Gündem

TKP’den Beşiktaş Meydanı’nda “Hükümete diz çökmüyoruz” eylemi: AKP’nin zulmü karşısında ayaktayız

07 Nisan 2025 21:34

Güncelleme: 07 Nisan 2025 21:42

TKP, Beşiktaş Meydanı’nda, “Hükümete diz çökmüyoruz, kurtuluş savaşı kahramanlarının önünde diz çöküyoruz” eylemi düzenledi. Eylemde konuşan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “Biz zorbaların zalimlerin önünde diz çökmüyoruz ama bu ülkede 100 yıl önce emperyalistlere, saltanata ve saraya karşı mücadele eden Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önlerinde saygıyla eğiliyor diz çöküyoruz” ifadelerini kullandı. Eylemlerine devam edeceklerini açıklayan Okuyan, salı günü “Kartal’da iş cinayetinde hayatlarını kaybedenler”, çarşamba günü ise “Gezi direnişinde” hayatını kaybedenler için eylem düzenleyeceklerini söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasıyla devam eden eylemler 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinin ardından devam ediyor. TKP’nin Beşiktaş Meydanı’nda düzenlediği eylemde vatandaşlar, “Boyun eğme, iradene sahip çık”, “Hükümet istifa”, “Karanlığa boyun eğmeyeceğiz”, “Kahrolsun saltanat, yaşasın cumhuriyet”, “Bu halk size diz çökmez boyun eğmez” sloganlarını attı. Polisin abluka altına aldığı meydanda gerçekleştirilen eylem, TKP Genel Sekreteri Okuyan’ın konuşmasını noktalamasıyla sanatçı Orhan Aydın, Nazım Hikmet’in “Onlar” şiirini okudu.

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ın açıklamaları şöyle:

“Bizi diz çöktürmeye çalışanlara karşı onurumuzu savunmaya buraya geldik. İktidarın zulmüne karşı onurlarınızla buraya geldik. Her gün yeni zulümlere, zalimliklere uyanıyoruz. AKP’nin zulmü karşısında ayaktayız, kimlerin önünde diz çökeceğimize yalnızca biz karar vereceğiz. Hükümetin yarattığı yoksulluğa, bütün bu uygulamalara karşı özgürlük için burada Beşiktaş İskelesi’nde buluşan insanlara selam olsun.

Ne için diz çöktürtmeye çalışıyorlar bizi. Halkımızı yoksulluğa açlığa, iş cinayetlerine mahkûm ettikleri için mi diz çökeceğiz onlara? Gençlerimizi geleceksizliğe mahkûm ettikleri için mi diz çökeceğiz? Emeklileri önemsiz gördükleri için mi siz çökeceğiz onlara, hayır diz çökmüyoruz. Halkımızı boyun eğmeyenleri diz çökemeye davet ettiklerinde bir liste açıklandı. O listede 35 tane Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var. Bakın bu 35 kişinin el koyduğu zenginliğin bu ülkedeki 40 milyon kişinin 3 katı. Sonra gelmişler diz çökün diyorlar. Çökmüyoruz! Genel oy hakkını gasp edenlere karşı, seçme ve seçilme hakkımızı elimizden almaya çalışanlara karşı bu halk ayağa kalktı. Bu ülkeye sahip çıkan gençlere gaz sıktılar, tutukladılar. Biz onlara mı diz çökecekmişiz? Çökmüyoruz.

İnsanlıkta diz çökmek vardır. Bazıları ibadet etmek için diz çöker. İnsanların inancıdır biz ona karışmayız. Bazen insanlar aşklarını göstermek için diz çöker. Buna da bir şey demeyiz. Bazen de protesto etmek için diz çökülür.  Bazıları bunu tercih eder bazıları başkasını. Biz protesto ederken boyun eğmeyiz yumruklarımızı sıkarız. Bazen de insanlar kendinden daha yüce olduğunu zannettikleri insanoğullarına diz çökerler. Buna itirazımız var. İnsan başka bir insanın önünde diz çökmez. Ayağa kalkan bir halk af dilemez diz çökmez.

O listedeki 35 kişi bu ülkenin bütün kaynaklarına el koymuş durumdalar, bu ülkenin emekçilerini sömürüyorlar. Aslında hukuksuzluğun kaynağında bu var. Bu düzen sürsün diye diz çökmemizi istiyorlar. Bu alçaklığı eninde sonunda değiştireceğiz, diz çökmeyerek bunu yapacağız. Bizden çaldıklarını fazlasıyla geri alacağız. Peki bunu nasıl yapacağız?

Onlar çok güçlü; paraları pulları var, zorba hükümetleri var, yargıları var. 103 yıl önce nasıl yaptıysak öyle yapacağız. Bundan yaklaşık 100 yıl önce Anadolu işgal altındaydı. Umutsuzluk hakimdi. Bizim dedelerimiz, nenelerimiz imkansızı başararak bize bir memleket bir ülke bıraktı. Ülkemize baktığımızda içimizi karartan bir tablo var. Bize burayı yeniden yaşanası bir hale getirmek gibi bir görev düşüyor. Bu ülkede haklılık, laiklik, bağımsızlık için mücadele veren herkesin önünde selam vererek eğiliyoruz. Biz zorbaların zalimlerin önünde diz çökmüyoruz ama bu ülkede 100 yıl önce emperyalistlere saltanata saraya karşı mücadele eden Mustafa Kemal ve arkadaşları için saygıyla eğiliyor diz çöküyoruz. Yarın Kartal’da iş cinayetinde ölenler için diz çökeceğiz. Çarşamba günü de Gezi direnişinde kaybettiklerimiz için diz çökeceğiz ama zalimlerin karşısında asla diz çökmüyoruz.”

Sanatçı Orhan Aydın, eylemde Nazım Hikmet’in “Onlar” şiirini okudu. Nazım Hikmet’in Sultanahmet Cezaevi’nde tutukluyken kaleme aldığı “Onlar” şiiri şöyle:

“Onlar ki toprakta karınca,

                                    suda balık,

                                                  havada kuş kadar

                                                               çokturlar;

korkak,

            cesur,

                     câhil,

                             hakîm

                                      ve çocukturlar

ve kahreden

                 yaratan ki onlardır,

destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

 

Onlar ki uyup hainin iğvâsına

                                      sancaklarını elden yere düşürürler

ve düşmanı meydanda koyup

                                        kaçarlar evlerine

ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler

ve yeşil bir ağaç gibi gülen

ve merasimsiz ağlayan

ve ana avrat küfreden onlardır,

destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

 

Demir,

          kömür

                    ve şeker

ve kırmızı bakır

ve mensucat

ve sevda ve zulüm ve hayat

ve bilcümle sanayi kollarının

ve gökyüzü

                 ve sahra

                              ve mavi okyanus

ve kederli nehir yollarının,

sürülmüş toprağın ve nehirlerin bahtı

                bir şafak vakti değişmiş olur,

bir şafak vakti karanlığın kenarından

                onlar ağır ellerini toprağa basıp

                                          doğruldukları zaman.

 

En bilgin aynalara

         en renkli şekilleri aksettiren onlardır.

Asırda onlar yendi, onlar yenildi.

Çok söz edildi onlara dair

ve onlar için:

   zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,

                                                                     denildi.”