Eğitim Reformu Girişimi (ERG), eğitim sisteminin içinde bulunduğu durumu ortaya koydu. Raporda, özel okullar ve imam hatiplerdeki 10 kişilik sınıflara karşın devlet okullarındaki kalabalık sınıflar, bölgeler arası eşitsizlikler yer aldı.
ERG’nin raporunda, eğitim izleme göstergeleri masaya yatırıldı. Raporun, “İhtiyaçların tespit edilmesi ve ihtiyaçlar doğrultusunda politikalar üretilirken kaynakların etkili ve verimli şekilde kullanılması” amacıyla kritik önemde olduğu vurgulandı.
BirGün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre, Türkiye'de öğrenci başına yapılan harcamanın ilköğretimde 4 bin 400 dolar, ortaöğretimde ise 5 bin 110 dolar olduğu belirtildi. Türkiye’nin öğrenci başına yaptığı harcama itibarıyla OECD ülkeleri arasında Meksika ve Kolombiya’nın ardından son sırada yer aldığı kaydedildi.
Eğitim harcamaları
Eğitim harcamalarına yönelik raporda paylaşılan veriler de dikkati çekti. TÜİK verilerinden yararlanılarak hazırlanan rapora göre, toplam eğitim harcamaları içinde ailelerin harcama oranı giderek artarak 2022 itibarıyla yüzde 21’e dayanırken kamunun eğitim harcamaları 2022 itibarıyla son 10 yılın en düşük seviyesini gördü. Buna göre, 2012’de toplam eğitim harcamaları içinde kamu harcamalarının yüzde 70,7 olan payı, 2022’de yüzde 68,7’ye kadar geriledi.
Özel sektör
Eğitimde artan özel sektör ağırlığı ERG’nin raporuna da yansıdı. Raporda, özel eğitim kurumlarına kayıtlı öğrenci oranındaki artış eğiliminin, 2022-2023 eğitim öğretim döneminde de devam ettiğinin altı çizildi. 2022-2023 eğitim öğretim döneminde Türkiye'de örgün eğitimdeki öğrencilerin yüzde 9,5’inin özel okullara kayıtlı olduğu ifade edildi.
Eşitsizlik
Erken çocukluk eğitimine yönelik veriler ise Türkiye'deki bölgeler arası eşitsizliği ortaya koydu. MEB verilerinden yararlanılarak hazırlanan rapora göre, 2022-2023’te 3-5 yaş grubunda net okullaşma oranının yüzde 51, 5 yaş grubunda okullaşma oranı ise yüzde 85 oldu. Türkiye'de 3-5 yaş grubundaki okullaşma oranının kız çocuklarında yüzde 84,7, erkek çocuklarında ise yüzde 85,2 olduğu bildirildi. Okulöncesi eğitimde bölgeler arasındaki eşitsizliği gözler önüne seren veriye göre ise Batı Marmara’da yüzde 94,5 olan 5 yaş için net okullaşma oranı, Güneydoğu Anadolu’da yüzde 78,1’de kaldı.
Raporda, eğitim ortamlarının mevcut durumuna da mercek tutuldu. Kamuoyundaki, “Parası olana nitelikli eğitim” algısını anımsatan verilere göre, ortaöğretim kademesinde özelde 10 olan derslik başına öğrenci sayısı ortalaması, devlet okullarında 24’e kadar çıktı. Devlete ait anaokullarında 30 olan ortalama sınıf mevcudu, özel anaokullarında 10 olarak hesaplandı. Dini eğitime ayrılan kaynağın büyüklüğüne ayna tutan veriye göre ise akademik liselerde 24 olan derslik başına düşen öğrenci sayısı din öğretimi yapan liselerde 14 olarak kayıtlara geçti.
Dini ve mesleki eğitime sağlanan ayrıcalığı ortaya koyan bir diğer veri ise ikili eğitimdeki öğrencilerin oranına yönelik veri olurken raporun, “İkili Eğitim” başlığı altında şu sayısal veriler göze çarptı: “2022-23’te ilkokulda öğrencilerin yüzde 42,5’i, genel ortaokulda yüzde 35,6’sı, imam hatip ortaokulunda yüzde 11,6’sı, genel ortaöğretimde yüzde 7,0’si, mesleki ve teknik ortaöğretimde yüzde 1,9’u ve dini öğretim ortaöğretimde ise yüzde 0,8’i ikili eğitim yapılan okullarda eğitim gördü.”
936 okul kullanılamaz durumda
Eğitim alanında öne çıkan diğer bazı konular ise şöyle raporlaştırıldı: “Türkiye’de öğretmenlerin mesleğe başlama maaşlarıyla alabilecekleri en yüksek maaş arasında çok az fark bulunuyor. 2022 verilerine göre, Türkiye’de lise öğretmenlerinin kariyerlerinin gelebileceği en yüksek noktada alacakları maaşla mesleğe başladıklarında aldıkları maaş arasındaki fark yüzde 20’den azdır. Fark, OECD ülkelerinin ortalamasında yüzde 33,3’tür.
Deprem bölgesindeki çocuklara psikososyal destek için sahaya giden gönüllülerin deneyimsiz olmaları birçok durumda yararlanıcılara olumsuz deneyimler yaşattı.
Depremler nedeniyle birçok okul yıkıldı veya hasar aldı. Yapılan son değerlendirmelere göre, deprem bölgesinde 936 okul depremler nedeniyle kullanılamaz hale gelirken bu sayı derslik için 11 bin 738’dir. Hatay’da dersliklerin yüzde 45,4’ü kullanılamaz hale geldi.
Deprem bölgesindeki ailelerden yüzde 21,8’i çocuklarından hiçbirinin deprem sonrasında okula gitmediğini vurguluyor. Tüm çocuklarının okula gittiğini söyleyen ailelerin oranı yüzde 61,9’dur. Çocukların eğitim dışında kalma nedenleri arasında ekonomik sorunlar, okulların uzaklığı ve çocukların kötüleşen psikolojik durumları gösteriliyor.”