ABD Başkanı Donald Trump'ın eski danışmanı George Papadopoulos, Rusya'nın başkanlık seçim sürecine müdahale ettiğine yönelik açılan soruşturma kapsamında 14 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Papadopoulos, Rus hükümeti ile bağlantılı bazı aracı kişilerle yaptığı görüşmelerin zamanlaması konusunda Federal Soruşturma Bürosu'na (FBI) yalan söylemekle suçlanıyordu.
31 yaşındaki Papadopoulos, Ekim ayında suçunu kabul etti. Dün Washington'da yapılan duruşmada da, 14 gün hapis, 200 saat toplum hizmeti ve 9 bin 500 dolar para cezasına çarptırıldı.
Duruşmada konuşan Papadopoulos, "Tüm hayatım tepetaklak oldu. Kendimi affettirmek için ikinci bir şans istiyorum" dedi.
Papadopoulos, soruşturmanın "küresel sonuçlar" doğurabileceğini ve bundan dolayı da gerçeği söylemenin önemli olduğunu belirtti.
Papadopoulos, Özel Savcı Robert Mueller'in açtığı soruşturma kapsamında suçunu kabul edip anlaşma yoluna giden ilk kişi olurken, Trump'ın eski kampanya müdürü Paul Manafort ile birlikte çalışan ve aynı soruşturmada Nisan ayında 30 gün hapis cezasına çarptırılan avukat Alex van der Zwaan'ın ardından hüküm giyen ikinci kişi oldu.
Mueller, Rusya'nın 2016 başkanlık seçimlerini Trump lehine etkilemek amacıyla kampanya sürecine müdahale ettiği yönündeki iddialarla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüyor. Trump ise bu iddiaları reddediyor ve soruşturmayı "cadı avı" olarak nitelendiriyor.
George Papadopoulos kim ve soruşturmadaki rolü ne?
Londra'da petrol analistliği yapan Chicagolu doğumlu Papadopoulos, Mart 2016'da gönüllü dış politika danışmanı olarak Trump'ın başkanlık kampanyasına katıldı.
Bundan kısa bir süre sonra karanlık bağlantılara sahip olduğu öne sürülen Maltalı akademisyen Joseph Mifsud ile temas kurdu.
Mifsud, Papadopoulos'a Rusların elinde Trump'ın seçim kampanyası sırasında Demokrat Parti'den rakibi Hillary Clinton aleyhine kullanabileceği "binlerce e-postadan oluşan malzeme" olduğu bilgisini iletti.
Bu görüşmeden birkaç ay sonra Clinton'ın kampanyasına ait binlerce e-posta Wikileaks sitesinde yayımlandı.
Papadopoulos, o dönemde başkanlık kampanyasını sürdüren Trump'a ve ulusal güvenlik ekibine, istemeleri halinde seçimlerden önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme ayarlayabileceğini söyledi.
Hüküm duruşmasından önce geçen hafta mahkemeye sunulan bir ifadede, "Odada bulunanların bazıları George'un önerisine sıcak bakmazken, Sayın Trump ise onaylar bir şekilde başını salladı ve bu fikri kabul etmiş gibi görünen ve kampanya ekibinin bununla ilgilenmesi gerektiğini söyleyen (ABD Adalet Bakanı Jeff) Sessions'ın önerisini kabul etti" denildi.
Papadopoulos, Cuma günü CNN'de yayınlanan mülakatında, Trump'ın Putin ile görüşme fikrini "onaylar gibi başını salladığını" ancak bunu kesin bir dille "ne kabul ettiğini ne de karşı çıktığını" söyledi.
Ancak, Papadopoulos o dönem Senatör olan Bakan Sessions'ın ise "gerçekten çok heveslendiğini" vurguladı.
Sessions, Kasım ayında Kongre'de soruları yanıtlarken bu öneriye "itiraz ettiğini" söylemişti.
Olay nasıl ortaya çıktı?
Olay, Papadopoulos'un Avustralyalı bir diplomata Londra'daki bir pubda yaptıkları sohbet sırasında Mifsud ile görüşmelerini aktarmasının ardından ortaya çıktı.
Avustralyalı diplomat da, Demokrat Parti e-postalarının Wikileaks'e sızmasından kısa bir süre sonra bu konuşmayı, ABD'li yetkililere aktardı.
FBI tarafından Ocak 2017'de sorguya alınan Papadopoulos da seçimler öncesinde Rusya ile bağlantıları bulunan iki kişiyle görüştüğü iddialarını reddetti.
Ancak bir süre sonra bunun doğru olmadığı ve Papadopoulos'un Trump kampanyasına katılmasından kısa bir süre sonra söz konusu iki kişiyle görüştüğü anlaşıldı.
Bu kişilerden birinin Maltalı Mifsud olduğu anlaşılırken, diğer kişinin de Rus hükümeti ile bağlantılı bir kadın olduğu belirtiliyor.
Temmuz 2018'de ABD Savunma Bakanlığı, Demokrat Parti sunucularının hack'lenmesinden dolayı 12 Rus istihbarat görevlisi hakkında yargı süreci başlattı.