'ye açıklamalarda bulundu. Ensarioğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Soruşturmada gizlilik var. Ayrıca son aşamaya gelindi. Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız. Konu çok hassas. Onları da çok fazla üzecek birşey söylemek istemiyoruz. Bir taraftan aile çok büyük acı yaşarken, aile bireylerinden tutuklama ve yeni gözaltılar var... Onları daha fazla yaralayacak, somut bir delile oturtmadan, ilgili birimler taarfından netleştirilmeyen bir şeyi bizim ifade etmemiz de doğru değil.

Bir şeyi gözden kaçırmamak lazım çünkü bütün Türkiye'nin gözü bu olayda. Bu nedenle yoğun bir gözaltı durumu var. Gözaltına alınan 21 kişi arasında aile üyeleri de var ancak aile bir kişiden ibaret değil. Ailede şüpheli durumda olan yarın öbür gün netleştikten sonra suçlu durumda olan bir iki kişi varsa bile bütün aileye aynı gözle bakmak, aynı şeyi düşünmek de doğru değil.

Büyük bir aile ama varsa bir suç herkes suçlu değil. Bu böyle kızımızın vahşice katledilişi, aile kararıyla olacak şey değil. Muhakkak böyle bir şey yoktur ortada. Vahşetle ilgili kesin sonucu almak için bir iki gün beklemek iyi olacak.
Aileyle benim 40 yıllık dostluğum var. Ailenin hemen hemen tüm bireylerini tanırız. Aileye karşı çok spekülasyonlar var sosyal medyada. Siyasi görüşü üzerinden sorunu ele almak istemiş kimileri bu çok çirkin bir şey. Siyaseti uzak tutmak lazım bu olaydan. Siyasetin bununla ne ilgili olabilir. Bunun üzerinden bir siyasi partiyi karalamak rant elde etmek çok çirkin şeyler.

Ailenin Hizbullahçı olduğunu söyleyenler de var ancak aile Refah Partisi geleneğinden gelen bir aile. Geçmişte ben Doğru Yol Partisi İl Başkanlığı yaptığım dönemde benim yönetimimde de yer almış amcaları da var. İYİ Parti ve AK Parti'de yer almış aile üyeleri de var.

Şu an AK Parti ilçe yönetiminde olan bir yeğenleri de var. Merkez sağa yakın bir aile. Aşırı uçlarda olmayan bir aile. Bunu ifade etmek de çok ayıp bir şey. Bu işi siyasetle bir ilgili yok. Bu tamamen vicdani, insani."

İkinci açıklama: Bildiğimiz ve bilmediğimiz şeyler var
Ensarioğlu sözlerinin büyük tepki çekmesi üzerine, X hesabından açıklama yaparak şunları söyledi: "Bu akşam Sözcü TV’ye bağlandığım canlı yayında, Narin kızımızla ilgili söylediklerim son derece açık ve nettir. Böylesine acı bir olay üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar, toplumun acısını istismar etmeye kalkışanlar, ahlaki değerlerden tamamen yoksundur. Bu durumu çarpıtarak farklı yönlere çekmeye çalışanların niyeti ortadadır.Canlı yayında da açıkça ifade ettiğim gibi, olayla ilgili adli süreç büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Aile fertleriyle ilgili ‘gözaltına alınmamalı’ şeklinde bir açıklamam kesinlikle bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızın bu tür yalan ve çarpıtmalara itibar etmemesini önemle rica ediyor, yayının tamamını izleyip değerlendirme yapmalarının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum."

Ensarioğlu, daha sonra da Habertürk yayınına katılarak "sözlerinin istismar edildiğini" savundu ve şunları söyledi: "Sosyal medya üzerinden linç edildim adeta. Evet aileyi tanıyorum. Ailenin içinde dostlarımız var. Sözlerimin sonunu ve başını keserek verdiler. Özellikle gizlilik kararı varken; bizim de şüphelerimiz, bir takım kanaatlerimiz var. Bildiğimiz ve bilmediğimiz şeyler var. Bu aşamada bunları konuşmak yerine Zaten titizlikle bu mesele inceleniyor. Yetkililerin açıklamalarına itibar edin diyorum. Yetkililer bizden fazlasını biliyorlar. Bin sadece bunu basın önünde konuşmanın doğru olmadığını anlatmaya çalıştım. Yoksa kimsenin birşey gizlediği, gizlemesi gerektiği yönünde bir ifade olabilir mi?"