T24 Haber Merkezi
Türkiye'de çocukların cezaevlerindeki durumu, yetişkinlerin yaklaşık beş katı oranda tutuklulukla dikkat çekiyor. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, ülkedeki toplam 356 bin 865 mahkûmun 3 bin 432'si çocuk. Çocuk mahpusların yüzde 68'i tutuklu olarak yargılanıyor; yetişkinlerde bu oran sadece yüzde 14. Ceza infaz sistemi, çocukların ıslahı yerine, suç örgütleriyle olan bağlantılarının güçlenmesine neden oluyor.
Hayatında ilk kez suça karışan bir çocuğun, tahliye olduktan sonra cezaevinde kurduğu ilişkileri sürdürdüğü biliniyor. Bu durum, ceza sisteminin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koyuyor. Evrensel'in aktardığına göre, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin (CİSST) Hapiste Çocuk Teması Sözcüsü Avukat Cansu Şekerci, çocukların ve yetişkinlerin tutuklanma sebeplerinin aynı olduğu; ancak çocukların kaçma ya da delil karartma riski bulunmadığı halde yüksek tutukluluk oranlarına maruz kaldıklarını vurguladı.
Şekerci, Türkiye'nin de imzacısı olduğu "Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin, çocukların hapsedilmesinden ziyade koruyucu ve destekleyici tedbirler alınmasını öngördüğünü belirtti. Ancak mevcut uygulamalarda bu yükümlülüklerin yerine getirilmediğini söyledi.
Çocuklar üzerindeki adalet uygulamalarının eksiklikleri, medya yansımaları ve toplumsal tepkilerle de pekişiyor. Şekerci, çocukların hem yetişkin gibi yargılanıp cezalandırılmalarının hem de çocuk olarak küçümsenmelerinin adaletsizliğe işaret ettiğini söyledi.
Çocukların cezaevine geri dönüş oranlarının yüksek olması, sistemdeki bozuklukları gözler önüne seriyor. Çocuklar, topluma sağlıklı bir birey olarak dönmek yerine, daha derin suç ağlarının bir parçası olarak geri dönüyor. Şekerci, modern ceza adalet sistemlerinin onarıcı adalet anlayışını benimsediğini, ancak Türkiye'de bu anlayışın yeterince uygulanmadığını ifade ediyor. Çocuk mahpusların bağımsız olarak izlenememesi ve hak ihlallerinin saptanamaması, cezaevlerindeki çocukların durumunun yeterince anlaşılamamasına yol açıyor.
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı'na göre, çocukların eğitim seviyesine göre tamamlama oranlarının düşük olması, suça sürüklenme oranlarını artırıyor. Çocukların okuldan atılması veya ekonomik sebeplerle eğitimi terk etmeleri, suça karışma risklerini yükseltiyor.