Uzmanlar, sağlık teknolojileri alanında hizmet verecek Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nın (TÜSEB) üniversite hastanelerine ciddi zararlar vereceğini savundu.
Resmi Gazete'de yayınlanan “Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”a göre sağlık bilim ve teknolojileri alanında hizmet etmek amacıyla kamu tüzel kişiliğine sahip TÜSEB kurulacak. Merkezi İstanbul’da olacak olan TÜSEB özel bütçeye sahip özerk bir yapıda olacak.
İdris Emen’in Radikal’deki haberine göre, TÜSEB, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun sağlık bilimi ve teknolojileri konusunda aldığı kararları uygulayacak veya bu kararların uygulanmasında eşgüdüm sağlayacak. Ar-Ge'lere mali veya bilimsel destek sağlayacak olan TÜSEB, Ar-Ge çalışmalarını koordine edecek ve Ar-Ge faaliyetleri yapacak. İşte TÜSEB’in getireceği önemli yenilikler…
Türkiye Kanser Enstitüsü kurulacak
TÜSEB bünyesinde Türkiye Kanser Enstitüsü, Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü, Türkiye Anne, Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsü, Türkiye Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü, Türkiye Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü, Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü kurulacak. Bu enstitüler dışında, Sağlık Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla TÜSEB'in merkezi dışındaki illerde de olmak üzere yeni enstitüler kurulabilecek. Enstitüler bünyesinde, ihtiyaca göre bilim kurulları oluşturulabilecek. TÜSEB başkanlık personeli, İş Kanunu hükümlerine tabi olarak çalıştırılacak. Başkanlığa 400 kadro ihdas edilecek.
Kamu çalışanları 3 yıl TÜSEB'de görevlendirilebilecek
Kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolu olarak çalışanlar, başkan tarafından yapılacak çalışmanın kapsamı ve süresi de dikkate alınarak en çok 3 yıl süreyle TÜSEB'de görevlendirilebilecek. Süresi sona eren çalışanlar yeniden görevlendirilebilecek. Bu şekilde görevlendirileceklerin sayısı toplam kadro sayısının en fazla yüzde 50’si kadar olacak.
Yükseköğretim kurumlarıyla işbirliği
TÜSEB Başkanlık görevleri kapsamında Ar-Ge için gerekli gördüğü her türlü bilgiyi kamu kurum ve kuruluşları ile tüm yükseköğretim kurumlarından talep edebilecek. Kendilerinden bilgi talep edilenler kişi veya kurumlar fikri hakları saklı kalmak kaydıyla, bu bilgileri vermek ve gereken kolaylığı göstermekle yükümlü olacak. Bu şekilde elde edilen bilgilerden gizli mahiyetinde olanların gizliliğine riayet edilecek. Yükseköğretim kurumlarıyla yapılacak protokoller çerçevesinde; yüksek lisans, doktora, tıpta, eczacılıkta, diş hekimliğinde ve veteriner hekimliğinde uzmanlık eğitimi ile doktora sonrası bilimsel çalışma yapanlar, bu eğitim ve çalışmalarını enstitülerde yapabilecek.
'Amaç tıp fakültelerinin özerkliğini yok etmek'
TÜSEB’in kurulmasını sağlayan kanunla ilgili Türk Tabipler Birliği bir inceleme raporu hazırladı. Akademisyenler tarafından hazırlanan raporda, TÜSEB’in, mevcut haliyle ekonomik krizlerle boğuşan Tıp fakültelerini olumsuz etkileyeceği belirtildi. Raporda şu noktalara değinildi:
1) Tasarı yasalaşırsa Tıp Fakülteleri siyasi iktidarın baskısı altında, tamamen özerklikten uzaklaşacaktır. Daha da ötesi bilim de ancak siyasi otoritenin izin verdiği ölçüde yapılabilecektir. Yapılmak istenen diğer alanlarda olduğu gibi tıp alanında da özerkliği yok etmek ve tıp eğitimini siyasi otoritenin kontrolüne almaktır.
2) Niteliğe hiç önem vermeden sadece sayıları artırılan tıp fakültesi ve tıp öğrenci sayıları ile birlikte, niteliği belirsiz birçok yeni öğretim üyesi de bu şekilde Türkiye istatistiklerini yükseltme amacına hizmet edecektir. Zaten köklü tıp fakülteleri dışında batı standartlarına göre çok düşük olan tıp eğitimi düzeyi daha da düşecek; bilimsel araştırmalar da bu nitelik yoksunluğundan olumsuz etkilenecektir.
3) Tıp fakültelerinin büyük çoğunluğunun alt yapıları ve öğretim üyeleri yeterli değildir. Hal böyleyken, Sağlık Bakanlığı’nın yeni ve çok büyük bir tıp fakültesi açma girişimi doğru değildir.
4) Sağlık Bakanlığı yönetiminde, tüm eğitim araştırma hastanelerini bünyesine alarak ülkenin en büyük tıp fakültesini barındıracak olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi, siyasi iktidarın gölgesinde ve bilimsel özerklikten tamamen uzak yapıda kurulmaktadır.
5) Tasarı ile Türkiye’de sağlık alanında Ar-Ge için ayrılan kamu kaynaklarının büyük ölçüde TÜSEB tarafından kullanılacağını öngörmek olanaklıdır. Bu durum bir yandan Ar-Ge için kaynak ayırmalarına gerek kalmaksızın özel şirketlerin daha fazla kar elde etmesine yol açacak; diğer yandan da mevcut tıp fakültelerindeki araştırmacıların zaten kıt olan kaynaklardan yararlanmalarını daha da sınırlayacaktır.
6) Yetkinlik aranmaksızın 400 kişiye kadro verilmesi söz konusudur. Bilimsel bir enstitüde çalışabilecek yeterliğe sahip olmaksızın hükümet tarafından yapılacak görevlendirmeler yalnızca yandaş kişilerin istihdam edilmesine yönelik yeni bir kurum oluşturulması anlamına gelecektir. Böylesi kadrolardan bilimsel liderlik beklemek hayaldir.
7) Enstitüde (TÜSEB) özerk bir karar verme mekanizması kurulmamaktadır. Üyelerinin tamamı Sağlık Bakanı tarafından belirlenen bir Yönetim Kurulu'nun bilimsel liderlik yapabilmesi olanaklı değildir. Bu yapıdan TÜSEB’in amaçları içerisinde yer alan konulardan yalnızca mevcut hükümetlerin politikalarına uygun olan rekabet ve akreditasyon gibi ticari girişimler beklenebilir.