Trump, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Putin'le görüşmesine katılabileceğini söyledi
15 Şubat 2025 01:38
Güncelleme: 15 Şubat 2025 01:39
ABD Başkanı Donald Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin'le Ukrayna Savaşı'na son verme konusunu Suudi Arabistan'da görüşebileceğini söylediğinde, pek çok kişi bu kritik zirve için neden Körfez ülkesini önerdiğini merak etti.
Görüşme için özellikle bir tarih belirtmedi fakat yakın bir gelecekte olabileceğini söyledi.
Hatta, isminin baş harfleriyle, yani MBS olarak da bilinen Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da katılmasını önerdi.
Trump'ın bu açıklamaları, Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile barış müzakeresi olasılığı hakkında ayrı ayrı telefon görüşmeleri yapmasından saatler sonra geldi.
Suudi Arabistan yönetimi bugün yazılı bir açıklama yaparak, Trump ve Putin arasındaki telefon görüşmesini ve zirvenin krallıkta yapılma ihtimalini memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Açıklamada, "Krallık Rusya ve Ukrayna'da kalıcın barışın sağlanması için çabalarına devam edecektir" denildi.
Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de, Trump-Putin zirvesine ev sahipliği yapmak istediğine dair haberler çıktı.
Washington'daki Orta Doğu Enstitüsü'nün başkan yardımcısı Paul Salem, "Suudi Arabistan Trump-Putin görüşmesi için mantıklı bir seçim çünkü tarafsız bir ülke" diyor.
Salem, Avrupa'nın Ukrayna Savaşı'nda taraf tutması nedeniyle görüşmenin Avrupa ülkelerinde yapılamayacağını söylüyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Khattar Abou Diab, "Geleneksel olarak bu tür zirveler için Cenevre gibi tarafsız yerler seçilirdi. Fakat Rusya'nın İsviçre ve diğer Avrupa ülkeleriyle kötüleşen ilişkileri farklı bir alternatife yönelinmesine yola açtı" diyor.
Suudi Arabistan'ın Putin'le güven ve çıkar ilişkisi içerisinde olduğuna ve Uluslarası Ceza Mahkemesi'ne (ICC) taraf olmadığına dikkati çekiyor.
2023 yılında Mahkeme Ukrayna'da savaş suçları işlemekle itham ettiği Putin için yakalama emri çıkarmıştı. Uzmanlar Putin'in tutuklanma endişesi olmadan Suudi Arabistan'a seyahat edebileceğini kaydediyor.
Suudi Arabistan, Rusya ve Ukrayna arasındaki tutuklu takasına arabuluculuk eden ülkelerden biri olmuştu ve böylece her iki ülkenin de güvenini kazanmıştı.
Riyad'ın yakın zamanda arabuluculuk ettiği tutuklu takasında, Rusya Amerikalı öğretmen Marc Fogel'i üç yıl hapishanede tuttuktan sonra serbest bırakmıştı.
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'ne göre, Suudi Veliaht Prensi serbest bırakılmasında önemli bir rol oynadı.
Suudi Arabistan, Zelenskiy ve Putin'i çeşitli vesilelerle ağırladı ve iki ülke arasında kalıcı bir barış anlaşması için çaba sarfetti. Bu bağlamda Cidde'de uluslararası bir toplantı düzenledi.
2023'teki Riyad ziyareti sırasında Veliaht Prens Putin'i, "Suudi Arabistan'ın özel ve çok saygıdeğer misafiri" olarak nitelendirdi.
Körfez ülkeleri uzmanı Abdullah Baaboud, Suudi Arabistan'ın Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi arabuluculuğa girişmek ve bölgesel güç olarak etkisini artırmak istediğini söylüyor.
Baaboud, Trump-Putin görüşmesinin Suudi Arabistan'a diplomatik bir lütuf olarak görülebileceğini, karşılığında ise Riyad'ın, örneğin İsrail ile dört Arap ülkesi arasındaki ilişkileri normalleştiren ikili anlaşmalar olan İbrahim Anlaşmaları'nı imzalamak gibi, ABD'nin stratejik çıkarları doğrultusunda hareket edebileceğini öne sürüyor.
Paul Salem, Trump'ın ekonomi, finans, yatırım ve strateji nedenleriyle Amerikan-Suudi bağlarını güçlendirmek istediğini ve ileride ABD, Suudi Arabistan ve İsrail arasında bir anlaşma arayışında olabileceğini düşünüyor.
Stratejik iletişim uzmanı Dr. Nidal Choucair, Suudi Arabistan'ın başta İsrail-Filistin meselesi olmak üzere Trump'ın Orta Doğu politikaları açısından kritik önemde olduğuna dikkati çekiyor.
Özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Riyad'ın reddettiği, Gazzelilerin Suudi Arabistan'a yerleştirilmelerine ilişkin sözlerinin ardından ABD'nin Suudi Arabistan üzerinde artan baskısını hatırlatıyor.
ABD dünyanın en büyük petrol üreticisi. Onu Suudi Arabistan ve Rusya izliyor.
Choucair, Rusya-Ukrayna Savaşı küresel enerji pazarını etkilerken, Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarını sabit tutmak için rol üstlendiğinin altını çiziyor.
Aralık 2024'te, Suudi Arabistan ve Rusya'nın da aralarında olduğu 22 petrol ihracatçısı ülkeden oluşan OPEC+ ittifakının sekiz üyesi, beklenenden zayıf talep ve ittifakta yer almayan ülkelerin artan üretimi karşısında petrol üretimini artırmayı erteleme kararı aldı.
Abdullah Baaboud, Suudi Arabistan ve Rusya'nın belli başlı petrol üreticileri olarak ortak bir paydada buluştuklarını söylüyor. Trump ve Putin zirvesinin sadece Ukrayna'daki savaşı bitirmeye değil, aynı zamanda küresel petrol fiyatları ve ekonomik işbirliğine de odaklanmasını bekliyor.
"Trump, özellikle geçmişte fiyatların düşürülmesi yönündeki çağrıları düşünüldüğünde, Amerikan enerji şirketleri için uygun ham petrol fiyatları elde etmeye çalışabilir" diyor.
Trump'ın temiz enerji yerine fosil yakıt üretimini önceliklendirdiğini, bunun da Suudi Arabistan'ın büyük bir petrol ihracatçısı olma rolüyle örtüştüğünü belirtiyor.
Trump'ın 2017'de başkan olarak ilk resmi ziyareti Suudi Arabistan'aydı. Bu ziyaret Suudi krallığının diplomasi alanında dünya çapında itibarını artırdı.
Trump ikinci başkanlık döneminde de ilk yurt dışı ziyaretinin Suudi Arabistan'a olabileceğini ima etti ve ziyarete bir fiyat bile biçti.
Geçen ay Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, "Eğer Suudi Arabistan 450 ya da 500 milyar dolar değerinde [Amerikan ürünü] almak isterse... sanırım giderim" dedi.
Birkaç gün sonra Veliaht Prens ülkesinin gelecek dört yıl içerisinde ABD'ye 600 milyar dolar yatırım yapmak istediğini söyledi.
Trump kısa bir süre sonra Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda, "Harika biri olan Veliaht Prensten bu rakamı 1 trilyon dolara yuvarlamasını isteyeceğim" dedi.
"Onlara çok iyi davrandık. Bu yüzden yapacaklarını düşünüyorum" diye ekledi.
Dr. Nidal Choucair, Trump'ın Suudi Arabistan'ı önemli bir stratejik ve ekonomik partner olarak gördüğünü düşünüyor.
Trump'ın, özellikle eski Başkan Joe Biden'ın Asya'ya yönelmesinin ardından, Körfez'de ABD'nin ekonomik açıdan baskın hale gelmeyi hedeflediğine de dikkat çekiyor.
Uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Khattar Abou Diab'a göre Trump ayrıca, Çin ile rekabet nedeniyle, Suudi Arabistan'daki ve bölgedeki ABD nüfuzunu güçlendirmeye çalışıyor.
Suudi Arabistan insan hakları sicili nedeniyle eleştirilirken, hem Abou Diab hem de Choucair, krallıkta dini polisin kaldırılması veya kadınların araba kullanmasına izin verilmesi gibi son reformların, ülkenin küresel imajını iyileştirerek Trump yönetimi altında siyasi baskıya daha az maruz kalmasını sağladığını savunuyor.
© Tüm hakları saklıdır.