Dünya
Deutsche Welle

Türk genç "kaygılı Almanları" telefonda dinliyor

Almanyalı Türk 23 yaşındaki Ali Can, kurduğu bir telefon hattı ile yabancılar, mülteciler, İslam gibi konularda "vatandaşların kaygılarını" dinliyor. Ali Can, bu fikrin nasıl doğduğunu DW’ye anlattı.

25 Ağustos 2017 11:28

Çocukken ailesi ile birlikte Türkiye'den Almanya'ya gelen Ali Can Almanya'da mülteciler, yabancılar, İslam gibi konularda "kaygı duyan vatandaşlar” için telefon hattı kurma fikri ülkenin doğusuna yaptığı bir ziyaret sırasında doğduğunu dile getiriyor. Geçen yıl Mart ayında Dresden'de göç ve İslam karşıtı grup Pegida'nın düzenlediği bir gösteriye katılan Ali Can, elindeki çikolataları dağıtıp göstericilerle ayak üstü sohbet ettiğini anlatıyor. Mültecilere yönelik "sınır dışı, sınır dışı” diye bağıran göstericilerle yapıcı konuşmalar yapmaya çalışan Ali Can, sonunda onları gülümsetmeyi başardığını ifade ediyor.

Bu gösteriden yaklaşık iki hafta sonra orada tanıştığı bir kadının kendisini telefonla aramasından sonra ise bu hattı kurmaya karar veriyor. Gösteri sırasında 2016 yılına girildiği yılbaşı gecesinde Köln'de yaşanan toplu taciz ve gasp olaylarının ardından yabancı erkeklerden korktuğunu anlatan kadın, telefonda tanıştığı bir mülteciden ve edindiği olumlu izlenimden söz ediyor. Böylelikle Ali Can'ın telefon hattı kurulmuş oluyor.

"AfD'ye gelin! Örnek göçmene ihtiyaç var"

23 yaşındaki Ali Can, telefon hattını kurduğu ilk günlerde haftada sadece iki saat hizmet verdiğini anlatıyor. Ancak hat büyük ilgi görüyor. İnsanlar, görüşme saatlerinin dışında da arıyorlar, e-posta gönderiyorlar.

Örneğin eskiden Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin üyesi olan Bay Wengert ile telefonda yaklaşık bir buçuk saat boyunca onun mülteciler ile terör eylemleri düzenleme olasılığından kuşku duyulan kişiler arasındaki bağlantı, silah yasasının kaldırılması gibi konularda görüşlerini dinlediğini anlatıyor. Ona görüşlerinin çifte standart içerdiğini göstermeye çalışan Can, Wengert'in ‘Almanya için Alternatif (AfD) partisine gelin. Sizin gibi örnek göçmenlere her zaman ihtiyacımız olur' dediğini söylüyor. Sözlü bir mücadeleyi andıran bu telefon görüşmesinin sonunda Ali Can, "AfD seçmenlerinin hepsi ırkçı değil ve hepsi siyasete sızan kötü niyetli insanlar değil” izlenimi edindiğini belirtiyor.

İçini boşaltmak isteyenler arıyor

Bu telefon görüşmeleri ile bir süre sonra hiç zamanının kalmadığına işaret eden Can, eğitimine ara veriyor. Giessen merkezli Kültürlerarası Barış adlı bir dernek kuruyor, maddi destek almaya başlıyor.

Ali Can'ın ifadesine göre arayanların yüzde 40 ile 50'si dünyaya açık insanlar. Ama Can'ın ulaşmak istediği kesimi oluşturmuyorlar. Onları liberal olarak gören Can, yine de konuşma ihtiyacı bulunduğuna dikkati çekiyor.

Arayanların bazılarının kendisine düşüncelerini sorduğunu, bazılarının da kaygılarını dile getirdiğini anlatıyor. Geçenlerde arayan biri, Almanya'da laik bir yaşam sürdürülürken, kamuya ait binalarda örtünen kadınların görülmesinin kabul edilemeyeceğini söylüyor. Bazıları da sadece içlerini boşaltmak istiyorlar. Ali Can durumu "Şöyle düşünebilirsiniz: Bir bankta oturuyorsunuz. Yanınıza biri geliyor ve gazetede okuduğu ve onu heyecanlandıran bir konu hakkında konuşuyor ve sonra kalkıp gidiyor” sözleriyle tasvir ediyor.

Ali Can "Ben sığınmacılara karşı değil, ama benim derdim İslam ile. Biliyor musunuz?" diyen kesime ulaşmak istiyor. Yaptığı görüşmeleri "Kaygılı Vatandaşlar için Telefon Hattı” adlı kitapta derleyen Ali Can, sağ eğilimli insanlarla nasıl tartışılması gerektiğinin öğrenilmesini hedefliyor. "Döner bir kapıda” olduğu gibi, "Sağa da gidebilirler. Ama onlarla konuşulduğu zaman sadece muhafazakâr veya liberal-muhafazakâr kalabilirler” diyor. Ali Can, bu insanlar doğrudan ırkçı veya sağcı diye damgalanırsa, sonunda onların kaygı ve kuşkularını siyasi olarak kullanan kesime yöneleceklerine inanıyor.

Gençlere yönelik çalışmalar

Ali Can, siyah-beyaz bir resme gri tonlarını eklemek istiyor. İyi insanlara karşı ırkçılar, mültecilere kucak açanlara karşı mültecilerden nefret edenler şeklinde toplumun bölünmemesi gerektiğini düşünüyor. "Göçü eleştiren insanlar arasında bile onlara acıyan, Akdeniz'de sığınmacıların boğulmasına karşı çıkanların bulunduğuna” dikkati çekiyor.

Ali Can, kurduğu telefon hattı, yazdığı kitap, yaptığı atölye çalışmaları ve verdiği seminerlerle insanlara ders vermeye kalkmadan onları dinlemeye ve attıkları sloganların arkasında ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Okul ve üniversitelerde verdiği seminerler ve yaptığı atölye çalışmalarında, gençleri peşin yargılara sahip olmamaları için daha etkin olmaları için teşvik ediyor. Bunu yaparken gençleri farklı rollere sokuyor, adeta bir tiyatro sahneliyor ve onları güldürüyor. "Gülmenin iyi bir başlangıç” olduğunu ifade eden Ali Can'ın programında kendisinin tasarladığı bir uyum testi de bulunuyor. Can, kim testi geçmeyi başarırsa, Almanlar arasında görüldüğü gibi "sandaletle beyaz çorap giymeye” başlayabilecğini söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Nastassja Shtrauchler

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle