17 Eylül 2020 19:14
Türkiye'de ilk koronavirüs vakası 10 Mart'ta görüldü. Bu günden sonra hükümet Covid-19 ile mücadelede kademeli olarak önlemler aldı ve resmi veriler paylaştı.
Türkiye'de doktorların yüzde 88'inin üye olduğu Türk Tabipleri Birliği (TTB) ise salgının başından beri açıklanan verilerin gerçeklerle uyuşmadığını ve TTB'nin süreçten dışlandığını söylüyor.
TTB bunun yanı sıra, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve özlük haklarının tanınması için çağrılarda bulunuyor.
Son olarak TTB bu haftayı, vaka sayısındaki artış ile sağlık çalışanlarının taleplerine dikkat çekmek ve yaşamını yitiren meslektaşlarını anmak için 'Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz Haftası' ilan etti.
Bunun ardından Çarşamba akşamı hükümet ortağı MHP'nin lideri Devlet Bahçeli bir açıklama yaparak "'Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz' eylemi haince bir tertiptir" dedi ve TTB'nin kapatılmasını istedi.
Peki TTB koronavirüs salgının başından beri hükümeti hangi konularda eleştirdi, ne gibi çağrılarda bulundu?
Sağlık Bakanlığı, 11 Mart'ta Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının önceki gün tespit edildiğini ve bu kişi ile ailesinin karantinaya alındığını açıkladı.
TTB'nin de aralarında bulunduğu sağlık meslek örgütleri, ilk vakanın tespitinin ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile 12 Mart'ta görüştü ve taleplerini dile getirdi.
TTB'nin Türkiye'de salgının başladığı Mart ayındaki talepleri iki konu üzerine odaklanıyordu.
Birincisi test sayısının artırılmasını, sağlık sisteminin salgına hazır hale getirilmesi ve verilerin "şeffaf ve açık bir şekilde" kamuoyuyla paylaşılmasıydı.
TTB'den Bakanlık'a bu bağlamda yöneltilen sorular arasında, Türkiye'deki koronavirüs vakalarının il, cinsiyet ve yaşlara göre dağılımı; kaç ilde ve merkezde test yapıldığı; hastalara hangi ilaçların uygulandığı ve stokların durumu vardı. Nisan ayının başında Sağlık Bakanlığı illere göre de verileri paylaşmaya başladı.
TTB'nin odaklandığı ikinci konu ise sağlık çalışanlarına bir an önce koruyucu ekipmanların sağlanmasıydı.
TTB sağlık çalışanları arasında bir anket yaparak, "Hekimlerden birliğimize kişisel koruyucu malzemelerin yeterli düzeyde olmadığı konusunda yoğun yakınmalar gelmektedir" açıklamasında bulundu ve sosyal medya kampanyalarıyla sesini duyurmaya çalıştı.
Sağlık Bakanlığı bu dönemde "hastalığın bulaşmasını önlemeye ve gerekli tedavileri sağlamaya yönelik hazırlıkların yapıldığını" açıkladı ve 'Hayat Eve Sığar' kampanyası başlatarak vatandaşlara kendilerini evde izole etmeleri çağrısı yaptı.
Bakanlık, yurt dışından gelenlere de 14 gün kendilerini evde karantina altına alma çağrısı yaptı. Bu süreçte Umre'den dönüşler başladı.
TTB Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman Mart ayının ortasında Umre'den gelen binlerce kişi için "14 gün evlerinden çıkmaması tavsiye edildi ve bunlar tüm Türkiye'ye yayıldı" dedi.
Bunun ardından Mart ayının ortasından itibaren umreden dönen yolcular öğrenci yurtlarında karantina altına alınmaya başlandı ve yurt dışına uçuş yasakları başladı. Covid-19'la mücadele konusundaki çalışmalara da hız verildi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve 81 il valisine bir mektup yazan TTB ise, salgına hazırlık için yapılan toplantılara Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odalarının çağrılmamasını eleştirdi.
TTB, koronavirüsle mücadele sürecinden dışlandığını savunuyordu.
Mektupta, "Pandemi genel bir sağlık sorunudur, Bu tür durumlarda toplumdaki bireylerin sağlıkla ilgili ortak bir faydası ancak işbirliği ve kolektif bir çabayla gerçekleştirilebilir" denildi.
18 Mart'ta Türkiye'de ilk Covid-19 hastası yaşamını yitirdi.
1 Nisan'da ise Covid-19 hastalarına müdahale eden İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden ilk doktor oldu.
TTB bunun ardından 2 Nisan'da "Sağlık çalışanlarının COVID-19 nedeniyle ölmesini istemiyoruz" başlıklı bir açıklama yaptı.
"Covid-19 hastalığına karşı riskli gruplarda yer alan vatandaşların evde kalması istenirken, aynı durumdaki sağlık çalışanları için hiçbir düzenleme yapılmadığı" uyarısında bulunuldu.
TTB Bakan Koca'ya da gönderdiği açıklamasında,"Bütün sağlık çalışanları için ivedi olarak risk değerlendirmesi yapılmalı, sağlık çalışanlarının çalışma yerleri ve çalışma saatleri bu risk değerlendirme sonucuna göre yeniden düzenlenmelidir" dedi.
TTB bu süreçte sadece sağlık çalışanlarının durumuna ilişkin değil, genel olarak salgının yönetilme sürecine ilişkin eleştirilerini de sürdürdü.
Bunlardan biri, "Sağlık Bakanlığı'nın COVID-19 ölümlerini Dünya Sağlık Örgütü uluslararası kodlarına göre raporlamadığı" idi.
Bakan Koca bu açıklamaya, "Testi pozitif çıkanlar ikinci aşamada ekleniyor. Türkiye için verilmesi gereken kod doğrulanmış vaka tanımı şeklinde. Dünya Sağlık Örgütü de üstelik yaptığımız bildirimleri takdirle anıyor" şeklinde yanıt verdi.
10 Nisan'a gelindiğinde toplam can kaybı 1.000'i aştı. Sokağa çıkma yasağının aynı akşam başlamasına iki saat kala duyurulması tepki topladı.
Nisan ayının ortasına gelindiğinde TTB, Sağlık Bakanlığı'na R0 (bir kişinin virüsü bulaştıracağı kişi sayısını) açıklama çağrısında bulundu.
TTB'nin aynı ay içerisindeki diğer talepleri ise zorunlu olmayan üretimin durdurulması, işçilerin ücretli izne çıkarılması, zorunlu olan alanlarda ise Çalışma Bakanlığı'nın işyeri hekimlerine kişisel koruyucu ekipmanları sağlaması oldu.
TTB ilerleyen günlerde PCR testi negatif ancak klinik durumu Covid-19 ile uyumlu olan kişilerin kayıtlara "bulaşıcı hastalık- doğal ölüm" olarak geçirildiğini savundu.
Sağlık Bakanı, WHO'nun sistemine göre PCR testi ile sonuçları kesinleşmiş hastaların kayıtlara geçirilmesi gerektiğini söyledi. İlerleyen aylarda Bakanlık günlük tabloda zatürre oranlarını da paylaşmaya başladı.
29 Nisan'a gelindiğinde toplam vaka sayısı 118.000'e dayanmıştı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu kişilerden 7.428'inin sağlık çalışanı olduğunu duyurdu.
Bu süreçte TTB, COVID-19 hastalığına yakalanan sağlık çalışanlarının durumunun meslek hastalığı kabul edilmediğini söyledi ve bu uygulamaya karşı çıktı.
Mayıs ortasında ise TTB, Türkiye'de ilk Covid-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden itibaren geçen 2 aylık sürece ilişkin bir rapor hazırladı.
Bu raporda, Türkiye'de Covid-19 salgının "şeffaf yönetilmediği" ve "klinik ve epidemiyolojik olarak Covid-19 tanısı konulan ancak laboratuvar testi ile kesinleştirilmemiş olası vaka ve ölümlerin sayısı açıklanmadığı için bilim insanlarının salgının gerçek etkisini değerlendirilemedikleri" kaydedildi.
Raporla ilgili basın toplantısı yapan Prof. Dr. Kayıhan Pala, normalleşme adımları ile ilgili, "AVM'ler açılıyor ama parklar kapalı. Bu durum bize kararların sağlıkla ilgili veriler ışığında değil, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda alındığını düşündürüyor" diye konuştu.
Türkiye'de 1 Haziran itibarıyla seyahat kısıtlamaları ve sokağa çıkma yasakları sona erdirildi.
TTB ise salgının henüz kontrol altına alınmadığını savunarak bu önlemlerin kaldırılmasına karşı çıktı.
TTB'nin Haziran ayı ortasında açıkladığı ve salgının başından beri geçen üç aya ilişkin değerlendirmesinde, "Salgının kontrol altına alınabildiğine dönük bir kanıt yok" denildi.
23 Haziran'da yapılan başka bir açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:
"Salgına dair sürekli olumlu sayıları ve oranları paylaşmanın yaratacağı yalancı pozitif algıyı önemsemeyen, üretime ara verdirilmeyen fabrika ve atölyelerin yanına AVM'leri ve eğlence yerlerini katan; maçların başlatılmasından asker uğurlamalarına, düğünlerden milyonlarca öğrencinin katılacağı sınavlara kadar her yerde 'açılmayı' göze alan hükümetin COVID-19 salgın süreci karşısındaki tutumundan endişe duyuyoruz.
"Hükümetin ve TBMM'nin tek gündem olarak COVID-19 salgınına karşı alınacak önlemleri ve yurttaşların lehine atılacak adımları gündemine almasını bekliyoruz."
İlerleyen günlerde TTB Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala'ya Bursa Valiliği'nin talebi üzerine Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü tarafından "halkı yanlış bilgilendirdiği, paniğe yönlendirdiği" iddiasıyla soruşturma açıldı.
Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü, Pala hakkında açılan soruşturmada men-i muhakeme kararını aldı.
Kararda "Bilim insanın pandemiyi izlemesi, veri toplaması, değerlendirmesi, yayınlaması, akademik olarak olağan bir durum, anayasal bir haktır" denildi.
10 Temmuz'da yayımlanan 4. ay değerlendirme raporuna ilişkin basın toplantısında TTB Başkanı Prof. Dr. Adıyaman bu konuya ilişkin, "Bu soruşturmayı açanlar/açtıranlar bilim insanının toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesini engelleme, akademik özgürlüğü tanımama, örgütlü bilim insanına saldırma fiillerinde bulunma suçunu işlemiş oluyor" dedi.
Temmuz ortasında yapılan bir başka açıklamada ise Haziran ayından itibaren salgının etkisinin arttığı kaydedildi:
"Türkiye salgında beklenenden fazla dalgalı bir seyir izlemeye devam ediyor. Birinci dalgayı tam olarak bastıramayan ve Haziran ayından itibaren resmi verilere göre toplumsal düzeyde bulaşıcılığı kontrol altına alamayan ülkemizdeki salgının seyrinden endişe duymaya devam ediyoruz."
TTB'nin 5. ay değerlendirmesinde, aktif Covid-19 hasta sayısının açıklananın 9,9 katı olduğu savunuldu.
TTB bu süreçte Sağlık Bakanlığı'nın sağlık çalışanlarını korumada yetersiz kaldığı eleştirisini sürdürdü ve 29 Nisan'dan beri hayatını kaybeden ya da hastalanan sağlık çalışanlarının sayısını açıklanmadığını kaydetti.
TTB Başkanı Prof. Sinan Adıyaman 7 Ağustos'ta katıldığı bir programda, "Test sonuçları pozitif çıkan, hastalanan, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının verileri açıklanmıyor. Erken açılım bezginliğe, moralsizliğe, tükenmişlik sendromuna yol açmıştır. Söz verildiği şekilde ek ödeme yapılmadı" dedi.
TTB'den 21 Ağustos'ta yaptığı açıklamada ise "hekimlerin ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu boğucu ortamın görülmesi ve artık nefes alamayacak hale gelip tükendiklerinin farkına varılması" istendi ve bu tablodan Sağlık Bakanlığı sorumlu tutuldu.
TTB, sağlık çalışanların Covid-19 salgınındaki durumunu, taleplerini, beklentilerine dikkat çekmek ve hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını anmak için bu haftayı "Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz Haftası" ilan etti.
TTB, tüm illerdeki tabip odalarıyla birlikte gerçekleştirilecek siyah kurdele takma, yürüyüş ve saygı duruşu eylemlerine katılım çağrısı yaptı.
TTB hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını Twitter üzerinden #ölüyoruz etiketi ile duyuruyor.
Sağlık Bakanı Koca 2 Eylül'de de şu ana kadar koronavirüsün 29.865 sağlık çalışanına bulaştığını ve 52'sinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
© Tüm hakları saklıdır.