Fotoğraf: Tunahan Turhan/ZUMA Wire/IMAGO
06 Mart 2025 12:08
Güncelleme: 06 Mart 2025 12:09
Avrupa Konseyi'nin bugün yayımladığı 2024 Avrupa Basın Özgürlüğü Raporu'nda, gazetecilere baskıların endişe verici şekilde arttığına işaret edilirken, Türkiye, basın özgürlüğünün en çok kısıtlandığı ülkeler arasında sıralanıyor.
"Siyasi Baskı, Dezenformasyon ve Medya Bağımsızlığının Aşınmasıyla Yüzleşmek" başlığını taşıyan raporda gazetecilerin fiziksel saldırı, yıldırma, gözaltı gibi kısıtlayıcı eylemlerle karşı karşıya kaldığına dikkat çekilerek, basın özgürlüğüne sistematik kısıtlamaların olduğu ülkeler Ukrayna, Rusya, Türkiye, Sırbistan ve Gürcistan olarak sıralanıyor.
Avrupa Konseyi’nin 2024 Avrupa Basın Özgürlüğü Raporu, kıta genelinde basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların artığına dikkat çekiyor. Avrupa Konseyi’nin 2024 Avrupa Basın Özgürlüğü Raporu, kıta genelinde basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların artığına dikkat çekiyor.
Avrupa Konseyi’nin 2024 Avrupa Basın Özgürlüğü Raporu, kıta genelinde basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların artığına dikkat çekiyor.Fotoğraf: Dwi Anoraganingrum/Panama Pictures/picture alliance
Aralık 2024'taki son verilere göre Avrupa genelinde hapiste tutulan gazetecilerin sayısı 159. Türkiye, en çok gazetecinin cezaevinde bulunduğu ülkeler arasında Belarus, Azerbaycan ve Rusya'dan sonra dördüncü sırada yer alıyor.
Raporun "Gazetecilere yönelik tehdit, şiddet ve taciz" başlıklı bölümde de yine Türkiye gazetecilerin en çok şiddete hedef olduğu ülkeler arasında sıralanıyor.
2024 yılında Avrupa genelinde gazetecilerin fiziksel güvenliğine ve bütünlüğüne yönelik saldırıların bir önceki yıla göre arttığına dikkat çekilirken bunun en çok Rusya işgali nedeniyle Ukrayna'da yaşandığına vurgu yapılıyor. Ukrayna'yı Gürcistan, Sırbistan ve Türkiye izliyor.
Avrupa Konseyi raporunda hakaret davalarının da medya özgürlüğüne sistematik bir engel teşkil ettiği vurgulanıyor, bu gerekçeyle ifade özgürlüğünün en çok ihlal edildiği ülkeler arasında yine Türkiye de yer alıyor.
Konsey üyesi ülkeler arasında en çok gazetecinin hapiste tutulduğu ülkeler Belarus, Azerbaycan, Ukrayna'nın Rus işgali altındaki bölgeleri ve Türkiye.
"Bir silah olarak yasal düzenlemeler: Gazetecilik özgürlüğünü boğmak" başlığı altında Avrupa'da birçok ülkenin yasal düzenlemelerle basın özgürlüğünü kısıtlamaya yöneldiklerine işaret edilerek, Türkiye'ye de dikkat çekiliyor.
"Dezenformasyonla mücadele, basın özgürlüğüne ya da haber alma ve verme hakkına yönelik saldırıları meşrulaştırmak için kullanılmamalıdır" ifadelerine yer verilen bu bölümde, Türkiye'deki "dezenformasyon yasasının" gazetecileri hedef almak için kötüye kullanıldığı ve bunun ciddi boyutta endişeye yol açtığı belirtiliyor.
Raporda eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, yasanın sadece 'kamu düzeninin bozulması ve toplumsal barışın ihlali' durumlarında uygulanacağını iddia ettiği anımsatılıyor, ancak sıralanan örneklerle gerçekte durumun çok farklı olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda bu yasanın, özellikle 6 Şubat 2023 depremleri ve 2023 Türkiye genel seçimleri sonrasında, araştırmacı gazetecileri susturmaya dönük bir silah olarak kullanıldığı eleştirisi getiriliyor.
Türkiye'de hükümetin, ceza kanununun cumhurbaşkanı ve ulusal sembollere 'hakareti' cezalandırmayı öngören maddelerini kullanarak gazetecilerin işini yapmasını engellemeye çalıştığı da ifade ediliyor.
Yine gazetecilerin işini yapmasını engellemek için 'bir suçu veya suçluyu övmek', 'yanıltıcı bilgi yaymak' gibi maddelerin de araçsallaştırıldığı ve bunların siyasetçiler ve iş dünyasının önde gelen isimleri tarafından gazetecilere karşı yasal işlem başlatmak için kullanıldığı, bu davaların da genellikle uzun yargılamalar ve ağır hapis cezaları ile sonuçlandığı belirtiliyor.
Raporun "Medyayı ele geçirmek: Eleştirel sesleri dışlama" başlığı altında hükümetlerin yetkilerini istismar ederek medyayı kontrol altına alma çabaları irdeleniyor.
"Medyanın ele geçirilmesi, bağımsız medyanın önünde ekonomik ve düzenleyici engeller oluşturmak, gelir elde etme, faaliyet gösterme ve kamuoyunu bilgilendirme kabiliyetlerini sınırlandırmak için görünüşte yasal izlenimi veren araçlar kullanarak gizlice kontrol sağlanmasıdır" ifadelerine yer verilen Avrupa Konseyi raporunda, şu ifadeler yer alıyor:
"Bu otoriter hükümetlerin kamunun bilgilendirilmesini kontrol etmek için kullandıkları popüler bir araçtır. Bu kontrol etmeyi amaçlayan siyasi bir stratejinin parçasıdır. Rusya, Avrupa Konseyi üye ülkeleri Macaristan ve Türkiye ile birlikte medyanın ele geçirilmesinin önde gelen örnekleridir ve diğer hükümetler de onları takip etmeye çalışmaktadır."
DW/DA,BÖ
© Tüm hakları saklıdır.