Kültür-Sanat

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'ne Haldun Taner’in tablosu asıldı

08 Ekim 2019 17:32

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Basın Müzesi’ne yağlı boya tablosu asılan 73. isim usta gazeteci, tiyatro yazarı Haldun Taner oldu. Haldun Taner’in tablosunu Basın Müzesi’ne eşi Demet Taner ve TGC Başkanı Turgay Olcayto astı.

TGC, basına hizmet veren ustaların portrelerini yaptırarak Basın Müzesi’nin içeriğini zenginleştirmeye devam ediyor.

31 yıldır Basın Müzesi’ni kendi imkanlarıyla yaşatmaya çalışan ve kamuya yararlı dernek olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ressam Ebülfez Ferecoğlu’na usta gazeteci, tiyatro yazarı Haldun Taner’in yağlı boya portresini yaptırdı.Tablo Basın Müzesi’ndeki Gazeteci Portreleri Galerisi’ne törenle asıldı.

Turgay Olcayto: "Haldun Taner çok yönlü bir sanat insanıydı"

TGC Başkanı Turgay Olcayto Haldun Taner için düzenlenen törende şunları söyledi:

“Haldun Taner edebiyatımızın önde gelen ustalarından biri. Çok yönlü bir sanat insanı aynı zamanda, tiyatro sanatı üzerinde çalışmaları var, üniversite hocası, usta bir öykü yazarı ve çeşitli gazetelerde kendini kanıtlamış iyi bir gazeteci. Onun özellikle Milliyet’te yayınlanan köşe yazılarını büyük bir beğeniyle okurdum. Hikayelerinde de kent insanının sıcaklığını, kültürünü duyumsatırdı okuruna. Tiyatro Haldun Taner’in büyük tutkularından biriydi. Kabare Tiyatrosu aracılığıyla sokaktaki insanların sorunlarına, yaşam sevinçlerine esprili bir dille ayna tuttuğunu söyleyebilirim. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin eski bir üyesi olmasına karşın Haldun Taner’in bir yağlıboya portresinin bugüne dek yapılamamış olması bir eksikliğimizdi. Şimdi ressam Ebülfez Ferecoğlu’nun yaptığı Haldun Taner tablosunu bugün ustalarımızın yer aldığı galeride yerine yerleştireceğiz. Bunun için de hem kendi Yönetim Kurulumuza hem de ressam Ebülfez’e teşekkür etmek isterim.”

Demet Taner: Haldun Taner idealist bir yazardı

Haldun Taner’in eşi Demet Taner ise Haldun Taner tablosunun TGC Basın Müzesi’ne asılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Demet Taner, şöyle konuştu:

“Haldun Taner’in Basın Müzesi’nde tablosunun olmaması bir eksiklikti. TGC Başkanı Turgay Olcayto’ya teşekkür ediyorum. Bu eksiklik ortadan kalktı. Haldun Taner, hem öykü hem de tiyatro eserleri açısından yeri doldurulamaz bir yazardı. Fakat aynı zamanda gazetede köşesi vardı. Köşe yazılarında güncel olaylardan yola çıkardı. Ama derin kültürü ile Türkiye ve dünya kültürünü, uygarlık tarihinin kilometre taşlarını yazılarında dile getirirdi. Okuyanları  düşündürürdü. İdealist bir yazardı. Abdi İpekçi’nin önerisi ile Milliyet Gazetesi’nde yazmaya başladı. Roman yazmak istiyordu daha çok. Ama Abdi Bey’i kıramadı. Sanat dalında bir takım eserler vermek istiyorlardı.1973 yılından ölümüne kadar yazdığı yazılarda güncel içinde kalmayıp kalıcı olmayı yakalamaya çalışan bir yazardı. Deneme tadında yazılar yazmıştır. Haldun Taner TGC tarafından iki kez ödüllendirilmiştir. Basın Müzesi’nde resminin bulundurulması beni çok mutlu eden bir olay oldu.”

Törene TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Ahmet Özdemir, TGS Önceki Başkanı Uğur Güç, TGC Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Garbis Özatay, İBB Kültür Daire Başkan Danışmanı Nedim Dertli, kıdemli TGC üyeleri Hulusi Yavaşlar, Şekip Gümüşkanatlı, Aydan Özsoy, Nazan Öcalır, Aladdin Demirtaş, Şükrü Disanlı ve çok sayıda sanatsever katıldı.

Haldun Taner kimdir?

Haldun Taner 1915’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nin ardından devlet tarafından burslu olarak Almanya’ya Heidelberg Üniversitesi’ne gönderildi. Siyasal Bilimler Fakültesi’ne devam etti.

1950’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü’nü bitirdi. 1950-1954 yıllarında Sanat Tarihi Kürsüsü’nde asistanlık yaptı. 1950’den sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi’nde, Gazetecilik Enstitüsü’nde, LCC (Language and Culture Center ) Tiyatro Okulu’nda binlerce öğrenci yetiştirdi.

“Haldun Yağcıoğlu” takma ismiyle gençlik yıllarında yazdığı skeçlerden “Töhmet” adlı ilk öyküsü Yedigün dergisinde 1946’da yayınlandı.

New York Herald Tribune Gazetesi’nin 1953’te İstanbul’da düzenlediği öykü yarışmasında “Şişhaneye Yağmur Yağıyordu” öyküsüyle birinci oldu. 1954’de asistanlığı bırakıp Viyana’ya tiyatro bilimi eğitimi için gitti.

1955-1957 arasında Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde öğrenim gördü. 1957’de tekrar Türkiye’ye döndü. Gazetecilik Enstitüsü’ndeki derslerine devam etti. Bir yandan da 1955-1960 yılları arasında Tercüman gazetesinde sanat ve kültür yazıları, fıkralar yazdı. Bir ara gazetenin başyazarlığını yaptı. Bu fıkralarından bir kısmını genel başlıklarıyla kitap halinde de topladı. (Devekuşuna Mektuplar, 1960, 1977). Mart 1974 – Mayıs 1986 yılları arasında da Pazar sohbetlerini Milliyet Gazetesinde sürdürdü.

Ekim 1967’de Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan‘la birlikte Türkiye’nin ilk kabare tiyatrosu olan Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nu kurdu. 1968 yılında Ahmet Gülhan ile Haldun Taner, “Devekuşu Kabare” tiyatrosundan ayrılıp Tef Kabare tiyatrosunu kurdular. 1969’da ise Münir Özkul ile birlikte Bizim Tiyatro’yu kurdu, Küçük Dergi’yi çıkardı.

Keşanlı Ali Destanı adlı epik oyunu ile dünya çapında tanındı, oyun Atıf Yılmaz tarafından sinemaya aktarıldı. Haldun Taner, 7 Mayıs 1986 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti.

1955 yılında Sait Faik Hikaye Armağanı’na ‘Onikiye Bir Var’ adlı eseriyle değer görüldü. 1956 yılında Varlık Dergisi tarafından Türkiye’nin En İyi Öykü Yazarı seçildi. 1972 yılında Sersem Kocanın Kurnaz Karısı adlı oyunuyla Türk Dil Kurumu tarafından Tiyatro Ödülü’ne layık görüldü. 1983 yılında Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü Pertev Naili Boratav ile paylaştı. 22 adet tiyatro oyunu, 11 adet öykü kitabı, 9 adet Anı, Gezi, Söyleşi kitabı yayınlandı.

TGC Basın Müzesi hakkında

Basın Müzesi, 1865 yılında dönemin Maarif Nazırı Safvet Paşa tarafından İtalyan Mimar G. Fosetti’ye Neo Klasik tarzda yaptırıldı. Maarif-i Umumiye Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) ve İstanbul Darülfünunu hizmetlerinde kullanılan bina II. Abdülhamit döneminde Sansür Heyeti tarafından kullanıldı.

1908 yılında Şehrülemaneti’ne (İstanbul Belediyesi) devredildi. Tarihi bina, Nezih Demirkent’in başkanlığındaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ile İstanbul Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl arasında yapılan anlaşmayla 1983 yılında Cemiyet’e tahsis edildi. 1984-1988 yılları arasında restore edilen bina 9 Mayıs 1988 tarihinde hizmete açıldı     

Bünyesinde bulundurduğu eserlerle “Türk basın tarihinin hafızası” olarak nitelendirilen TGC Basın Müzesi,  sadece vefat eden gazetecilerin değil, hayatta olan gazetecilerin de eserlerini, hobilerini, kişisel eşyalarını, hobilerini sergiliyor.  Şu anda 70’e yakın gazetecinin yağlı boya portresi Müze’de sergileniyor. TGC Basın Müzesi, hem basın teknolojisi hem de bu teknoloji ile üretilen gazeteler ve kitaplarla basın tarihimize ışık tutuyor. Müzede 35 bine yakın kitap bulunuyor. Her yıl 5 bin araştırmacı müzeden yararlanıyor.

Giyotinden sanal arşive uzanan serüven

Basın Müzesi, basın teknolojisinin başlangıçtan günümüze kadar olan değişimini gözler önüne seriyor. Müzede, dönemin çeşitli gravürlerine ve tarihçesine bakılarak Türkiye’deki ilk basım olayı olarak bilinen 1729’da İbrahim Müteferrika’nın kurmuş olduğu matbaanın maketi ve bastığı örnekler, taş baskı, düz baskı makinesi, rotatif, giyotin ve çeşitli dönemleri yansıtan baskı makineleri yer alıyor. Diğer odalarda ise Türk gazetecilik tarihinin başlangıcı olan 1828 tarihli Vekayi-i Mısriye gazetesi ile basın tarihinin ilk basamaklarını anlatan belgeler ve gazeteler bulunuyor. Ayrıca 2. Meşrutiyet’le birlikte gerçekleşen basın patlaması, Meclisin açılışı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Latin harflerine geçiş ve günümüze kadarki süreci içeren belgeler, fotoğraflar da müzede sergileniyor. 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü üzerinde katledilen ilk gazeteci Hasan Fehmi Bey’den günümüze kadar öldürülen gazetecilerin fotoğrafları ise “Öldürülen Gazeteciler” bölümünde görülebiliyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi, müzecilik açısından taşıdığı bu üstünlüğünün yanı sıra kültür ve sanat etkinlikleriyle de dikkat çekiyor.  Müzenin ikinci katında bulunan Cevat Fehmi Başkut Sanat Galerisi’nde 6 ayrı salonda sergi yapılabiliyor. Sanat Galerisi’ne bağlı olan atölyede ise uygulamalı resim çalışmaları yapma imkânı sunuluyor.  Müzenin üçüncü katında ise uzmanlık kütüphanesi yer alıyor.