T24 Haber Merkezi
Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Grubu’nun 4. Ay raporunda Covid-19 ile mücadelede aile hekimliğine yönelik bir eylem planı hazırlanmadığı vurgulanarak, “Salgının olası bir yeni alevlenmesinde ortaya çıkacak daha büyük bir dalga ile mücadelede bu metodun başarısızlık riski mevcuttur” denildi.
TTB Aile Hekimliği Kolu’ndan Dr. Emrah Kırımlı, “Covid-19 salgını sırasında aile hekimliği” başlıklı yazısında salgınla mücadele sırasında hastanelerde bütün sağlık personelinin Covid-19 ile mücadelede görevlendirildiğine dikkat çekti. Dr.Kırımlı, bu yöntemin olası sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Sağlık modelimiz, panik ile paralize edilmiş toplum ve tekçi bakışla karar veren sağlık yöneticileri nedeniyle toplumsal bakışını koruyamaz hale gelmiştir. Tetkik iste, reçete yaz modeli üzerine kurulu poliklinikler boşalmış durumdadır.
Hastanelerde herkes Covid-19 ile mücadele çabasında acil ya da servislerde çalışmaya başlamıştır. Bu bakışın geride bıraktığı bir diğer alan da aile hekimliği olmuştur. Salgının olası bir yeni alevlenmesinde ortaya çıkacak daha büyük bir dalga ile mücadelede bu metodun başarısızlık riski mevcuttur.
"Toplum sağlık ihtiyaçlarını öteledi"
Salgın rehberlerinde birinci basamağa yönelik bir eylem planı yoktur. Aile hekimliği çalışanları bu ortamda kendi aralarında hazırladıkları rehberlerle birinci basamağın işleyişini planlamaya çalışmaktadır. Ancak uzun sürecek salgının kontrol altına alınması ve bakım ihtiyacının yönetilmesi ile salgın dışı hastalıkların geride kalması sonucu oluşacak ikincil zararların önlenmesi konusunda bir rehber yoktur.
Salgının ilk dalgasında evde kal ve sokağa çıkma yasağı uygulamaları sırasında toplum sağlık ihtiyaçlarını ötelemiş ve salgın sonrası için hem gecikmiş hem de kaygılarla aşırılaşmış bir yanıta gidebilecektir. Bu nedenle salgının tepe noktaları gibi içinde olduğumuz baskılanma dönemi için de acil bir eylem planı gerektirmektedir."
Aile hekimlerinin sorunları
"Dr. Kırımlı, aile hekimlerinni salgın sırasında görevlerinin ve angaryaların arttığını ama buna karşın maddi destek verilmediğini ve yeterli koruyucu malzeme sağlanmadığını vurguladı. Kırımklı, aile hekimlerinin salgın döneminde karşılaştığı sorunları şöyle sıraladı:
"Aile hekimliği çalışanlarına biraz olsun güvence sağlayacak tarama testleri salgının bu döneminde hiç yapılmadı. COVID-19 yönetimi konusunda eğitim desteği sağlanmadı.
"Maske takarak ya da fiziksel mesafeyi koruyarak ASM’ye başvurması istenen bazı hastalar şiddet uyguladı. İdareye bu nedenle şikâyet edilen aile hekimleri hakkında soruşturma açıldı.
"Balıkesir’de esnek mesai uygulamak isteyen bir aile hekimi açığa alındı. Kocaeli’nde koruyucu maske desteği için ilçe belediyesine teşekkür eden bir aile hekimi hakkında soruşturma açıldı. Ağrı’da koruyucu malzeme eksiğini dile getiren bir aile hekimi açığa alındı. Sakarya’da bir aile hekimi idarenin baskısı ile açığa alındı.
"Maske reçeteleme, seyahat izni alma, kronik hastalık raporu alma, yurt dışı giriş sonrası rapor alma, izolasyonda dönemi için rapor alma gibi gerekçelerle yüzbinlerce kişi aile sağlığı merkezlerine yönlendirildi. Bu gereksiz başvurular hem hastalar için bir enfeksiyon riski oluşturdu hem de sağlık sorunları olanların hizmet alabileceği zamanı işgal ettiler.
"Salgın yönetiminde görev alan çalışanlara yönelik maddi destek aile hekimliği çalışanlarından esirgendi.
"Hastalanan aile hekimliği çalışanlarının hastalığı meslek hastalığı sayılmadığı gibi hastalananların maaşlarının yarıya yakını kesildi.
İzinlerin ertelenmesi ise temmuz ve ağustos aylarına sıkışan izin dönemi hem izin tarihlerini ayarlamayı zorlaştırdı hem de izin alanların yerine görevlendirme yapılmadığı için geride kalan çalışanların iş yükünü artırdı.
"Küçük çocuğu olan ve yoksulluk sınırı altında maaş alan aile sağlığı çalışanları kreş ya da bakım verici desteği olmadığı için çocuklarından ayrı yaşamaya devam etti. Bölgesel eşitsizliklerden dolayı zaten zor şartlar altında çalışan aile hekimleri artan iş yükü ve salgın baskısı altında ezildi."