Uygur Türkü halk ozanı Heyit'in hapishanede hayatını kaybetmesi üzerine Ankara, "Çin'in Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikası insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır" diyerek eleştirdi.Türk Dışişleri Bakanlığı, Çin'in Sincan bölgesindeki Müslüman Uygur azınlığın Pekin yönetiminin sistematik asimilasyonuna maruz bırakıldığını savundu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hami Aksoy, "Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur Türklerinin ve diğer Müslüman toplulukların temel insan haklarını ihlal eden uygulamaların, özellikle son iki yıl içerisinde ağırlaşmış ve uluslararası toplumun gündemine taşındığını" belirtti.
"21. yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkması ve Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikası insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır" ifadesini kullanan Aksoy, "Sincan Bölgesinde yaşanan trajediyle ilgili görüşlerimizi Çin makamlarına her düzeyde dile getirdik" dedi.
Halk ozanı hayatını kaybetti
Türk Dışişleri Bakanlığı'nın açıklanması, Uygur Türklerinin tanınan halk ozanı Abdurrehim Heyit'in Çin'de bir hapishanede hayatını kaybetmesi üzerine geldi.
Dışişleri Sözcüsü Aksoy, "Keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türkünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları artık bir sır değildir. Kamplarda alıkonmayan Uygurlar da büyük baskı altında bulunmaktadır. Yurtdışında yaşayan Uygur asıllı soydaş ve vatandaşlarımız bu bölgedeki akrabalarından haber alamamaktadır. Binlerce çocuk ebeveynlerinden uzaklaştırılmış, yetim kalmıştır." ifadesini kullandı.
İnsan Hakları Örgütü'nden eleştiri
İnsan hakları örgütleri de Pekin'in Uygurlara yönelik politikalarını eleştiriyor. Şubat ayı başında İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) Genel Sekreteri Kenneth Roth, Cenevre'de yaptığı açıklamada, "Çin yönetiminin Sincan'daki insan haklarını ihlal eden tutumu karşısında Birlemiş Milletler'in harakete geçmesi gerektiği" çağrısında bulunmuştu. Roth, AB Genel Sekreteri Antonio Guterres'in duruma seyirci kalmayıp, gerekli adımları bir an önce atmasını istemişti. Roth, Guterres'in konuyla ilgili şimdiye kadar sessiz kalmasını da eleştirmiş ve kendisini "Çin'i kızdırmamak adına, çekimser davranmakla" suçlamıştı.
Çin yönetimi uzun süre Sincan'daki "Müslüman azınlık için oluşturulan eğitim kamplarının" varlığını inkar etti. Ancak Ekim 2018'de bu merkezler, hazırlanan bir düzenleme ile yasalaştı. Böylece "radikal ideolojiler benimseyenler olarak tanımlananların, yargılanmadan kamplara kapatılıp "ideolojik eğitimlerden geçirilmesi" ve "çeşitli psikolojik yöntemleri içeren, davranış biçimlendirmesi" için yetki verdi.
Bu kamplarda kaç Uygur Türkünün tutulduğuna dair resmi bir rakam bulunmuyor. Ancak resmi olmayan verilere göre halihazırda yüzbinlerce Müslüman Uygur'un bu kamplarda tutulduğu belirtiliyor.
Pekin yönetimi bu uygulamanın, "Sincan'daki radikalleşmenin; terör saldırıları ve kanlı direnişin önüne geçme" amacını taşıdığını savunuyor.
AFP,dpa,DW, MK/ÖA
© Deutsche Welle Türkçe